"..Dile vurulmaz bir durumdu; neyi solusam anlamsızlığın tadına dönüşüyor, tanımadığım bir kusma ihtiyacına kapılıyordum... Safradan sonra zor bir soru tıkıyordu boğazımı; böğürüyor böğürüyor çıkaramıyordum... "Hangi gelmek gitmemektir?..."
Dolu olup dövüyordu şemsiyesiz yüreğimi yanıt... (...) Gözlerimden gözlerimden öpüyordu uykusuzluk"
Sayfa: Yüz elli dört, Destek YayınlarıKitabı okudu
"..Kavrayabildiğim tek şey vardı, acıyla olan kan bağım... Ya da şöyle diyeyim sana, hüzünle olan kan bağım... Acı'nın yüzünde tutan kaymak... Hüznün acı suyu... Süzme bir hüzün..."
Anamdan bile esirgemedim dilimin dikenini. Güzellikten yana her taşın altına girer oldum; cam nasıl çatlar, öyle, bilmem kaç kez çatladı canım...
Öyle böyle köreldi dilim...