"Ağaç Kasidesi muharriri için memleketin en yerli ve hususi şeyi ağaçlar ve ormanlardır. Muharrir, bir çam, bir kavak, bir meşenin koruyucu ve faydalı olduğu kadar güzel taraflarını da içinden duymuştur. Bu yüzlerce yılın yetiştirdiği ağaçların herhangisi söküldüğü, devrildiği zaman duyulan acıyı muharrir, dilimizin herhangi öz kelimesi yerine ahengi ve manâsı yabancı bir kelime kullanıldığı zaman duyuyor. Bu kelimeler yüzlerce senedir şuurumuzda kök salmış, manaları, ahenkleri duygu ve fikirlerimizi ifade etmiş kelimelerdir. Bunların yerine konanlar, aziz topraklarımızda büyüyen tabii çiçekler ve fidanlar yerine, saksı veya vazo içinde, kökleri ve hatta hayatları olmayıp da sırf süs gibi özenti salonlarda gördüğümüz yapma çiçeklere, yeşilliklere benziyor. Ve işte muharririn içi bundan dolayı sızlıyor, bundan dolayı içi sızlayarak gülümsüyor ve mütemadiyen ağaçla kelime arasındaki münasebeti düşünüyor."