Halim Gül

Mesnevi'de Tasavvufi Tefsir yazarı
Yazar
10.0/10
1 Kişi
2
Okunma
1
Beğeni
891
Görüntülenme

En Eski Halim Gül Sözleri ve Alıntıları

En Eski Halim Gül sözleri ve alıntılarını, en eski Halim Gül kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mevlânâ, bir ayağını Kitap ve Sünnet mihverine bağlayıp, diğeri ile yetmiş iki milleti dolaşan çok renkli ve çok cepheli bir pergeli andırır. Bir ayağı şerî'attâ, bir ayağı da bütün dünyada! Neden bütün dünyada? Herkesçe bilinmektedir ki İslâm cihanşümûl bir din, peygamberi 'Hz Muhammed (s.a.v.) de evrenseldir; yani bütün insanlığa gönderilmiştir. Bu nedenle bugün yaşayan bütün insanlar Ümmet-İ Muhammed'dir. Ancak Müslüman olanlar ümmet-i icâbet, diğerleri ise ümmet-i davet konumundadır. Birincilerin, ikincileri Islâm'a davet etmeleri üzerlerine bir vecibedir. Eğer bizler sadece kendimiz için yaşarsak, bu İslâmî bir düşünce ve davranış biçimi olmaz. Demek ki biz Müslümanlar bütün kâinata seslenecek bir yapıya sahibiz. Eğer bugün bunu gerçekleştiremiyorsak kusuru kendimizde aramalıyız. İşte Mevlânâ, Islâm'ın evrensel mesajını bütün insanlığa, onların anlayacağı remiz ve sembollerle ulaştırmaya çalıştığı için asırlardan beri herkes tarafından sevilen, saygı duyulan ve takdir edilen bir kimsedir.  
Sayfa 471 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Bu varlıktan yok olmadıkça, O'nun varlığı ile var olamazsın; O'nun dirilemezsin; âb-ı hayata dalamazsın; ebedî saltanatı bulamazsın. Böyle olmadıkça da hiçbir fayda yok. Seyyid Burhaneddin*, Ma'ârif, s.58 *Hz Mevlana'nın hocalarından
Reklam
Tıpkı sedefin içindeki inci, denizin dibinde olduğu halde kabuk yüzünden denizi göremeyip "Deniz nerede?” demesi gibi, bizler de sedef konumunda olan beşerî sıfatlarımız yüzünden, sürekli bizim beraber olan Mevlâmızı göremeyip "Nerede?” diye soruyoruz. Fakat insan beşerî varlığından kurtulup, ilâhî sıfatlarla sıfatlanınca bunu ayne'l-yakîn bilmiş olur. Bu da ancak tasavvufî riyâzet ve tezkiyeler sonucunda elde edilen bir bilgidir. Bu, ancak yaşanarak anlaşılabilir.
Sayfa 51 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Hayret *
Hayret: Şaşkınlığı ifade eden Arapça bir kelimedir. Hayret, derin düşünce ve Allah huzurunda, hakikat ehlinin, âriflerin kalplerine gelen bir durumdur. Özetle ifade etmek gerekirse, hayret, Allah'ın gücüne, sun'una, hikmetine karşı duyulan aşırı bir arzudur. Yaşanmadıkça bilinmez. Bkz Serrâc, Lümâ' s. 338; Cebecioğlu, Ethem, Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü, s. 338. * Dipnot 112
Sayfa 52 - İnsan yayınlarıKitabı okudu
Ey birader! Yokluk âleminde varlık nasıl bulunur? Zıd zıddın içine nasıl gizlenebilir? "Ölüden diri çıkarır" ayetini oku. * Zira bütün âbidlerin ümidi yokluktadır. Tohumu tarlaya atmakla, ambarı boşalmış olan çiftçi, yokluk ümidi ile şâd ve hoş değil midir? Ektiği tohum yokluktan yetişip bitecektir. Eğer manaya vakıf isen bu
Sayfa 66 - İnsan yayınlarıKitabı okudu
~HAZRETİ MEVLÂNÂ CELALEDDİN-İ RUMÎ' Yİ ANMA VE ŞEB-İ ARUS ETKİNLİĞİ~
"Kendilerine Tevrat yükletilen, sonra onu taşıyanların durumu, koca koca kitaplar taşıyan merkebin durumu gibidir. Allah'ın ayetlerini yalanlamış olan kavmin durumu ne kötüdür. Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez" (Cum’a - 5) Tefsîr kitaplarında "KENDİLERİNE TEVRAT YÜKLETİLEN"lerden maksat Tevrat'ı bilip onunla
Sayfa 89 - insan yayınlarıKitabı okudu
Reklam
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.