Hande Eslen Ziya

Hande Eslen ZiyaErkekliğin Türkiye Halleri yazarı
Yazar
8.0/10
2 Kişi
8
Okunma
0
Beğeni
884
Görüntülenme
"Kadın olarak 100 yıl yaşayacağıma, erkek olarak 1 gün yaşar ölürüm" cümlesini duyduğumda inanamadım. Trabzonspor'un kulüp başkanlığını yapan bir insan TV'ye çıkıp öyle bir laf ettiğinde, insanların isyan etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bakıyorsun, biz çay saatinde konuşuyoruz böyle şeyleri, birçoğu doğal karşılıyor. Katılmasalar bile, bunu kötü niyetle söy-lememiştir deniyor. Benim açımdan erkeklik çok normal, fazla bir anlamı yok. İnsan olmanın bir parçası.
Babayla ilişkide yakınlığın olmayışından kaynaklanan yoksunluk hislerinin çoğu katılımcı tarafından çeşitli şekillerde mazur görüldüğü anlaşılıyor. Bu durum, Güneydoğulu bir alt SED temsilcisi tarafından "aile kültürüyle" açıklanıyor: -Çok fakirdik o dönemde, babamın oyuncak veya bize bir şey aldığını hatırlamıyorum. Adamın elinde yoktu işin açıkçası. Biraz aile kültüründen gelen bir şey vardı, sevgisini de gösteremiyordu o anlamda. Ayıp karşılanıyordu, annesinin yanında, büyüklerinin yanında. Böyle bastırılınca da bize pek fazla sevgisini göstermiyordu.
Reklam
Daha önce de bahsedildiği gibi, evin geçim sorumluluğunu üstlenmek, bir iş sahibi olmak iyi bir baba olmanın ön koşulu gibi gözükmekte, çocuklarla yakın ilişki kurmak ya da bakım sorumluluğunu eşle paylaşmak ikinci planda ve seçime tabi kalmakta. Ayrıca, Cooper (2000) üst-orta sosyo-ekonomik düzeyden erkeklerle yaptığı nitel araştırmada erkekler için bir işte çalışmanın para kazanma amacından ziyade, bir erkeklik ideali haline geldiğini, o nedenle de bu kişilerin çocuklarıyla daha çok ilgilenme isteklerine rağmen, işe ayrılan vaktin her zaman daha öncelikli olduğunu saptıyor.
Sayfa 31
Evi geçindiren kişi olmak, yani daha çok evin dışında, iş yaşamına dahil olmak, babaların çocuklarının hayatındaki fiziksel mevcudiyetini yapısal olarak iyice kısıtlıyor. Öte yandan, çocukların zihninde otoriter bir konuma sahip olmak, babalar ve çocuklar arasında kurulabilecek duygusal yakınlığı da engelliyor
Sayfa 28
Babamla fazla diyaloğumuz yoktu. Ama benim oğlumla diyaloğum çok fazla. Ben belki babamdan görmediğim sevgiyi ona gösteriyorum. Nereye gidersem beraber gideriz. Oğlumu da alır götürürüm her yere, çok ilgilenirim onunla. Akşamları bazen canım çeker, alırım oğlumla beraber yatarım. Ben ona karşı aşırı bir sevgi duyuyorum. Hep onunla beraber olmak istiyorum. Belki babamın bana göstermediği sevgiden dolayı, ben ona hep çok sevgi gösteriyorum. Belki fazla sevgi de gösteriyor olabilirim. Çok fark var arada.
Türkiye 221 'incisi olmuştum ben. Yerleşemedim, yerleşemememe şaşırdım. Kesin yerleşmem lazım benim o puanla. İyi bir puan almıştım, 85.543 kişi giriyordu, hala rakamı hatırlıyorum, 241 'inci oldum. O dönem 1.200 kadar memur alınıyordu. Yerleşemedik, 2001 yılında. Ardından ticarete girdik ve bir süre farklı işlerde çalıştım. Bir akrabamız vardı, harita mühendisliğinde. Belli bir süre köylümün yanında çalıştım. Sonra 2003-4 yılında perde sektörüne girdik. Perdecilik yapıyoruz esnaf olarak. Dar kazançla devam ettiriyoruz.
Reklam
Araştırma bulguları, erkeklerin geleneksel erkeklik rollerini benimsemesi ile ilişki memnuniyeti arasında olumsuz bir ilişki olduğunu gösteriyor. Özellikle kadınlar için, erkeklerin geleneksel rolleri benimsemesi, ilişki memnuniyetini olumsuz yönde ve büyük ölçüde etkiliyor.
Sayfa 63
eğitim seviyesi daha yüksek olan babaların daha anlayışlı, toleranslı oldukları ve sevgilerini daha fazla ifade ettikleri görülürken, eğitim seviyeleri daha az olan alt sosyo-ekonomik sınıftan babaların daha otoriter, kontrolcü bir yaklaşım sergiledikleri, sevgilerini daha az gösterdikleri ifade ediliyor. Ancak, bu farklılıkların daha çok kişilerin tutumlarında görülüp, davranışlara çok da yansımadığı vurgulanıyor.
Sayfa 34
Türkiye'de, özellikle baba-çocuk ilişkisine odaklanan az sayıda çalışma olsa da hem bu çalışmaların hem de genel olarak aile yapısını inceleyen çalışmaların sonuçlarına göre, Türkiye' de baba olmak çocuklar üzerinde otoriteyi ve disiplini korumak adına hem duygusal hem de fiziksel olarak belirli bir mesafede durmayı ve çocuklarla ilişkide paylaşımdan ve açıklıktan kaçınmayı gerektiriyor.
Sayfa 45
Gerçekler.
- 11 kardeşiz. inşaat işi adamıyım, ilkokul mezunuyum. Diyarbakır'a göç ederken, maddi durum olmadığı için okulu bırakmak zorunda kaldık. Bazı insanlar inşaatçı insana değer veriyorlar. Bazı insanlar var, "İnşaatçı adamdan ne çıkar" ama böyle olmaması lazım. Biz ekmek peşine düşmüşüz. Bir ekmek kazanmak için buradan İstanbul'a, Ankara'ya, Antalya'ya gidiyorum. Türkiye'nin her tarafını geziyorum. Kriz olmadığı zaman, belki kışın gelirdim bir iki ay evde dururdum. Hep dışarıda o zaman. Ben de istiyorum evimde oturayım, çocuklarımın yanında oturayım, eşimle oturayım. Evim sıcak olsun, temiz olayım. inşaatlara giriyorsun, mecbur olmasan inşaatlara girer misin, valla benim yevmiyem çıksın da ne olursa olsun, kimseye muhtaç olmayayım, başımı kimseye eğmeyeyim de ne olursa olsun, ben her işi yaparım.
Reklam
Türkiye'de sosyal yapı içinde erkek çocuk sahibi olmak bir anne için ailede güç ve hiyerarşik üstünlük kazanmak anlamına geliyor (Delaney, 1991; Kandiyoti, 1994). Erkek çocuk, kadınlar için gücün, doğurganlığın bir kanıtı sayılıyor ve gelecek için bir güvence anlamına gelebiliyor. Bunun yanısıra, eş ilişkilerine önem atfedilmezken anneliğin yüceltilmesi, anne ve erkek çocuk arasındaki irtibata daha güçlü bir nitelik kazandırıyor. Türkiye'de anne ve erkek çocuklar arasındaki ilişkiler, bu sosyal tutum ve yargılar bağlamında şekilleniyor.
Sayfa 47
Her ne kadar kontrol ve sevginin birlikte işleyebildiği vurgulansa da, baba-oğul ilişkisi daha çok çatışma, duygusal mesafe ve yoksunluk içeren bir ilişki olarak ortaya çıkıyor.
Türkiye'de yaygın olarak tanımlanan köy kökenli, geleneksel ve ataerkil aile yapısının Osmanlı'dan sonra da süreklilik gösterdiği söylenebilir. Türkiye kültürünün genel toplulukçu yapısının bir yansıması olarak, aile bireyleri sosyal, psikolojik ve ekonomik anlamda birbirlerine bağımlıdır.
Yeniçağın babaları daha eşitlikçi, hem maddi hem de ev içindeki sorumluluklarını üstlenmekten çekinmeyen, çocuk bakımında en az anne kadar yer alan, çocuklarla hem fiziksel hem de duygusal olarak yakın ilişkiler kuran, daha toleranslı ve anlayışlı tavırlar sergileyen, sevgisini göstermekten çekinmeyen, çocukların fiziksel ve duygusal gelişimlerini destekleyen ve onları yönlendiren kişiler olarak tanımlanır hale geldi.
Sayfa 32
-Erkekliğe yüklenen misyon farklı. En basitinden; erkek ağlamaz, erkek dirençlidir, erkek metanetlidir ... Bana göre öyle değil. Çok daha duygusal, kadına göre çok daha metanetsiz. -Güçsüzlük mü kabul ediyoruz bunu? Aslında ağlamak güçsüzlük değildir. O an duygusal bir tepkidir. Fakat erkek olarak göstermemeye çalışıyoruz.
Resim