Hayri Zafer

Hayri ZaferKaçarken yazarı
Yazar
8.0/10
2 Kişi
6
Okunma
0
Beğeni
339
Görüntülenme

Hakkında

İstanbul Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu Radyo-TV ve Londra Metropolitan Üniversitesi’nin Muhasebe bölümlerinden mezun. 12 Eylül sonrası İstanbul Sıkıyönetim Mahkemesi’nin o zamanki TCK 141. maddesine istinaden verdiği mahkûmiyet kararının kesinleşmesi üzerine ülkeyi terk etti. Halen Londra’da yaşayan yazar İngiliz PEN üyesidir. Nikolay Çernişevski'nin “Nasıl Yapmalı?” romanından aynı isimle sahneye uyarladığı iki perdelik oyunu ile “Altın Vuruş” adlı tek perdelik oyunu 1997'de Londra Meydan Sahnesi tarafından sahnelenen yazar, yine aynı yıllarda iki perdelik "Üç Kadın, Bir Külot" ve tek perdelik “Atın Ölümü” adlı iki oyun daha kaleme aldı. “Savaş ve Barış”, “Anna Karenina”, “Suç ve Ceza”, “Madam Bovary”, “Üç Silâhşörler” gibi kimi BBC TV dizilerinin çevirilerini ve editorlüğünü yaptı. Harold Pinter'in "Dağ Dili" isimli oyunu ve insan hakları hukuku alanında yaptığı birçok çeviri de çalışmaları arasında yer almaktadır. Yazarın KAÇARKEN adlı romanına e-kitap olarak da @publitory.com/e_books/1529-kacarken adresinden ulaşmak mümkün
Unvan:
Yazar

Okurlar

6 okur okudu.
1 okur okuyor.
4 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Yaşanacak yaşanır. Her zaman istediğimiz gibi olmasa da...
Korkmazsan cesur olamazsın. Kork, ama korkak olma, korkuna da kafa tut. Korkmamak değil, korkuya kafaya tutmaktır cesur olmak. Herşey zıddı ile vardır. Güneşin batışı gibi. Her gecenin sabahı olduğu gibi. Mesele, birşeyleri içinde barındırdıkları zıddından okuyabilmekte...
Reklam
Korku
Korku… Emin, dile getirmese de, yaşadığı duygunun bu olduğunun farkındaydı. Kaçmak, sekiz yıllık hapis cezasından sıyrılıp kurtulmaktı, lâkin bedelini de beraberinde getiriyordu: Belirsizlikler... Korkuları da getirip sırtına yükleyen, geleceğe ilişkin belirsizlikler. Korku... Yenemediği takdirde insanı rezil rüsva eden, her insan gibi Emin’in de cebelleştiği duygu... Bir makaleden hatırladığı topu topu üç kelimelik bir cümlede aradığını buldu. Uğur Mumcu’nun bir yazısından aklında kalan o cümleye tutundu. Korku gelip yokladıkça, o cümleyi tekrarladı, ki daha sonra da sık sık tekrarlayacaktı. Bir Fransız atasözüydü Mumcu’nun aktardığı: “Yaşamak cesurların hakkıdır!”
Sayfa 9 - PIRGİÇ YAYINLARIKitabı okudu
Bugün "8 Mart +1": İğneyi kendimize batıralım
Bu sadece bana mahsus bir olay mıydı? Bir iki istisna dışında genel durum bu idi. Bunun nasıl bir kariyerizme yol açtığı bir yana, o, “kadını ön safta görme” ilkesine de tersti. Ama “objektif şartlar” deyip kendimizi haklı çıkardık. Bütün sola egemen olan, ister istemez, “erkek kültürü” oldu. Böyle yapılanmalardan üretilen politikalar da o yapılanmaların karakterine uygun olacaktı.
PIRGİÇ YAYINLARIKitabı okudu
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
%52 (253/482)
10/10 puan verdi
“Niye ben tek başıma yapayım? Teori üretimi de komünalleştirilmeli. Tek tek, ‘teorisyen’ sıfatını yakıştıracağımız kişilere bırakılmamalı. Tam da senin dediğin gibi, ‘tartışılmalı!’ Teori üretiminin komünalleştirilmesi için de gerekli bu. Bilginin en geniş tabana yayılması, mümkün olan en geniş tabanda tartışılması. Teori üretimi de böylece komünalleşir." KAÇARKEN, s.253, PIRGİÇ Yayınları.
Kaçarken
KaçarkenHayri Zafer · Pırgiç Yayınları · 20196 okunma
482 syf.
·
Puan vermedi
KAÇARKEN'de hem kaçış, hem kaçamayış anlatılıyor!
Dara düşmüşseniz, başka bir zamanda yapmayacağınız şekilde gözünüzü karartıp, cebinizde sahte bir pasaport ve 500 Alman markı ile ülkenin sınırlarını aşmaya kalkabilirsiniz. Bu şekilde başlayan Emin’in hikâyesi, kaçış öncesi ve sonrası dönemlerde yaşanmış hikâyelerle iç içe geçerek büyüdükçe büyür. Emin'in İstanbul’dan Londra’ya uzanan, “Dante gibi yolun ortasında”ki hayatının öncesi ile sonrası arasında köprü olacak, 1989 Yugoslavya’sında çoğalan kaçış günlerini anlatıyor bu roman. Emin’in KAÇARKEN, bir ayağı İstanbul’da, diğer ayağı Londra’da olan düşünce köprüsündeki yürüyüşünü de izleyeceksiniz okuduklarınızda. Demir parmaklıklar arkasına atılma tehlikesini geride bırakırken, düşünce dünyasının hapishanesinden de çıkma çabasının öyküsüdür anlatılanlar ama duygu dünyasında bunu ne kadar başarabilecektir Emin? Nazlıgül’den de kaçabilecek midir? KAÇARKEN, bu yönüyle de bir aşk romanı aynı zamanda. Kaçarken yaşananlar sırasında zaman zaman hem daha önceki yaşanmışlıklara, hem de yazıldığı 2018’e kadar uzanan daha sonra yaşanacaklara değinilerek geçmişle günümüz arasında köprü kurulmaya çalışılıyor romanda.
Kaçarken
KaçarkenHayri Zafer · Pırgiç Yayınları · 20196 okunma