Hasan Taşkıran

Selçuklu Devletlerinde Suikastlar yazarı
Yazar
6.7/10
9 Kişi
18
Okunma
1
Beğeni
988
Görüntülenme

En Beğenilen Hasan Taşkıran Gönderileri

En Beğenilen Hasan Taşkıran kitaplarını, en beğenilen Hasan Taşkıran sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Hasan Taşkıran yazarlarını, en beğenilen Hasan Taşkıran yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hasan Sabbah'ın mücadelesinde ve uyguladığı yöntemlerde başarılı olmasının ve devletin güvenliğini bozmasının en önemli sebeplerinin başında, Selçuklu Devleti'nin yapısını iyi bilmesi, devletin zayıf ve kuvvetli yanları hakkında iyi bir fikre sahip olması gelmektedir.
Sayfa 55 - Selenge YayınlarıKitabı okudu
Yusuf, 20 Kasım 1072'de sultanın huzuruna çıkarıldı ve suikast planını devreye sokmaya başladı. Nitekim asi kale komutanı, huzurdayken sultanın ayaklarını öpmek bahanesi ile yere kapanmış ve çizmesine gizlemiş olduğu bıçağı çıkararak Alparslan'a saldırmıştır. Hatta sultanın yanında bulunan Gevher Ayin'i de yaralanmıştır.
Sayfa 64 - Selenge Yayınları
Reklam
243 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Hasan Taşkıran / Selçuklu Devletlerinde suikastlar. Akademik çalışmalar iki boyutta incelenmelidir. Birincisi, yapılan araştırmanın, akademik çalışmalara kaynağı olabileceği düşüncesiyle tamamen akademik dünyaya hitap edenler, ikincisi de akademik dünyanın yanı sıra normal vatandaşın da dikkatini çekebilecek çalışmalardır. Hasan Taşkıran'ın Selçuklu Devletlerinde suikaslar başlığıyla yapmış olduğu yüksek lisans tez çalışması ikinci grup çalışmaları örnek olarak verilebilir. Kitap beş bölümden meydana gelmektedir. Birinci bölümde, Büyük Selçuklu Devleti'nin kuruluş süreci, Hasan Sabbah ve haşhaşiler örgütü incelenmektedir. İkinci bölümde özellikle Sultan Alparslan ve Melikşah döneminde işlenen siyasi suikastlar üzerinde durulmaktadır. Üçüncü bölümde Büyük Selçuklu Devleti'nin Fetret devri ve o süreçte işlenen yalnızca hükümdarlara yönelik değil, devlet adamlarına yönelik te suikast nelerden bahsedilmektedir. Dördüncü bölümde, Irak ve Suriye Selçuklu Devletleri ve dönemde yaşanan suikastlar anlatılmaktadır. Beşinci bölümde Anadolu Selçuklu devleti'ndeki suikastlara dikkat çekilmekte özellikle Anadolu Selçuklu Devleti'nde Hasan Sabbah ve ona bağlı olarak faaliyet gösteren haşhaşiler örgütünün değil de daha çok devlet adamlarının birbirine yönelik suikastlarına dikkat çekilmektedir. Orta çağ Türk devletlerinde devlet anlayışı ve hanedan üyelerine duyulan saygı vurgulanmaktadır. Bugün kü demokratik devlet anlayışımızla anlaşılmakta zorlanılacak bu konuyu yazar akademik bir anlayış ve akıcı bir üslupla aktarmıştır. #Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Selçuklu Devletlerinde Suikastlar
Selçuklu Devletlerinde SuikastlarHasan Taşkıran · Selenge Yayınevi · 201514 okunma
Anadolu Selçuklu tarihinde ilk olarak Sultan I. Alaeddin Keykubad döneminde adını duyduğumuz Sadeddin Köpek'in nesebi ve kökeni hakkında dönemin kaynaklarında kesin bir bilgi mevcut değildir. Fakat çağdaş araştırmacılar, Sadeddin Köpek'in büyük bir ihtimalle Türk olmadığı, devşirme yolu ile saraya alınarak gulamhane de Türk-Islam terbiyesi ve eğitimi ile yetiştirilmiş, göstermiş olduğu performans neticesinde orduda emirlik gibi önemli kademelere yükselmiş bir gulam olduğu kanaatindedirler.
Sayfa 208 - Selenge Yayınları
Sultan Rukneddin IV. Kılıç Arslan'ın ölümü
Sultan atına binip kendi şehri olan Konya'ya gitmek istedi. Yola çıktığı sırada adamları ona yetişerek kendisine suikast düzenleyenlerin ondan af dileyeceklerini söyleyip, onu bir çadıra yerleştirdiler. Pervane ve Moğol beyleri çadırdan çıktılar. Bu sırada yarım kalmış olan suikasti tamamlamak için Hatıroğlu Şeref, Napçi Noyan ile bazı Moğol askerleri ile çadırın etrafında beklemekteydiler. En sonunda çadıra girerek Sultan Rükneddin IV. Kılıç Arslan'ı tekmeleyip, tokatladılar ve sonunda yay kirişi ile boğmak sureti ile hayatına son verdiler (1266).
Sayfa 199 - Selenge Yayınları
Sultan Rükneddin, erkenden kalkarak ava gitti. Av esnasında enteresan bir şekilde Moğol askerleri sultanın kaçmasına mani olmak için gizliden onu göz hapsinde tutmaya çalışıyorlardı. Sultan, avdan dönüp ziyafet hazırlıklarına başladı. Hazırlamış olduğu ziyafet çadırına Moğol beylerini ve askerlerini davet etti. Ziyafet esnasında bir grup Moğol askeri çadırı abluka altına almışlardı. Sultan Rükneddin çadırda bunalınca üzerindeki yeleği çıkardı. Bu sırada sultanın belindeki işlenmiş bıçaklara gözü ilişen Moğollar onları kınından kartarak bu bıçaklarla Sultan tazyik etmeye başladılar. Sultana "senden Pervane'yi öldürecek suikastçıları teslim etmeni istedik; ama sen bu şarta uymadın" dediler. Sultan Rükneddin, ne kadar özür diledisede fayda etmedi ve bu itiş kakış sırasında Moğol askerleri sultanın kadehine zehir boşalttılar. Sultan Rükneddin o kadehten içince, zehirlenerek yüzünün şekli değişti. Vücudunda büyük bir acı hisseden sultan, su dökmek bahanesiyle dışarı çıktı ve kusmaya başladıysa da fayda etmedi; çünkü zehir damarlarına iyice yayılmıştı.
Sayfa 198 - Selenge Yayınları
Reklam
64 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.