Bulut olmazsa yağmur olmaz; yağmur olmazsa ağaçlar büyüyemez; ve ağaçlar büyümezse kâğıt imal edemeyiz. Kağıdın varlığı için bulut şarttır. Bulut yoksa şu sayfada olmaz. Bu düşünceyle, bulut ve kâğıdın beraber-oluşu'ndan söz edebiliriz. "Beraberoluş" henüz sözlükte olmayan bir kelime. Ayrıyken anlamları farklı, fakat birlikteyken yeni bir manaya kavuşuyorlar. Bulut olmazsa kâğıdımız da olmaz, o yüzden bulutun ve sayfanın beraber olduğunu söyleyebiliriz.
Şu sayfaya biraz daha derinlemesine bakarsanız oradaki gün ışığını da görürsünüz. Gün ışığı olmazsa orman yetişmez. Aslına bakarsanız, hiçbir şey yetişmez. Gün ışığı olmadan biz bile büyüyemeyiz. O yüzden biliyoruz ki, şu sayfada da gün ışığı var. Kağıtla gün ışığı beraber-var. Bakmaya devam edersek, ağacı kesen ve ondan kâğıt yapmak için fabrikaya götüren oduncuyu da görebiliriz. Buğdayı da görebiliriz. Oduncunun günlük ekmeği olmadan yaşayamayacağını, dolayısıyla ona ekmek olan buğdayın da bu sayfada olduğunu biliriz. Üstelik oduncunun annesi babası da oradadır. Bu şekilde bakarsak, şu kitap sayfasının saydığımız şeylerin hiçbiri olmadan var olamayacağını biliriz.