Hülya Argunşah

Hülya ArgunşahSessizliğin Gölgesinde yazarı
Yazar
Derleyen
Editör
8.8/10
4 Kişi
29
Okunma
20
Beğeni
1.949
Görüntülenme

Hakkında

1961'de Eskişehir'de doğdu. 1979 yılında İstanbul Pendik Lisesi'ni bitirdikten sonra 1979-1980 öğretim yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne girdi. 1983 yılında buradan mezun olarak aynı yıl Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Yeni Türk Edebiyatı anabilim dalında yüksek lisansa başladı.1985'te Prof. Dr. İnci Enginün'ün danışmanlığında hazırladığı Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Türk Edebiyatı Üzerine Tenkidi Fikirleri isimli tezle yüksek lisans çalışmasını tamamladı. Aynı yıl Marmara Üniversitesi'nde doktora programına kaydoldu. 1986 yılında Erciyes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi'nin açtığı araştırma görevliliği imtihanını kazanarak "bir üniversite adına başka bir üniversitede eğitim gören araştırma görevlisi" statüsüyle Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'ndeki doktora çalışmasına devam etti. Bölümdeki öğretim elemanı ihtiyacı dolayısıyla 1988-1989 öğretim yılında doktorasını bitirmeden Kayseri'ye geldi ve Erciyes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde öğretim görevlisi kadrosuna atandı. Şubat 1990'da Prof. Dr. İnci Enginün'ün danışmanlığında hazırladığı Türk Edebiyatı'nda Tarihi Roman isimli çalışmasıyla doktor unvanını aldı. Aynı yıl çalışmakta olduğu bölümde Yardımcı Doçentlik kadrosuna atandı. Aralık 1997'de Doçent, Ağustos 2003'te Profesörlük unvanını alan Hülya Argunşah, halen aynı bölümde öğretim üyesi ve Yeni Türk Edebiyatı Ana Bilim Dalı Başkanı olarak çalışmaktadır.
Tam adı:
Prof. Dr. Hülya Argunşah
Unvan:
Türk Akademisyen, Edebiyatçı, Yazar
Doğum:
Eskişehir, Türkiye, 1961

Okurlar

20 okur beğendi.
29 okur okudu.
4 okur okuyor.
32 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Reklam

Editörlük Yaptığı Kitaplar

Tümünü Gör

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Reklam
"Aslında kadın yazar da bir taraftan toplumun kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmeye çalışırken bir taraftan yazmak gibi zihinsel bir faaliyeti sürdürürken için için bu trajediyi yaşamaktadır. Bu sebeple eseri bir farkına varmanın doğal ve samimi sonucu olarak ortaya çıkar."
"Hem sosyal meseleler hem de edebiyat bir tek cinsiyetin kullanımına bırakılamayacak kadar geniş ve önemlidir. Buna göre kadınların ürettiği ve mutlaka kadın duygusallığını taşıyan, kadına ait dünyanın boyutlarını ihmal edilemeyecek kadar önemli ve özgün kabul eden, ancak edebiyatı kadın edebiyatı gibi daha küçük parçalara ayırmaktansa genel edebiyatın içerisinde kalarak kadının meselelerini bir insanlık meselesi olarak gören bir yaklaşım daha kabul edilebilir görünmektedir. "
"Halbuki kadın yazarlar çok tabii olarak bireysel tecrübelerini kurgusal bir dünyanın içinde anlatırken bütün bunları bir toplumsal sorun olarak kabul etme eğilimindedirler. Çünkü toplumun yarısını ilgilendiren durumlar ya da sorunlar ancak diğer yarının farkında olmasıyla bir çözüme varabilecektir. Ancak modern kadın sorunların karşısında tek başına olduğunu fark eder. Son otuz yılın kadın yazarları işte bu modern ama yalnız kadının trajedisini eserlerinin kaynağı olarak seçmişlerdir."
Halide Edib;
"Yazarın roman ve hikâyelerine bakıldığında konusunu tarihten alan az sayıda eser yazdı görülür.Bunlardan ilki 'Kösem Sultan'dır."
Sayfa 123
Reklam
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
424 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
58 günde okudu
Hasan Ali TOPTAŞ hayranlıkla okuduğum ve takip ettiğim yazardır, kitaplarını okurken ayrı bir lezzet verir her zaman, bu kitapta farklı yazarlar adeta yazdığı kitapların kimyasına iniyor, dalından meyveleri toplayip hepsinin lezzetini zengin kelimelerle yorumlayıp, renkli pencereler açılmasını sağlıyorlar zihnimizde, emeklerine sağlik çok hoş olmuş
Sessizliğin Gölgesinde
Sessizliğin GölgesindeHülya Argunşah · Kesit Yayınları · 20186 okunma
296 syf.
7/10 puan verdi
"Türk-İslam sentezini savunduğumuz yirmili yaşların başında "Türk'üm" diyen bir insanın Hristiyan olması kabul edilebilir miydi?" ifadesiyle başlayan, Gagauz tarihi, kültürü, edebiyatına ışık tutan, Gagauzlar hakkında yazılmış sınırlı kitaplardandır. Gagauzlar bugün Moldova, Bulgaristan ve Romanya sınırları içerisinde bulunan Hristiyan Türklerdir. Sayılarının 300.000 civarında olduğu kabul edilmektedir. Osmanlı döneminde Gagauz ismini ilk kez İstanbul'da Fransızca gazete çıkaran Jean Pietri'den duyuyoruz ancak Teodor Kasap'ın Jean Pietri'yi bu konuda tiye alıp bahse girmeyi teklif etmesiyle Gagauzlar hakkında herhangi bir bilgimizin olmadığı sonucunu çıkarıyoruz. Türkiye halen halk düzeyinde Gagauz Türklerinden bihaber olmakla birlikte Devlet düzeyinde ise Hamdullah Suphi Tanrıöver ve Ender Arat'ın Büyükelçilik dönemlerinde ilişkilerin sıklaştığı görülmektedir. En büyük dezavantajları dinlerinin farklı olmasıdır tıpkı Litvanya'da yaşayan Musevi Karay Türkleri gibi. Kitap ayrıntılı, detaylı bir şekilde inceliyor Gagauzları ancak sık sık kendi içinde tekrara düştüğünü de söylemeliyiz. Bunun nedeni de kitabın yazarı olan eşlerin farklı çalıştay ve konferanslarda yaptıkları konuşmaların aynen verilmiş olmasından kaynaklanmaktadır. 173-210, 227-281, 246-274, 47-293 sayfaları ve birkaç sayfa daha birbirinin aynısı durumunda bu da bir parça rahatsız ediyor beni okurken, editörlüğü daha iyi yapılabilirdi.
Gagauz Yazıları
Gagauz YazılarıMustafa Argunşah · Türk Ocakları Kayseri Şubesi Yayınları · 20072 okunma
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Edebiyatı cinsiyetlerle göre sınıflandırmak mümkün müdür ? 'Kadın Edebiyatı' kavramını doğuran sebepler nelerdir ? Sadece kadın okuyucular için yazan sanatçılar ve kadınlığın meselelerini bütün insanlığın meseleleri olarak gören sanatçıların edebiyat ile gerçekleştirmek istedikleri devinim nedir ? Edebiyatın,feminizim hareketinin içerisinde
Kendini Yazmak
Kendini YazmakHülya Argunşah · Kesit Yayınları · 20161 okunma
Resim