//ZEMHERİ KADINLARI
//HAMZA NUH ÖZER
🕯🕯🕯
Her şey Muzaffer öğretmenin tayin olduğu köye gitmesiyle başlıyor. Mevsim kış, kar insan boyu kadardır. Binbir zorlukla gittiği köyde, o gün cenaze vardır ve muhtar cenazeye gitmiştir. Ölen kadını kurt parçalamış, insanlar çare aramaya girişmiştir . Fakat olay hiç de öyle değildir. Köyde birbiri ardına kadınlar kaçırılır ve feci şekilde öldürülür. Jandarmanın köye gelmesi çok vakit alır. En sonunda bu cinayetler çözülmeye başlar ve arkasında ki sırlar ortaya çıkar.
Yazarın Cumhuriyet’in ilk kurulduğu tarihte idam edilen ilk kadının hayatından yola çıkarak yazdığı bu kitap, beni çok etkiledi. Ülkemizde yaşanan bir çok acı olayları böyle tarihsel kurgularla yazmak ve bunu okuyucuya hissettirmek gerçekten büyük başarı. Tebrik ederim.
“Yol boyunca aklımdaki tek şey; iyiliğe yönelen bir seçimin bir şekilde bir yerlerden karşılık bulduğu. Yeter ki o seçimi yapabilsin insan.”
Zemheri Kadınlarının hikayesi; katliamlarla, savaşlarla örülü insanlık tarihinin herhangi bir döneminde geçiyor. 1900lerin başı ya da 2000lerin sonu olarak düşünebiliriz. Sefalet, kayıp ve acılarımızın taze olduğu bir dönemde, belki bir savaşın ya da bir katliamın hemen ertesi senesi. Yer, Anadolu’nun iç kesimleri.
Yazarımızın bilmemizi istediği bir şey de bu hikayenin yaşanmış bir olay üzerinden kurgulandığı. Bu noktadan sonra kitapta anlatılan kışın soğuğunu iliklerimde hissettim.
Köyde birer birer kaybolan kadınların hikayesini bir amaç uğruna ölmeyi saçma bulan, yeni atanmış köy öğretmeni Muzaffer’in gözünden okuyoruz. Gitmek ve kalmak ikileminde bocalayan Muzaffer’in ve köy çıkmazının içinde çırpınan insanların ruh halini, ince ince betimlenmiş heyecanlı bir kurgu üzerinden okuyoruz. Sonunu asla tahmin edememiştim. Soluksuz okudum. Tavsiye ederim.