Hamit Baldemir

Hamit BaldemirMetropol'de Kürt Kadını yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
7
Okunma
0
Beğeni
383
Görüntülenme

Hamit Baldemir Sözleri ve Alıntıları

Hamit Baldemir sözleri ve alıntılarını, Hamit Baldemir kitap alıntılarını, Hamit Baldemir en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Başlık olayını aşmamış olan aileler hâlâ var !
Mevcut kültürün ve geleneklerin bir uzantısı olan başlık parası ayrı bir olay olarak hâlâ canlılığını korumaktadır. Burada genç kız evleneceği erkek tarafından belli bir miktar para ile kaba bir deyimle satın alınmaktadır. Aslında bu kadını bir meta olarak görmenin bir biçimden başka bir şey ifade etmemektedir. Başlık parası ile kadını satın alan onun yaşamsal bütün haklarını ömür boyu satın almış demektir. Ne var ki bu aşağılık uygulama çok doğal olarak karşılanmakta hatta çok yüksek başlık kadının değerinin artışını ifade etmektedir. Bu durum aynı zamanda kız ailesince de bir gurur vesilesi yapılmaktadır.
... Kadının onur kırıcı bir biçimde düşürülmesi, her sınıflı toplumda özü değişmeden tarihsel sürecin karakteristik özelliğine göre çeşitli biçimler alarak (köleci , feodal, kapitalist) günümüze kadar gelmiştir. Bugün kadına yönelik bu baskılar ve kadına reva görülen ilişkiler sınıflı toplumların kültürlerinin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Gelenek, görenek, namus bu kültürün en çarpıcı unsurlarıdır. Yani kadın bağlamında birer ahlaksal-toplumsal kural olan gelenek-görenek ve kadının vücudunda anlam bulan namus anlayışı...
Reklam
Lenin ;
...Kadınsız devrim olmaz...
Sayfa 83 - Bunun doğruluğu tartışılmazdır.Kitabı okudu
İnsanların yaşaması için maddi yaşam araçlarına ihtiyaç vardır. Bunu ülkesinde bulamayan insanlar metropolleri ekmek kapısı haline getirmişlerdir. Buralarda karşılaştıkları zorluklar ve en tortu işlerde çalıştırılmaları bile bu ekmek kapısı bildikleri metropollere gölge düşürmemektedir. Çünkü başka seçenekleri yoktur, yaşamak için.
Engels ve Marx'ın dediği gibi : sınıflı toplumda cins olarak erkekler burjuva, kadınlar ise proleterdir. Bu belirleme, kadının devrim mücadelesindeki yerini ve devrimin kadın için önemini belirler. Özellikle proleter emekçi kadın için. Devrim bir seldir : önüne çıkan tüm engelleri yakıp yıkarak, yerle bir ederek potansiyel güçlerini harekete geçirir ve kendi yatağına çeker.
... Kürt halkının bu isyanlarında kadının katkıları az değildir. Bunların en çarpıcı temsilcileri Besi ve Maşallah'ın kahramanlıklarıdır. Ayrıca Irak Kürdistan'ında Leyla Kasım'ın şahsında ifadesini bulan Kürt kadınının cesareti, direnişçiliği ve özverisi var.
Reklam
Sınıflı topluma geçişle başlayan ezen-ezilen ilişkisi ilk ifadesini ailede bulur. Ailede kadın ezilen, erkek ezendir. Günümüz literatürüne göre adlandırırsak kadın proleteri, erkek burjuvaziyi ailede temsil eder. Aile sınıf tahakkümünün cinsiyet planda yansımasının somut ifadesidir. Dolaysıyla proleteryanın bir toplumsal devrimle sınıflı topluma son vererek iktidarı ele alma mücadelesi kadının da kurtuluş mücadelesidir.
Metropoldeki Kürt Kadını,
Ülkesindeki hemcinsi gibi, o da metropollerde bu davaya omuz vermek için çaba harcamaktadır. Kilitli kapıları kırmış, sokakta sesini yükseltmekte, bu uğurda tüm enerji ve becerisini olanaklar ölçüsünde harekete geçirmektedir.
Sömürgeci kapitalizmin özelliği, sömürgeleştirdiği ülkeyi kendi ekonomisinin bir uzantısı ; ucuz iş güçü deposu ve yedeği haline getirmektir. Bir de hammadde ve sürüm pazarı... Bu mantık silsilesine göre, sömürge ülkede daha çok aracı, ticaret, komprador ve hizmet sektörü geliştirilir. Diğer taraftan kırsal alana kapitalist üretim aracını ve tekniğini sokarak köylüyü toprağından ve üretim aracından kopararak proleterleştirmektir.
İslamiyetin doğuşuyla Arap yarım adasında yükselen feodalizmin yayılması ve sömürgeci politikası Mezopotamya'ya 7. yüzyılın ilk yarısının sonlarında dayandı. 640'lı yıllarda Arapların İslam devletince Kürdistan sömürgeleştirildi. Bu sömürgeleştirilmeyle. Kürt halkının "milli" dini olan Zerdüş yerine İslam dini zorla kabul ettirildi.
Reklam
Dolayısıyla çözümlemeleri bu temelde yoğunlaştırıyoruz.
Kuşkusuz uygarlık aşamasında tekabül eden tek eşlilik gerçek anlamda kadın için tek eşliliktır ; erkek için ise, özünde çok karılılık olarak değerlendirip anlamak gerekir. Resmi ve biçimsel planda tek eşlilik ; gerçek yaşamda erkek eşini aldatma yoluyla ile başka kadınlarla yatma ve düzen tarafından yaratılan fuhuşla çok karılılılığı yaşamaktadır. Bu da sömürücü sınıflı düzenin erkeğe tanıdığı ayrıcalıktır. Çünkü düzen erkek egemen düzenidir ; gerçi sosyal olarak ezen- ezilen veya sömüren- sömürülen ayrışımı erkekleri de ekonomik, sosyal, siyasal olarak içine alır. Burada konumuz ekonomik olgunun bir yansısı olan cinsiyet bağlamında ezen - ezilendir.
Kadının kurtuluşu kadının eseri olacaktır.
Nasıl ki bir ulusu ezen bir başka ulus özgür olamıyorsa bir insanı ezen bir başka insan da özgür olamaz. Bu eşittir ; bir kadını ezen bir erkek özgür olamaz veya kadınları ezen erkekler özgür olamaz. Erkeğin özgür olması için kadının özgür olması temel koşuldur. Kadın ve erkeklerin özgürleştirdiği bir toplum özgür bir toplumdur . Bunu da sağlayacak olan toplumsal devrimdir.
... Görüldüğü gibi üretici güçlerin gelişmesiyle doğan özel mülkiyet temelindeki ekonomik ilişkiler sonucu kadın ikinci sınıf insan - köle konumuna düşürülmüştür. Bu aynı zamanda toplumun üretim araçları karşısındaki konumuna göre, ezen ve ezilen sınıflara bölünmüşlüğüne tekabül eder. Toplumun antogonist sınıflara bölünmesi, sınıf çatışmalarına neden olmuştur. Bu çatışmaları mülk sahibi sınıfın yararına düzen sınırlarına almak gereğiyle örgütlü ve silahlı bir yapı oraya çıkmıştır : Devlet....
Egemenlik nasıl ki, sömürüyü meşrulaştırmak ve özel mülkiyeti kutsallaştırmak için teorik, kültürel, etkisel, felsefi olarak açılımlar yapıyor ve dinle bunu pekiştirmeye çalışıyorsa; aynı biçimde egemen sınıflar kadının düşürüldüğü konumu meşrulaştırmak ve düşünsel olarak kadını ve toplumu buna ikna etmek için aynı araçlardan yararlanıyor. Böylece gerçeği ters yüz ederek bunun mutlaklığını ve tanrının bir emri olarak sunmaya çalışıyor.