Haluk Kırcı

Haluk KırcıBırak Eşkıya Bellesinler yazarı
Yazar
7.4/10
61 Kişi
186
Okunma
20
Beğeni
4.763
Görüntülenme

Haluk Kırcı Sözleri ve Alıntıları

Haluk Kırcı sözleri ve alıntılarını, Haluk Kırcı kitap alıntılarını, Haluk Kırcı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kader!
Kader! İzahı zor anlaşılması mümkün olmayan efsunlu kelime...
Sayfa 23
103
Zamansız bir ölüm Yakaladı ensesinden baharı. Yaşam mı, ölüm mü ? Farklı değil yaprak dökümünde. Hep sonbaharı mı yaşayacak Ağlayan gözlerim. İlkbahar yağmurları Islatmayacakmı yüzümü ? Ölüm sonbaharda da gelse, Dökülürken yeşil olmak isterim. 17/11/1987 MAMAK
Sayfa 47 - Ahmet Ulu
Reklam
Parça parça yüreğim, kaderle dövüşüyorum Avuçlarımda paramparça dünya, ruhumda isyan Yol verin yıldızlar yol verin düşüyorum
Sayfa 16 - Mustafa Karaca
EŞKIYA Beni hep kavgalarımdan bildiler... Yarım bıraktığım okul, Bir bir tembihleyen anam, Sevdiğim kız Sevdiğimi bilmeyen kız
Sayfa 17 - TULPARKitabı okudu
SÜLEYMAN KALAYCI: 1962 Kayseri/Hacılar'da doğdu, ilk ve orta okulu Kayseri/Ankara-Kayseri'de okudu. Liseyi cezaevinden bitirdi. Halen cezaevinde açık öğretim Fakültesine devam etmektedir. 9 yıldan beri cezaevindedir. O'na göre şiir: Hakk'ın mesajlarını insana, insanı da Hakk'a taşıyan ve ifadesini şairin iç ahenginde bulan, iman ve cihad ikilisi üzerine kurulan misralar zincirinden başka birşey değildir."
Sayfa 27 - SÜLEYMAN KALAYCI
Mahkemem
Duygular: Savcı Kelimeler: Hakim Fikirler: Mahkum Duygular: Yalancı Kelimeler: Hissiz Fikirler: Masum Duygular: Yabancı Kelimeler: Hain Fikirler: Ben Ve... Bencil duygulara Güdümlü kelimeler Fikirleri, kelepçelediler... 28/12/1982 BARTIN
Sayfa 33 - Süleyman Kalaycı
Reklam
"Zaman... beynimi kemiren, beni bitiren ve bana hep acımasızca davranan zaman!.. sana isyanım, sana itirazım var!.. ey zaman! acaba seninle, uygun bir anda, kendi silahlarımla savaşabilecek miyim?.. sana sesleniyorum: bütün vahşiliğin ve bencilliğinle bana saldırsan da seni, evet seni, sonsuzluğa koştuğum anda, öyle vuracağım ki: yenilgiyi tatmakla kalmayacak, kendi dilin ve mimiklerinle yaptığın her şeyden utanacaksın..."
Medya İşine geleni görüp yansıtıyor!
Ümraniye'de katledilen 5 ülkücü işçi gündemde yoktu. Babalarının gözleri önünde kurşuna dizilen Erkenez kardeşlerden kimse bahsetmiyordu. Adana'da televizyon seyredeken sırtlarından kurşunlanarak öldürülen ülkücü öğretmenler sanki bu ülkede hiç yaşamamışlardı. Varsa yoksa Haluk Kırcı ve onun katıldığı Bahçelievler olayı...
Sayfa 105 - Buhara YayıncılıkKitabı okudu
Varacağım vuslatım YARADAN'dır
Sayfa 24 - Mustafa Kaplan
Dinle dostum; Ben; Tetik düşmeden, vuruldum. Suyu görmeden, boğuldum. Sevgiliye giden yolu, Darağacında buldum Önce; İnançlarımı astılar, sorgulamadan. Sonra; Kalemimi kırdılar, yargılamadan. Şimdi; Kendinden bile ücra hücrelerin Soğuğunda, yanıyorum... Bir zikir tutturdum kendimce, "ALLAH" diyorum Her namaz sonrası Yönelip Rabbime; "Şehadet"diliyorum...
Sayfa 31 - Süleyman Kalaycı
Reklam
Düşün ki bu dünyada imtihandasın Yaşayamıyorsan eğer hakkı, bilki yalandasın...
Sayfa 26 - Mustafa Kaplan
karanlık ama halá el yordamıyla yürüdüğüm şu garip mağara içinde, üstümün paramparça olmasına, dökülmüş diş ve saçlarıma aldırmadan tıpkı iki ateş arasında siperde, yıllarca kalmış bir nefer gibi, aramaktayım, aradıklarım, ümit ve korku içinde...
Sayfa 78 - Haluk Kırcı
Geçinip gidiyordum kendi kendime, Islatmadan ellerimi güz yağmurları Mevsimsiz bir sağnağına tutuldum ömrün Yaşamak ölümden acı olurken dudaklarımda Gerek yok söylemedim, adımı kimseye Başımda süngülerden şemsiye.
Sayfa 6 - Lütfi Kireçci
Ülkücülerin Yaşlananlarındaki Genel Durum
Kitap okumamak, bilgiden ve aydınlıktan kaçmak şeklindeki tavrım, kaçaklık yıllarımı da içine alarak sürdü gitti. Ama o yılların boşluğunu ve acısını hep hissettim. Hâlâ hissediyorum... Çünkü bilgi ile beslenemeyen beyin, işe yaramaz bir et yığınına dönüşüyor ve başka beyinlerin çekim alanı içine giriyor.
Ne oldu ?
Altın kupada sundular yılanın zehrini Binbir izzet-ü ikramla Töre sahipleri bildi ancak kahpenin kastini Binbir akl-ı irfanla Başına dolandı hainin kendi şerr-i fendi Binbir hikmet-i Hüdayla Sunuldu şehitlere şehadetin leziz şerbeti Binbir Ahd-i vefayla İçebilenler içti, içemiyenler Hakk'tan diledi Binbir salat-ı selamla Bir dahakine deyip, hayırlar istendi, şükredildi Binbir kalb-i şâdanla Safa duruldu, el bağlandı, ruhlar yüceldi Binbir kalb-i ihtişamla. 23/10/1987 - Mamak
Sayfa 60 - Şerafettin Çelik
94 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.