1957 Ankara doğumlu olan Haluk Özdil, öğrenimini yine bu kentte tamamladıktan sonra, genç yaşta başladığı memuriyet yaşamıyla birlikte, çeşitli kamu kurumlarının dergilerine düzenli olarak yazılar yazmaya başlamıştır.
Aynı dönemde AFSAD (Ankara fotoğraf Sanatçıları Derneği)’inde başladığı fotoğraf uğraşı, kendisine yurt içinde çeşitli ödüller getirirken, yurt dışı yarışmalarında dört kez sergilenme hakkı kazanmış, “Arayış,” isimli bir fotoğrafı Devlet Resim Heykel Müzesinin arşivlerindeki yerini almıştır. 7 yıl sonra memuriyet yaşamını bırakıp, İstanbul’a yerleşmiş ve ulusal basında çeşitli gazete ve dergilerde görev yapmıştır. 1995 yılından itibaren sektörel bazda yayınlar çıkaran bir grubun yayın yönetmenliğini 2008 yılına kadar sürdürmüştür. Bu tarihten sonra profesyonel çalışma yaşamını bırakmış ve yazmaya yönelmiştir.
Dünya görünürde gelişti, binalar, arabalar, uzay yolculukları, iletişim; değişmeyen tek şey insan oldu... İçindeki vahşi tarafı yok olmadan bugüne kadar geldi, bundan sonra da devam edecek...
Müthiş bir kitap. Sürükleyici ve gerçek! Gerçek olamayacak kadar gerçek. Haluk Özdil'in her kitabini nefesimi tutarak okuyorum. Su gibi akıyor sayfalar ve nasıl bittiğini bile anlamıyorum. Konusu, olay örgüsü ve verdiği bilgilerle çok kıymetli bir çalışma. Merakla yeni romanını bekliyorum. Kendinize bir kahve yapın ve alın elinize bu kitabı, kendi kendine bitiverdigini göreceksiniz..
Gerçek ve kurgu harmanlanmış ortaya sürükleyici bir kitap çıkmış. Genel olarak beğendim ancak bazı bölümlerde kargaşa hakimdi. Gerçek isimlerin ve bazı detayların değiştirilmesini anlarım, mesela kitapta öldürülen mühendis Cemil’in sağ bileği kesilmişti, gerçekte ise Hüseyin Başbilen’in sol bileği kesilmiş. (Aselsan Cinayetleri isimli kitapta gerçek haliyle anlatılmıştı.) Ancak kitabın başında Ertan Güler olarak ortaya çıkan yazar sonra Ertan Günalp oldu, tekrar Güler oldu ve Günalp olarak veda etti. Bir bölümde de Ertan, Şule’yi tek başına ziyaret edip arkadaşının defterinden bahsederken “Gökhan” defteri havaya kaldırdı. Basmadan önce okumuyorlar mı mantık hatalarını görmüyorlar mı anlamıyorum.
Kozmik odalar, istihbarat teşkilatları, ajanlar, devletler, kripto polisler, hainler, vatanseverler kapıştırılırken basit mantık hatalarının yapılmış olması kurguyu zayıflatmış.
Buradaki incelemeleri okuduğumda kitapta “evrenin sırrını” bulacakmışım gibi hissetmiştim :) Sonuç; hayal kırıklığı oldu.
Kitap güzel kurgulanmış,benim şu pandemi sürecinde öğrendiğim gerçekleri, yazar 2017 yılında yazmış... enteresan...ama okunmalı muhakkak.herkese tavsiye ediyorum.