Hüsamettin İnaç

Hüsamettin İnaçFaşizmin ve Sosyalizmin Sosyo-Politik Kökenleri yazarı
Yazar
Çevirmen
3.5/10
3 Kişi
15
Okunma
2
Beğeni
594
Görüntülenme
Marx ve Pareto
Her ekonomik ilişkinin iyi ve kötü olmak üzere iki yüzü vardır. Ekonomistler birincisini, sosyalistler ise ikincisini vurgulamıştır.
Sayfa 25 - Ekin YayınlarıKitabı okudu
İnsan çalışmayı yemek, içmek ve barınacak bir konut edinmek için benimser. Bir nevi ölmek için benimser. Bu durum hayvan olan insanı insan olan hayvan durumuna sokar.
Reklam
Marx'a göre ücret yoluyla kapitalist işçiyi sömürmekte, ayrıca işçi de ücret için kedisini kapitalise sömürmektedir. Yani işçi yaşamının bağlı bulunduğu talep, zenginlerin ve kapitalistler gönlüne bağlıdır.
Tüm toplumların tarihi, sadece sınıf mücadelelerinin tarihidir.
Sayfa 26
Engels İngiltere'de çalışan sınıfın hayat şartlarını bizzat gözlemleyerek sosyalist olmaya karar veren bir fabrikatör oğluydu. İşte Marx, Engels sayesinde çalışan sınıfın sefaletin ve somut şartlarını tanıma imkanı bulmuş ve bu konulara eğilme fikrini edinmişti.
Marx'a göre üretim araçlarının gelişmesi durdurulamayacağı için üreten güçler, yani proleterya, çoğalarak yetersiz kalan üretim tarzını yıkıp yenisini getirecektir.
Reklam
Marx'a göre kadının toplum içinde aşağılık bir varlık olarak algılanması o düzenin barbarlığının özsel bir özelliğidir.
Marx'a göre bütün tarih sınıflar arasındaki çatışmalarla doludur. Güçlüler hakimdir, toplum ise köle. Tarihin bu gidişi toplumun lehine değişmeli, sınıflar yok olmalı, sosyalizmle bu tarih son bulmalıdır.
Ulus
Ulus, modern şartlarda oluşan ve varolabilen, modern bir kurgudur. Fakat gelişimi itibarıyla modern öncesi etnik bileşenlere ve daha eski etnik kimliklerin imajlarında şekillenmeye muhtaçtır. Primordiyalist ulusallık ve etniklik nosyonunun kabulü, zaman içerisinde modern-öncesi etnikliğin doğmasına, bu da etnik bağların beka ve istikrarına ve nihai olarak da modern dünyada etnik mozaiğin oluşumuna yol açar. İşte bu süreçten hareket edersek ulus nosyonunun niçin bu kadar yaygın ve süreklilik arz eden bir biçimde kabul gördüğünü ve etnik kimlik taleplerinin niçin yogun bir talebe dönüştüğünü rahatça anlaşılabilir. Ulus gerçekten modern bir olgudur, zira onun yurttaşlık hakları getiren koşulları ancak modern dönemin kendine özgü şartları içerisinde gerçekleşebilir ki, bu dönem; hükümranlık, üretim ve iletişim tarzla rının yeniden oluştuğu ve şekillendiği zaman dilimidir. Ancak, unutulmamalıdır ki, modern ulusların kökenleri, modern-öncesi döneme aittir. Bu bağlamda, “mitolojisi, sembolizm ve kültürü olmaksızın kendisini ayırt edici kimliğiyle sunabilecek bir modern ulus görmek zordur. Böylece, modern bir ulusun inşası için sadece ülkesel toprak, ekonomi, eğitim sistemi ve hukuk tarzı teşkili yetmez, tüm bunlara ek olarak çeşitlilik arz eden kültürel ve sosyal unsurları harekete geçirecek ve bütünleştirecek bir etnik temele ihtiyaç vardır” (Aydın 1998: 22).
Karl Marx
Kira parasını ödeyemiyordu. Bu arada bir çocuğu yetersiz beslenme ve bakımsızlıktan öldü. Hatta üzerine örtülecek kefen parasını bulamamış ve bir mülteci yardımından yararlanmak zorunda kalmıştır.
Reklam
Marx'a göre dini sıkıntı hem gerçek sıkıntının ifadesi hem de protestodur. Din tinsiz koşulların tini olarak ezilmiş yaratığın sesi, kalpsiz bir dünyanın ruhudur. O halkın afyonudur.
Marx'a göre insan hayatta kalabilmek için sadece çevreye uyum sağlamakla yetinmeyip aynı zamanda kendi amaçlarına daha iyi hizmet etmesi için doğayı değiştirmektedir. Bu süreç içinde, insanların kendileri de değişmektedir.
Marx toplumu, gerginlik ve mücadele ile değişmeyi yaratan zıt güçlerin hareket eden bir dengesi olarak tanımlar.
Şimdi burjuvaziye karşı direnen bütün sınıflar arasında proleterya gerçek inkılapçı sınıftır. Sanayileşme geliştikçe bütün diğer sınıflar bozulur, yok olur. Proleterya ise sermayenin kendi mahsülüdür.
Marx a göre günümüz toplumları salt yerçekimi fikrine saplandıları için suda boğulacaklarını sanan insanlar gibi kapitalizmin doğurduğu din, ideoloji gibi sanal gerçeklerin etkisinde kalarak büyük çelişkilere düşmektedir.