1967 yılında doğdu.
İlk,orta,lise öğrenimini Ankara'da yapmıştır.
1988 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü'nden mezun oldu.
1989 yılında aynı bölüme asistan olarak atandı. "III. Selim Dönemi'nde Kayseri'de Şehir Hayatı-1789- 1808" adlı çalışmasıyla Yüksek Lisans, "Tepedelenli Ali Paşa İsyanı" adlı çalışmasıyla da Doktora eğitimini bitirdi.
Halen aynı bölümde öğretim üyesi olarak bilimsel ve eğitim faaliyetlerini sürdürmektedir.
Ali paşa, Rus Seferi'ne katılmayı geciktirdiği gibi, görevlendirilmiş olduğu halde Sırp İsyanı'nda da bölgeye gitmek ve görevini yerine getirebilmek için şartlar sıralayabilmekte, padişahın emrinde bir idareci olduğunu unutmaktadır.
Osmanlı Devleti, Fransa'ya güvenmiyordu ve gerekirse paşasını koruyacaktı. Fransa şikayetlerinde haklı bile olsa, Osmanlı Devleti'nin
Ali Paşa'ya ihtiyacı vardı. Bu yüzden ona şikayetler konusunda sadece uyarıcı nitelikte emirler gönderilmekle yetinilmiştir.
“Ali Paşa’nın, İbrahim Paşa’yla uğraşıp onun bütün mallarına el koyması, oğlu Süleyman Paşa ile beraber, Paşa’yı ve ailesimi Yanya Kalesi’nde hapsetmesi gibi olaylar, II. Mahmud’un Ali Paşa’ya karşı düşmanlık duymasının sebeplerinden biridir.”
Osmanlı imparatorluğunun gerileme döneminde ortaya çıkan bir paşadir. Avrupalıların da ilgisini çekmiş ,ıslahat yapmış ,40 bin kişilik paralı bir askeri güce ulaşmıştır. Anlaşılan o ki 1700 lerin sonundan itibaren devlet i Ali'ye uzak eyaletleri ( Arap coğrafyasında olduğu gibi ,ordada gürcü ve çerkez paşalar yönetmiştir) gücü elinde toplayan eşkıyalara ( Yanya sultanı tam olarak buydu) devretmiş,savaş döneminde asker ve para yardımı almıştır. Patlayıcı bomba yapacak kadar ( dürbünun içinde) maharetli bir yöneticidir. Becerisi saymakla bitmez . Devlet onun ipini çektiğinde Osmanlı dağılmıştır ( Mısır'da Kavalalı Mehmet Ali paşa da olduğu gibi ) Yunan isyanı , Kırım savaşı ,93 harbi gibi.
Merkezi otoritenin zayıflığından yararlanarak güçlenen ve bağımsız davranışlarda bulunan Tepedelenli Ali Paşa’nın isyanı öncesi ve sonrasıyla ayrıntılı bir biçimde inceleyen bir eser.
19. Yüzyılın başlarında Balkanlar’daki isyanları ve Osmanlı Devleti’nin içerisinde bulunduğu durumu anlamak açısından faydalı bir kaynak.
XVIII. Yüzyılın sonları ve Osmanli merkezî otoritesinin gittikçe zayıfladığı, ayan eşraf gibi yerel unsurların güçlendiği ve bütün bunların yanında Fransız Devrimi'nin bilhassa milliyetçi akımlarının etkilediği, tayin edilen devlet görevlilerinin, yeniçerilerin keyfi davranışlarının yerel halkı bıktırması ve bölgenin sık sık Osmanlı Rus ve Osmanlı-Avusturya savaşlarına sahne olduğu Balkan cografyasi....
Başlangıçta devlete buyuk faydalari olan ve vezirlik payesine kadar yukselen bir ayan kökenli paşanın zaman icinde bağımsız ve başına buyruk tavırları nedeniyle gözden çıkarılışı ve her ne kadadar çokça hizmeti geçmiş olsa bile malum devlet refleksi kendisine yapilan isyan ve ihaneti asla kabul etmemiş ve be pahasına olursa olsun bu davranışı cezasiz bırakmamıştır.
Kitap Hamiyet Hoca'nın doktora tezi olduğundan yoğun bir sekilde makam, yer ve kişi isimleriyle cok sayıda tarih terimlerine sahiptir.
Keyifli okumalar...