Henry Kissinger

Diplomasi author
Author
8.6/10
157 People
697
Reads
111
Likes
11.9k
Views

Oldest Henry Kissinger Quotes

You can find Oldest Henry Kissinger quotes, oldest Henry Kissinger book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Ulusal Devletlerin doğuşu:XVII. yüzyılda Kardinal Richelieu’nün yönetimindeki Fransa, uluslararası ilişkilere, ulus-devlet kavramına dayanan ve nihai amaç olarak ulusal çıkardan güç alan modern yaklaşımı getirmiştir.
Amerika uluslararası arenaya girdiği zaman yeniydi, kuvvetliydi ve uluslararası ilişkilere bakış biçimini dünyaya kabul ettirme gücü vardı. 1945’te II. Dünya Savaşı son bulduğunda, Amerika o kadar güçlüydü ki (bütün dünya ekonomik üretimin %35’i Amerika’ya aitti) dünyaya, kendi tercihlerine göre şekil vermesi kaçınılmaz görünüyordu. 1961’de John F. Kennedy, Amerika’nın, özgürlüğün başarısı için “her bedeli ödeyecek, her yükü çekecek kadar” kuvvetli olduğunu söyledi. Otuz yıl sonra, Birleşik Devletler bütün isteklerinin hemen gerçekleştirilmesi için ısrarlı olacak bir konumda değildir. Diğer ülkeler büyüyerek Büyük Devlet statüsüne kavuştular. Artık Birleşik Devletler, amaçlarını, her biri Amerikan değerleri ve jeopolitik gerekliliklerin birer karışımı olan aşamalarla gerçekleştirmenin zorluklarıyla karşı karşıyadır. Yeni gerekliliklerden birisi, birbirine denk güçte birçok devletten oluşan bir dünyanın düzenini, bir tür denge kavramı üzerine oturtmak zorunda olmasıdır ki, Amerika, hiçbir zaman bu fikri rahatlıkla içine sindirememiştir.
Reklam
ABD,Fransız Devrimi savaşlarında hiçbir tarafın kesin bir zafer kazanmasını istemediklerinden tarafsız olduğunu açıklamıştır. Jefferson yönetimindeki ABD,bağlantısızlık politikasının bir çeşit ilk şeklini uygulayan yeni devlet, o zamandan beri ortaya çıkan birçok yeni devlet gibi tarafsızlığı bir pazarlık aracı olarak kullanmanın faydalarını keşfetmiştir.
Birleşik Devletler, Eski Dünya yöntemlerini reddetmeyi, toprak genişlemesini reddetmeye kadar ileri de götürmemiştir. Aksine, daha başlangıçtan beri Birleşik Devletler, Amerikalarda genişleme politikasını olağanüstü bir kararlılıkla uygulamıştır. 1794’ten sonra, bir dizi antlaşmayla Kanada ve Florida sınırlarını Amerika’nın çıkarına olacak şekilde çözüme kavuşturmuş, Mississippi Nehri’ni, Amerikan ticaretine açmış ve İngiliz Batı Hint Adaları’nda Amerikan ticari çıkarlarını yerleştirmeye başlamıştı. Bu genişleme, Mississippi Nehri’nin batısında kalan ve İspanyol toprağı olan Florida ve Teksas toprakları üzerinde hak iddia edebilecek durum yaratan ve çok büyük genişlikteki sınırı belirlenmemiş toprakları, yeni devlete katan Louisiana’nın 1803’te Fransa’dan satın alınması ile en yüksek noktaya ulaşmıştır ki, bu da büyük güç olmak için temel oluşturmuştur. Satışı yapan Fransız imparatoru Napoleon Bonaparte, bu tek-yanlı işlem hakkında Eski Dünya’ya özgü şöyle bir açıklamada bulunmuştur: “Bu toprak alımı, Birleşik Devletler’in gücünü ebediyen perçinlemektedir ve bu suretle Büyük Britanya’ya da, sonunda denizde onu alt edecek bir rakip sağlamış oluyorum.”
Avrupa güçleri, potansiyel egemen güçlerin ortaya çıkmasını önlemek için sayısız savaş vermiştir. Amerika’da güç ve uzaklık kombinezonu, herhangi bir sorun ortaya çıktıktan sonra onun üstesinden gelinebileceği yönünde bir güven yaratmıştır. Yaşamlarını sürdürmek için çok daha kısıtlı hareket alanları olan Avrupa ulusları, değişiklik olasılığına karşı koalisyonlar oluşturmuşlardır; oysa Amerika, herhangi bir gerçek değişikliğe göre politikasını ayarlayabilecek kadar uzaktır. Her ne sebeple olursa olsun, “birbirinin içine girmiş” anlaşmalara karşı George Washington’un yönelttiği uyarının jeopolitik temeli de buydu. Washington’a göre: “Kendimizi yapay bağlarla, Avrupa politikasının sıradan iniş çıkışlarına veya onun dostluk veya düşmanlıklarının çakışmasına, ya da çatışmasına bağlamamız akıllıca bir hareket değildir. Bizim ayrı ve uzak durumumuz, bizi değişik bir rota izlemeye çağırıyor ve aynı zamanda bunu mümkün de kılıyor. “
Aleksandr Hamilton, cumhuriyetlerin, diğer hükümet şekillerine göre, özünde daha barışçı olduğu görüşüne karşı çıkmıştır: “Sparta, Atina, Roma ve Kartaca hepsi cumhuriyetti; bunlardan ikisi, Atina ve Kartaca, ticari özellikte birer cumhuriyettiler. Bununla beraber, ister saldırı, ister savunma amaçlı olsun, komşuları olan monarşiler kadar devamlı savaş halinde idiler.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.