Hasan Taşkıran

Selçuklu Devletlerinde Suikastlar author
Author
6.7/10
9 People
18
Reads
1
Likes
1,022
Views

Hasan Taşkıran Quotes

You can find Hasan Taşkıran quotes, Hasan Taşkıran book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Böyle mükemmel bir ölüm az görülür :D
Sultan Muhammed Tapar, Şahdiz Kalesi'nin kesin olarak ele geçirilmesi emrini vererek askerlerini kaleye sevk etti. 25 Haziran 1107 tarihinde başlayan hücum sırasında Ahmed b. Attâş'ın yanında savaşacak ve onu müdafaa edecek az sayıda adamı kalmıştı. Bâtinilerin ileri gelenlerinden olan ve sultana sığınan birinin göstermiş olduğu yoldan kaleye çıkan askerler, Ahmed b. Attâş ve yanındaki seksen kişiyle çetin bir mücadeleye girişerek Bâtınilerin çoğunu öldürdüler ve bu fesat yuvasını ele geçirdiler. Kalenin Selçuklular tarafından fethiyle birlikte Ahmed b. Attaş da esir alındı. Bir hafta bekletildikten sonra sultanın emriyle şehrin her tarafında gezdirilerek derisi yüzüldü. Bu arada oğlu öldürüldü ve karısı da değerli mücevherlerini takarak kendini kaleden aşağıya attı.
Sayfa 101 - Selenge Yayınları
Reşiduddin yakılan çifti şu şekilde aktarır;
"Dar bir sokağın girişinde bulunan kör bir adam: "Allah'ım bu kör adamı ellerinden tutup kapısının önüne getiren her kimse, onu bağışla" şeklinde dua ediyordu. Bu dar sokak sanki bir ölüm yoluymuş gibi uzun ve karanlıktı ve adamın evi bu sokağın sonunda bulunmaktaydı. Bu evin girişine bir kuyu kazmışlardı, ve yardım eden Müslümanları bu kuyudan aşağı atıyorlardı. Hatta kuyunun altında geçişler, yeraltı odaları ve özel odalar bulunmaktaydı. Altı ay boyunca bu böyle sürdü ve yaşlısı genciyle şehrin pek çok insanı ortadan kayboldu. Bir gün, yaşlı bir kadın, evden bir şey almaya çalışana dek hiç kimse bu sırrı açığa çıkaramadı. Kadın, acıklı inlemelerin sesini duyunca, evdekiler kadının yaptıklarını anlamasından korktular. Onu, ekmek verecekleri bahanesiyle eve çağırdılar. Kadın korktu ve kaçtı. Sokakta bulunan bir grup insana: "Bir evden gizemli bir yakınma sesi duydum ve birkaç kişi beni şeytanlaştırmaya çalıştı" demesi üzerine şehirde kaybettiği yakınlarını arayan büyük bir kalabalık evin kapısına geldi. Kuyuda kimisi ölü, bazıları çivilerle duvara asılı, bazıları zar zor nefes alabilen 300-400 civarında insan buldular ve adamı, karısını, onlara yardım edenleri evle beraber derhal yaktılar."
Sayfa 120 - Selenge Yayınları
Reklam
Sultan Melikşah zamanının önemli olaylarından bir tanesi de Hasan Sabbah meselesiydi. Hasan Sabbah, gizli olarak yürüttüğü Batini faaliyetlerini propaganda ve suikastların ötesine taşıyarak Sultan Melikşah'a tabi Alamut kalesini ele geçirmiş (4 Eylul 1090) ve burada bir Ismaili Devleti kurmuştu. Hasan Sabbah ve fedaileri, bir yandan Selçuklu topraklarına askeri saldırılarda bulunurken, diğer yandan manevi manada halkın inanç ve itikadını zedelemek için propaganda faaliyetlerinde bulunuyorlardı. Bu propagandalara karşılık verenler ise suikastlara veya aşikar bir şekilde işlenen cinayetlere maruz kalarak bertaraf edilmekteydiler.
Sayfa 74 - Selenge Yayınları
Hasan Sabbah ve adamlarına karşı muhalif olan devlet adamları, emirler, kumandanlar, suikastlara karşı önlem amacıyla elbiselerinin altına zırh giymişlerdir. Bu kişiler, zırhlarını giymedikleri zamanlar adeta sokağa bile çıkamıyorlardı ve dolayısıyla halkda müthiş bir korku ve endişe vardı.
Sayfa 117 - Selenge Yayınları
Sadeddin Köpek'in saltanatı ele geçirmek için başvurduğu oyun
Sadeddin Köpek'in kökeni ile ilgili kesin bir bilgi yoktur. Fakat o, özellikle Anadolu Selçuklu tahtını ele geçirmek ve sultan olmak, bu bağlamda kendisini meşru kılmak için Selçuklu soyundan geldigini iddia etmiştir. Öyle ki Sadeddin Köpek'in annesi Şahnaz Hanım Konya'nın ileri gelen saygın ailelerinden birinin kızıydı. Oldukça erkili bir güzelliğe sahipti. Sultan I. Gıyaseddin Keyhüsrev, bir rastlantı sonucu bu kızı görmüş ve aşık olmuştur. Kızın büyük annesi ata aracılık ederek sultan ile kızı buluşturmuştur. Bundan sonraki görüşmelerden sonra kız hamile kalmış, bunun üzerine kurnaz büyük anne, kızı hemen Konya eşrafından birinin oğlu ile evlendirmiştir. Kız evlendiğinde iki aylık hamileydi. Böylece Sadeddin Köpek'in annesi evlendikten yedi ay sonra dünyaya gelince kadının büyük annesi tekrar devreye girerek torununun kocasına Sadeddin Köpek'in yedi aylık olduğunu söylemiştir. Güya Şahnaz Hanım'ın beyi Sultan I. Gıyaseddin'in oğlu Sadeddin'i kendi oğlu gibi büyütmüştür. Büyük anne, ölmeden evvel bu sırrını torunu Sadeddin Köpek'e anlatmıştır.
Sayfa 208 - Selenge Yayınları
Anne gibi anne be! :D
Şemsü'l–Mülük, İmadeddin Zengiye mektup yazarak Dımaşkı kendisine teslim etmek istediği ve onu süratle Dımaşk'a gelmeye teşvik ettiği, şehirdeki erzak ve malların hepsini Sarhadla naklettiği ortaya çıktı. Arka arkaya elçiler gönderip Zengi'yi Dımaşk'a girmeye teşvik etti ve ona "Eğer geç kalırsan Dımaşk'ı Haçlılara teslim ederim" dedi. Bunun üzerine Zengi, derhal harekete geçti. Bu haber Dımask'ta duyulunca babasının ve dedesinin adamları buna çok içerlediler ve çok üzüldüler. Adamlar durumu annesine arz edince o da üzüldü ve zoruna gitti. Oğlundan korktu ve oğlunu rahatlıkla öldürebilmeleri için onlara kolaylık sağlamayı vaat etti. Daha sonra annesi, askerlerinin oğlunun yanında olmadığı bir an kollamaya başladı. Onu böyle bir vaziyette görünce kendi askerlerine oğlunu öldürmelerini emretti. Bunun üzerine Şemsü'l-Mülük İsmail öldürüldü, askerleri ve adamları görsün diye cesedini sarayın bir yerine atmalarını emretti. Adamları, onu öldürülmüş bir vaziyette görünce, ondan kurtuldukları için çok sevindiler.
Sayfa 114 - Selenge Yayınları
Reklam
61 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.