Hüseyin Cevizoğlu

Atatürkçülük yazarı
Yazar
10.0/10
1 Kişi
8
Okunma
3
Beğeni
373
Görüntülenme

Öne Çıkan Hüseyin Cevizoğlu Gönderileri

Öne Çıkan Hüseyin Cevizoğlu kitaplarını, öne çıkan Hüseyin Cevizoğlu sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Hüseyin Cevizoğlu yazarlarını, öne çıkan Hüseyin Cevizoğlu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türkiye’nin mirasçısı olduğu Osmanlı devlet hayatında, İslami geleneklerin etkisiyle, din’le devlet gereğinden fazla birbirlerine karışmıştır. Halife, dini liderliğin yanı sıra devletin hükümdarı idi. Devlet fiilen din adamlarının, yani ilmiye sınıfın kontrolü altında bulunuyordu. Padişah, siyasi kararlarında bile Şeyhülislam’dan fetva almak zorundaydı. Hukuk sistemi müslümanı ayrı müslüman olmayanları apayrı gözetir idi.
Osmanlı, yanlışlarıyla beraber dünyaya çok şey öğretti. Kala kala bir parça kaldı, onu da “yaşanmaz” kılmak için birbirimizle yarışıyoruz.
Reklam
Yıllarca Avrupa’da derslerde okutulan İbn-i Sina’nın deneysel tıbbının yerine, peygamber tıbbı denilen uygulama kullanılmış, bunun sonucunda Tıp terk edilerek, İslam dünyası üfürükçülerin eline teslim edilmiştir.
İskandinav-Avrupa ülkelerinde din’le devlet birbirlerinden ayrı tutulmuş, Mezopotamya ve Arap Yarımadası’nda yöneticiler dinleri, kendi siyasi otoriterlerini güçlendirmek amacıyla kullanmıştır.
İslam tarihi neden geride?
12.yy’dan itibaren İslamiyet, Kuran,Hadis,Fıkıh ve Kelam adlarıyla dört kavram içine hapsedilmiş sonradan müspet ilimleri faydasız ilimler (öteki taraf için gerekli değil) sınıfına sokarak bilime kapıları kapatmışlardır. Bunla kalmayıp bilim ile uğraşanları kafir-gavur ilan ederek dinden afaroz etmişlerdir.
Türk tarihinde ilk Laik uygulama
Bağdat fethinden sonra Kağan Tuğrul Bey, Abbasi Halifesi Biemrıllah’ı kendi otağına çağırarak, ona “Devletim bana aittir, halifenin devlet işleri yetkilerini kaldırdım, ancak Din ve İbadet hizmetinizi bizatihi devlet işlerine karışmamak şartıyla Bağdat’ta oturmanıza ve Halifeliğinizi kullanmanıza müsade edeceğim.”
Reklam
İslam Aydınlanma çağı diye anılan bu dönemde Felsefe, Matematik, Astronomi ve Tıp benzeri pozitif bilim çalışmaları başlamıştır. Bunun sonucu sürekli övündüğümüz Farabi’leri, Biruni’leri, İbn-i Sina’ları, El Cabir’leri yetiştirmiştir. Ancak bu durum böyle devam etmemiş bilim, tarikatların hışımına uğramıştır.
Osmanlı’da halifeliğin bir manası yok idi zira olayın şeri boyutuna gelince, fıkıh kitaplarında şartları belirlenerek Halifelik bir şeri kural haline gelmiştir. Bu kural, Halifelerin Kureyş’ten ve Peygamber ashabı ve soyundan olması gerektiği yer almaktadır. Bizim Osmanlı Padişahları bu şartlara ters düşmektedir. Yıllarca Araplar, Türkleri müslüman bile saymamıştır. Bu yüzen I. Dünya savaşı’nda Sultan Reşat’ın cihat ilanına Türklerden başka hiç bir müslüman toplum ilgi göstermemiş, üstelik tam tersine dinkardeşi bildiğimiz Araplar, İngilizlerle işbirliği yapmakta bir sakınca görmemişlerdir.
Atatürk, bilindiği gibi, sadece "Kurtarıcı bir kahraman" değildir. O, aynı zamanda, Türk Milleti'nin çağımızdaki dünya görüşünü tespit ve yaşama düzenini şekillendirmek bakımından, fikirlerine ve ilkelerine ölümünden sonra da bağlı kalınmış büyük bir öncüdür.
Ufuk Ajansı YayınlarıKitabı okudu
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.