Hasan Taşkıran kitaplarını, Hasan Taşkıran sözleri ve alıntılarını, Hasan Taşkıran yazarlarını, Hasan Taşkıran yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Suikast, kavramsal olarak toplum ve devlet içerisindeki önde gelen tanınmış bireylere yönelik, kişilerin, örgütlerin yahut devletlerin önceden hazırlamış oldukları plan neticesinde bu önemli insanların hayatlarına kastetmek suretiyle bertaraf etme yöntemidir.
Selçuklu veraset sistemi gereği çok fazla iç savaş ve suikast meydana gelmiştir. Buna rağmen bu dönemin suikastleri müstakil olarak hiç çalışılmamış. Hasan Taşkıran Bey yüksek lisans tezi olarak hazırladığı bu çalışmayla alanında başlangıç eseru olmak adına büyük bir boşluğu doldurmaktadır.
Kitap 5 bölümden oluşuyor. İlk 3 bölüm Büyük Selçuklu Devleti dönemi suikastlerini, 4.Bölüm Irak ve Suriye Selçukluları dönemi suikastleri, 5. Bölümse Anadolu Selçuklu Devleti dönemi suikastlerinden bahsediyor.
Kitap akademik bir çalışma olmasına rağmen tüm okurlara hitap edecek şekilde akıcı ve sade bir dil kullanılmış , konularsa anlaşılır şekilde işlenmiş.
Hüsameddin Karaca daha önce planlandığı gibi son ziyafet ve eğlence meclisinde Sâdeddin Köpek ile oturup şarap içti ve hacetini gidermek bahanesi ile sultandan izin alarak dışarı çıktı. Sarayın kapısının önüne gelip, eline bir sopa alarak yerini aldı. Bir süre sonra sultanın huzurundan Sâdeddin Köpek de ayrıldı. Emir Karaca birden Köpek'in karşısına çıkarak, elindeki sopayla onun kafasına vurmak istedi. Fakat sopa Sâdeddin'in yüzünü sıyırarak omzuna isabet etti. Aldığı sopa darbesi ile afallayıp, yüzü kan içinde kalan Sâdeddin, birden toparlanıp sarayın içinden kaçmaya başladı. Emir Karaca'nın yanında bulunan Emir-i Dâd Togan, kılıcını çekip Köpek'in peşine düştü. Sâdeddin Köpek, can havliyle kendisini sarayın şaraphanesine attı. Çok kötü yaralanmış olan Köpek'i Emir Hüsameddin Karaca ve Emir-i Dad Togan yetişmeden evvel şaraphane görevlileri tarafından bıçak, kılıç ve gürzlerle saldırarak onu paramparça etiler.
Sadeddin Köpek, Anadolu Selçuklu saltanatını ele geçirebilmek ve meşruluk kazanmak için kendi ailesinin haysiyetini ayaklar altına almış, kendisinin Sultan I. Gıyaseddin'in gayr-ı meşru oğlu oldugunu iddia etmişti.
Sadeddin Köpek'in, iktidarını artırma hırsıyla devletin önde gelen beylerini asılsız dedikodularla tasfiye etmesi, devlet ve halk nezdinde ona karşı şiddetli bir nefretin uyanmasına neden oldu.