Hanyalı Konya

Kâfirle çatışmayı göze almak için kendi nefsimizden küfrü uzak tutmamız gerekir. Sadece Türk mü kâfirle çatışmayı göze aldı diye soranlara cevaben deriz ki: Özellikle Hıristiyan takvimine göre 1914'ten sonra "Kâfirle çatışmayı göze alan Müslümana Çerkez, Arap, Kürt... vesaire denir." diyen İstiklâl Marşı Derneği gibi teşkilatlar var da bizim mi haberimiz yok? Varsa hayırda yarışıyor olmamız gerekmiyor mu? Hayırda yarışıyorsak İstiklâl Marşı Derneği düşmanlığını nereye koyacağız?

Sayfa 44 - A. Sağır

E

Lozan Anlaşması yerini 2023 Hıristiyan yılında Sevr'e bırakmayacaksa ne olacak? Bu sualin cevabını vermeğe Türkiye Cumhuriyeti hudutları dâhilindeki milyonlar ne ehildir, ne de niyetlidir.

Sayfa 26 - İSMET ÖZEL

Reklam

E

Birilerin gücü şunları söylemeğe yetseydi ülke gerçeği namına hiçbir şeyi dile getirmenin de imkânı kalmayacaktı: "İsmet Özel'in saçmalıklarına kulak asmayın. Aslın Dünya Sistemi'ne sıhhat veren şeylerden ibaret olduğunu fark ettiyseniz iyi bir şair de sayılmaz." Hem İsmet Özel şiir yazmış da ne olmuş? Zeki Müren, Bülent Ecevit, Fethullah Gülen, Aziz Nesin, John Dewey şiir yazmadı mı sanki? Bu saydıklarımdan ikisi, Zeki Müren ve Fethullah Gülen şiir kitabı müellifi olacak kadar ileri gitti.

Sayfa 26 - İSMET ÖZEL

E

Asaletimi itaatsizliğim tamamlıyor, kadirşinaslığım Müslümanların ilki bilinmemi temin ediyordu. Açıkçası şöyle ki, Türklüğüm nevzuhur bir hâdise değildir. En başından beri Türk değilsem hiçtim. Neresi veya ne zaman en başı? Kalubela dersem kendime güldürür müyüm?

Sayfa 25 - İSMET ÖZEL

E

Ömrümü şiire adadım. Türk topraklarında kâfirlerin zapt edemediği tek kalenin şiir olduğunu söylediğimde hesaba kattığım sadece kendim midir? Hiç şüphesiz ki evet. Bunun böyle oluşu benden değil, başkalarından, diğer şairlerden kaynaklanıyor. Çünkü onlar sanat hayatlarını şibih rant peşinde tükettiler. Yani hepsi özgünlüklerini bir çığır açmada aradı. Ben ise ilk yazdıklarımdan itibaren Türk şiir sahasında yerinden edilmiş şeyi kendi yerine kavuşturmakla meşgul oldum. Meşguliyetimin hakkını vermiş olmam kâfirleri çaresiz bıraktı. Müslüman oldu, artık şiir yazamaz dediklerinin üzerinden 44 sene geçti. Bunu söyleyenler bu zaman içinde yazdığım şiirleri ezberlerine almaktan geri duramadı. Vaziyetin vahameti onları "şiirlerine söz yok; ama düzyazılarına boş verin" hükmüne sürükledi. Sürüklendikleri yer rahat edebildikleri değil, rahatlarına kast edilen konuşlandırma alanı şekline girdi.

Sayfa 25 - İSMET ÖZEL

E

Ne demek acaba senet sepet? Senet kelimesi esasen dayanılacak şey demektir. Bir malın, hakkın veya meblağın kime ait olduğunu tasdik eden vesikaya da senet deriz. İhtimal, kafiyeye bayıldığımızdan senet sepet diyoruz lakin yazının aslı ile yazarken سند ثبت yazıyoruz. Sebet delil, hüccet demek. Sabit ve isbat kelimeleriyle aynı kökten. Yine aynı kökten sebt / ثَبْت kaydetmek, yazarak zapt etmek demektir. Sebt-i defter etmek denir mesela. Yani biz Kur'an harfleriyle yazarken saçmalamıyoruz. İçinde eşya taşıdığımız sepeti سپت diye, senet sepet tabirindeki sepeti ثبت diye yazıyoruz. Görüldüğü üzere bir dili ancak yazısı muhafaza edebilir. Türkçenin senedi ve isbat-ı vücud ettiği yer de yazısıdır.

Sayfa 20