Bavul, arabanın arka koltuğunda ikamet ediyor. Uyunacak yerlerde durdukça içinden bir t-shirt bir şort alıyoruz sabaha giymek için. Daha o zaman mevsimlerden yaz. Sarı yaz. Sonbahara çalan. Ne üşüyoruz, ne ısınıyoruz. Üşüdükçe birbirimize, ısındıkça denize kaçıyor beden.
Sen solumdasın her baktığımda, ben araba kullanamıyorum çünkü. Belki o yüzden yatay konuma geçtiğimizde de sen hep solumdasın. Alışkanlıktan.
Araba, kayıyor yolda. Aslında gidiyor da bana kayıyor gibi geliyor. Hayatla beraber, ayaklarımın altında. Sağda üzüm bağları, mısır tarlaları, mandalina bahçeleri... Solumda hep sen.
Yolun bilinmezliği içinde birbirimizi tanıyoruz. Tam önümüzden batıp, gözlüğe elini atmana sebep olan güneşten belki de, dünyanın sonuna beraber yollanıyor olmanın özgürlüğüne kapılıyoruz.
Ne kadar yol kaldı diye soruyorum. Çok diyorsun gülümseyerek. İlk defa seninle gittiğimiz yollarda bulanmıyor midem.
Bu yol bizim olsun diye düşünüyorum o domates seralarının yanından denize vardığımızda. Van kedimiz, pembe panjurlu evimiz, değerli mücevherlerle dolu kasamız olmasın, bu yol bizim olsun. Başka kimseyle geçme üzerinden.
Proceedings of National Academy of Sciences dergisinde yer alan gıda ve iklimle ilgili yakın tarihli rapora göre, herkes vegan olsaydı gıda kaynaklı karbon salınımını 2050'ye kadar yüzde 70 azalacaktı.
Veganlık, karbon ayak izimizi azaltmak için elimizden geleni yaptığımız dünyada hayvanlarında insanlar kadar yaşamaya hakkı olduğuna dair bir inanç, bu inanç uğruna tatlardan ve alışkanlıklarımızdan vazgeçtiğimiz bir yaşam biçimi, ulusal sınırları ve duvarları hiçe sayışla belkide ileriki yıllarda insanları toplayacak politik bir duruş.
Veganlık, karbon ayak izimizi azaltmak için elimizden geleni yaptığımız dünyada hayvanların da insanlar kadar yaşamaya hakkı olduğuna dair bir inanç, bu inanç uğruna tatlardan ve alışkanlıklarımızdan vazgeçtiğimiz bir yaşam biçimi, ulusal sınırları ve duvarları hiçe sayışıyla belki de ileriki yıllarda insanları bir araya toplayacak bir politik duruş.
sonsuza kadar birlikte, mutlu, ihtiraslı olma ihtimalimizin, metroya bindiğimde bomba patlamasından daha az olduğu bu dünyada, stratrjilerle vakit kaybetmek istemiyorum.