Haydar Tunçkanat (1921; Bandırma, Türkiye- ö. 14 Temmuz 2002), Türk asker ve siyasetçi.
27 Mayıs Darbesi'ne Kurmay Albay olarak fiilen katılmıştır.
15 Ekim 1961'de yapılan genel seçimlerden sonra seçilen miletvekilleri ile kurulan T.B.M.M. 12. Dönem‎, 25 Ekim 1961'de toplanarak askeri rejime ve dolayısıyla Milli Birlik Komitesi'ne son vermesiyle Cumhuriyet Senatosu Milli Birlik Komitesi üyesi olmuştur.
Yüksek Adalet Divanı tarafından verilen idam kararlarının onaylanmasıyla ilgili lehte oy kullanmıştır.
II. Dünya Savaşı'nın sonlarına yaklaşıldığı bir dönemden başlayarak Türk hükümetlerinin Atatürk'ün yeni Türk devletinin kuruluşunda temel olarak tavizsiz uyguladığı ilkelerden yavaş yavaş fakat imzalanan her yeni ikili anlaşmada biraz daha fazla olmak üzere uzaklaştıkları bir gerçektir.
Bu dünyada nurlu ufuklar, öbür dünyada cennet vaatleriyle avutularak içten ve dıştan sömürülen yoksul insanlarla dolu garip bir ülkedir Türkiye. Fakat bu talihsiz ulusun kaderi bu değildir ve bu böyle devam edemez.
"Çağlayangil, yüksek rütbeli subayı mutad nezaketiyle karşıladıktan sonra tepeden inme şu soruyu yöneltti:
“Paşam sen niye Amerikan düşmanısın?
“Bu tepeden inme soruya Genelkurmay temsilcisinin cevabi açık ve kesin oldu:
“Ben, Genelkurmay temsilcisiyim. Sorunuzu kendi adıma değil, Genelkurmay adına cevaplandıracağım. Biliniz ki Türk Ordusu, Türk Genelkurmayı, Amerikan düşmanı değildir. Kıbrıs tutumunda kendi açısından haklı bile olsa ABD’nin yaptığı dostluğa sığmaz. Ama bir millet, her şeyden önce kendi kendinin dostu olmalıdır. "
Türk Hükümeti, ekonominin 1954 yılı sonlarında karşılaşmaya başladığı güçlüklerden kurtulma ümidini enflasyonist bir para politikasıyla Amerikan yardımına bağlamıştı. 1954 başlarında artan sıkıntılar karşısında hükümet, Amerika ile birbiri ardına çok ağır şartlar olan ikili anlaşmaları imzalayarak Türkiye'yi Amerika'nın bir sömürgesi haline getirmekte bir sakınca görmemiştir.
Kitabı okuyunca yapılan anlaşmaları görünce,insan ister istemez şöyle düşünüyor;bizim en büyük düşmanımız yine biziz.Kendi kendine itdiğin âdem Bir yere gelse idemez âlem *** Adlî (II. Bâyezid Han) *** Bir insanın kendi kendine yaptığını (iyilik veya kötülük), bütün insanlar bir araya gelse ona yapamazlar.
"Biz Amerika olarak neden güçlüyüz, biliyor musunuz?" ABD eski Dışişleri Bakanı, "çünkü..." der; "bizler Amerika olarak içimizdeki vatan hainlerini çabuk öldürürüz. Dünyanın birçok memleketinde vatan hainlerini ise kahraman yapar, ülkelerinde önemli yerlere getiririz."
Evet Henry kissenger'ın dediği gibi ülkemiz'deki vatan hainlerini kahraman yaptılar.
Özellikle son dönemde yapılan atılımlar,konuşmalar,ifadeler ve fikirler herkesi aynı kapıya çıkarıyor “Millileşme”.Görüyoruz ki devrimizin en önemli unsuru milli araba,milli savunma sanayi,milli olan her şey.Bağımsızlık yolunda milli olmayan bir ordunun, milli olmayan bir savunma sanayinin nelere mâl olduğunu,güçlü devletlerin istediği her şeyi bağımlı olan devletlere nasıl yaptırabildiğini hem büyüklerimiz hem bizler gördük ve yaşadık.Bu kitap bağımsız bir devlet olan Atatürk Türkiye’sinin,1945’lerden başlayarak yapılan ikili anlaşmalar ile nasıl bağımlı bir hale getirildiğini anlatan harika bir eser.Ordumuz hükümet eliyle nasıl pasifleştirilmiş, iktisadi olarak ülkemiz ABD’ye nasıl bağımlı hale getirilmiş diye soranların cevabını bulabileceği,kanıtlarıyla birlikte özenle hazırlanmış bir kitap.Atatürk’ten sonraki hükümetlerin hepsinin vebalini taşıdığı bu özgürsüzleştirme işlemini okudukça üzüldüm ve büyüklerimizin vatana ihanet derecesinde aldığı kararları fark ettikçe bu ülkeye karşı umutlarım azaldı.Ancak yazar şunu söylüyor bize “Bu anlattıklarımın hiçbiri 19 Mayıs’ta Ata’mızın çizdiği Türkiye’nin durumundan daha kötü değil”.Memleketin eski öz evlatlarının yaptığı hatalar yüzünden bugün memleketin yeni öz evlatları sıkıntılar çekip,kahrolmaktadır.Şunu unutmayalım ki arkadaşlar bugün bizim yapacağımız hatalar memleketin gelecek öz evlatlarını kahredecektir.Memleketi kurtarmak hem kendimiz hem geleceğimiz açısından çok mühimdir ve bunun yegane yoluda okumak,düşünmek ve anlamaktır.
İyi okumalar.
1945'ten 1967'ye kadar anlaşma adı altında ABD'ye verilen tavizleri GERÇEK belgelerle anlatan çok önemli eserlerden biridir. Gerçekten bu kitabı okurken TBMM'nin sitesinden o tarihte gerçekten böyle bir anlaşma yapılmış mı diye kontrol edemeden duramıyor insan. İşin ilginç yanı gülünç gelen, mantık dışı olan her anlaşmanın gerçekten var olmasıdır. Mutlaka ama mutlaka okumanız gereken eserlerden biri