Henrietta Rose İnnes

Henrietta Rose İnnesHep Eve yazarı
Yazar
5.6/10
16 Kişi
79
Okunma
1
Beğeni
660
Görüntülenme

Henrietta Rose İnnes Sözleri ve Alıntıları

Henrietta Rose İnnes sözleri ve alıntılarını, Henrietta Rose İnnes kitap alıntılarını, Henrietta Rose İnnes en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Meğer bugüne dek arabaların lastikleri, insanların adımları sokağı aşındırmamış, tam tersine hayata bağlamıştı."
Sayfa 12
Berrak gökler görmek istiyordu, tatlı kokulu bir bozkır. Eğer gözlerini kapatırsa bir kurbağanın sesini duyabilirdi...
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
Yıldızların arasındaki boşlukların hiçbir deseni olmamasını seviyordu, sudan daha yumuşak, sadece sonsuz bir derinlik.
Sayfa 182Kitabı okudu
Asla kesişmeyecek yörüngelerde kısılmışız çünkü.
Sayfa 163Kitabı okudu
"...bazen de,mutluluk içinde cam bir örtüden düşüyor,mücevherlerden bir bulut onu yakalamak için yükseliyordu.Bazı rüyaları da düştüğünde başlıyor,parçalanmış kristallerden bir yığının üzerinde,üstü başı cam kırıklarıyla kaplı oluyor."
İnsanlar hep dinginliğimle ilgili yorumlar yapar.Oysa çoğu zaman içimde sükûnet yoktur,hem de hiç,özellikle de geç akşam vakitlerinin kavurucu ışığı altındayken.
Sayfa 159Kitabı okudu
Reklam
"... neredeyse kütüphanenin dışında gerçek bir dünya olduğunu, bu kitapların o dünyanın gölgesinden, yansımasından ibaret olduğunu unuttuğu anlar olurdu.”
Küçük, sevimli bir pansiyona, hiçbir açıklama yapmak zorunda olmadığı bir yere.
“Ne var ki şehirde? Açgözlülük ve keder var, o kadar. Açgözlülük ve keder.”
Sayfa 86
“Cumartesileri neredeyse kütüphanenin dışında gerçek bir dünya olduğunu, bu kitapların o dünyanın gölgesinden, yansımasından ibaret olduğunu unuttuğu anlar olurdu.”
Sayfa 37
Reklam
Gözlerindeki yılgınlığı yalnızca kendisi görebiliyor.
Görüldü ki hiç de öyle uzun bir zaman dilimi gerekmiyordu. Bir köşe, bir ev, tanıdık bir manzara, şehrin herhangi bir parçası göz açıp kapayıncaya kadar yok olabiliyordu.
En kötüsü salıncağa artık sığmadığını fark etmek :/
“Küçük bir kızken hayran olduğu Kirstenbosch’un eğimli çayırlarına benziyorlardı. Bir kütük gibi tepeden aşağı yuvarlanırken annesiyle babasını bekletir, kolları ve bacakları kızarıp başı dönene dek durmak bilmezdi. Aynı şeyi daha sonra büyüyünce de denemiş ama çocuk gibi oyun oynayan bir öğrenci olarak tek hissettiği şey mide bulantısı olmuştu. Parklardaki salıncaklar için de aynı şey geçerliydi - çocuklukta salıncak keyif verir, büyüyüp belli bir yaşa gelince birdenbire mide bulandırıcı olurdu. Araba lastiğinden koltuklara sığmaz olduğunuzu da aynı yaşlarda fark ederdiniz. Serbest uçuş, baş dönmesi, delice heyecanlanmak... İnsan bunları istemekten ne zaman vazgeçerdi?”
Sayfa 58
Karıncaların, kuşların ve doğanın bütün ilk sahiplerinin bu duvarı adım adım yıkıp yerle bir etmesi, insanın tıkadığı yolu yeniden açması ne kadar zaman alırdı?
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.