Parmak uçlarıyla resme dokundu; camın soğukluğu onu şaşırttı. Genelde hayat ve insanlıkla ilgili felsefi sorular üzerine düşünmek için zaman harcamazdi ama şu anda kuzeninin kağıt ve reçine üzerindeki benzerine bakarken bir insanı insan yapan şeyin ne olduğunu merak ediyordu. Ruh gibi mistik bir şey miydi? Beyindeki sinirsel bağlantılar gibi bilimsel bir şey miydi? Yoksa öldükten on yıl sonra birinin sizi özlemesini sağlamak gibi daha basit bir şey mi?
"Ben seni takıntı haline getirdim Michael," diye itiraf etti. "Seninle sadece bir gece veya bir hafta ya da bir ay istemiyorum. Seni sürekli istiyorum. Senden, matematikten hoşlandığımdan bile daha fazla hoşlanıyorum ve matematik evreni birleştiren tek şeydir.."
Annesi kaşlarını çattı. "Oğlum erkek arkadaş bulmamı istiyor. Neredeyse altmış yaşındayım."
Janelle ağırbaşlı bir şekilde başını salladı. "Gerçek aşk için asla geç değildir."
"Hah. Ben sadece çalışmak istiyorum. Para erkeklerden daha iyidir. Hermés çanta istiyorum."
Hareketlerini değiştirebilirdi, sözlerini değiştirebilirdi, görünüşünü değiştirebilirdi fakat özünde olanı değiştiremezdi. Temelinde, o daima otistik olacaktı. İnsanlar buna bozukluk diyordu ama öyle hissetirmiyordu. Ona göre sadece olduğu şeydi.
"Kadınlar sevdikleri erkekler için iç çamaşırı alırlar. Ekonomi bilimi öyle diyor. Veriler de bu iddiayı destekliyor."
"Beni sevdiğini mi söylüyorsun, Stella?"
Stella, Karate Ayı'ya sıkıca sarılıp başını salladı, birden acayip utandı.
"Bana o kelimeleri söylemeyecek misin?" diye sordu Michael.
"Ailem dışında kimseye bunu söylemedim."
"Sence ben ortalıkta koşturup kadınları onları sevdiğimi mi söylüyorum?" Michael onu kendine doğru çekip alınlarını birbirine dayadı. "O kelimeleri senden her türlü alacağım. Bu akşam."