Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hüseyin Doğan

Hüseyin Doğanİslam İnanç Esasları yazarı
Yazar
Çevirmen
8.9/10
9 Kişi
19
Okunma
3
Beğeni
1.867
Görüntülenme

Hüseyin Doğan Sözleri ve Alıntıları

Hüseyin Doğan sözleri ve alıntılarını, Hüseyin Doğan kitap alıntılarını, Hüseyin Doğan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nitekim, kelamcıların oluşturmuş oldukları töz (cevher) ve ilinek (araz) metafiziğinin parçalı yapısı, ona sürekli olarak Allah'ın müdahalesini gerekli kılmakta ve her şey her zaman Allah tarafından yeniden gün yüzüne çıkarılmaktadır.
Sayfa 150 - Rağbet Yayınları, 1. Baskı, 2015, İstanbul.
Sokrates ve öğrencisi Eflatun "cedeli", herhangi bir tartışmada sadece karşı tarafı susturmayı ya da ikna etmeyi amaçlayan bir yöntem olarak ele almaktan çok, aynı zamanda saltık gerçeği ve doğruyu ortaya çıkarmada ya da insan zihninde gizil (kuvve) halde bulunan idelere ulaşmada bir araç olarak değerlendirmişlerdir. Burada, belki şu hususu belirtmekte yarar vardır: Taraflar iyi niyetle herhangi bir konuda gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla tartışırken, tartışma sürecinde birbirlerini kötülemeye, ortaya koydukları kanıtlarını değersiz ve önemsiz bulmaya ya da çıkarsamalarını ve saptamalarını birtakım kelime oyunlarına başvurmak ve hileye yönelmek suretiyle bir yanıltma ve aldatma aracı olarak kullandıklarında, cedelin münazara yönünü değil de daha çok alt etme, susturma, ikna etme ya da dize getirme yönünü tercih etmiş olmaktadırlar.
Sayfa 49 - Rağbet Yayınları, 1. Baskı, 2015, İstanbul.
Reklam
Cedel yöntembiliminde her şeyden önce, tartışan tarafların bu tartışma sürecinde kendilerine dayanılacak olan öncülleri düzenlemesi ve bu öncüllerden tasım formunda birtakım kanıtlar oluşturması gerekir. Cedel yöntembiliminin yapısını oluşturan "meşhurat" ve "müsellemat" türü önermelerin tartışmada kullanılabilmesi için, bu tür önermelerden her iki tarafın da bir şekilde haberinin olması gerekir.
Sayfa 86 - Rağbet Yayınları, 1. Baskı, 2015, İstanbul.
Öyle anlaşılıyor ki, ister mutlak ister sınırlı olarak kullanılmış olsun, meşhûrat türü önerme veya görüşler, el-Bağdadî'nin kelam ilmindeki yöntembiliminde benimsemiş olduğu dinsel bilgi, görüş ve düşüncelerinin önemli birer dayanağını oluşturmaktadır. O, dinsel inanç ve düşüncelerini savunmak, karşıtlarını susturmak ve böylece de onlara üstün gelebilmek için, çoğu kez içinde yaşadığı toplulukta herkesçe ya da büyük çoğunlukça kabul edilen bu görüş ve düşüncelerden (meşhûrat) önemli ölçüde yararlanmıştır.
Sayfa 118 - Rağbet Yayınları, 1. Baskı, 2015, İstanbul.
Soru soran kişi, cevap veren kişinin başlangıçta ileri sürdüğü tezi kabul edip benimserse, tartışmadan yenik ayrılmış sayılır. Dolayısıyla soru soran kişi, cevap veren kişinin meşhûr bir öncüle dayalı olarak kurmuş olduğu delile çelişik düşen başka bir delille karşı koyar. Bunu yaparken de, cevap veren kişinin kabul etmiş olduğu bir önerme ile tartışmaya başlaması ve sürdürmesi gerekir. Sadece soru soran kişinin kabul etmiş olduğu önerme ile tartışmaya başlanması ya da tartışmanın sürdürülmesi, bir anlam ifade etmemektedir.
Sayfa 89 - Rağbet Yayınları, 1. Baskı, 2015, İstanbul.
İbn Rüşd de, Kur'an-ı Kerimde geçen, "(Ey Muhammed) sen, hikmetle, güzel öğütle Rabb'inin yoluna çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et..." ayetindeki hikmetin "felsefî burhân"a, güzel öğüdün "hitâbe"ye, mücadelenin de "cedelî" tasıma karşılık geldiğini ileri sürmüş ve Kur'an'ın hem kesin sonuç veren (burhanî) hem söylevsel (hitabî) hem de cedelî birtakım delilleri kullandığını belirtmiştir. Ancak onca Kur'an, çoğunluğu ikna etme amacı taşıdığından daha çok cedelî ve söylevsel türden delilleri ya da kanıtlamaları kullanmaktadır.
Sayfa 47 - Rağbet Yayınları, 1. Baskı, 2015, İstanbul.
Reklam
Oluşturulan bu cedel ve münazara kitaplarında iki farklı yöntem takip edilmiştir: Bunlardan birincisi, sadece nass, icma ve tasıma dayanan kanıtların kullanılması gerektiğini savunan Ebu'l-Yusr Muhammed el-Pezdevi (öl.493/1099) yöntemi; diğeri de, hangi ilme ve konuya ait olursa olsun kanıt niteliği taşıyan bütün bilgilerle akıl yürütülebileceğini dikkate alan Rükneddin el-Amidi (öl.631/1233) yöntemidir.
Sayfa 42 - Rağbet Yayınları, 1. Baskı, 2015, İstanbul.
Cedelî bir tartışmada tartışmacıların ilk amacı, Allah'a yakınlaşmak ve O'nun rızasını gözetmek veya kazanmak olmalıdır.
Sayfa 106 - Rağbet Yayınları, 1. Baskı, 2015, İstanbul.
Kısaca ifâde etmek gerekirse cedelî savlar, soru yoluyla kabul ettirilmeye çalışılan önermelerdir.
Sayfa 80 - Rağbet Yayınları, 1. Baskı, 2015, İstanbul.
Herhangi bir şeyde bir şeyin varlığı meşhûr bir hüküm ise, bu şeyin karşıtının o şeyin karşıtında bulunması da yine meşhûr bir hüküm olmaktadır. Bunlar cedelî öncül türleridir ve bunların en üstün olanları, herkesin ya da büyük çoğunluğun kabul ettiği meşhûr öncüllerdir.
Sayfa 61 - Rağbet Yayınları, 1. Baskı, 2015, İstanbul.
Reklam
Cedelde, tarafların herhangi bir hedefe ulaşmak ya da bir bilgiyi elde etmek için, birbirlerini susturması ya da ikna etmesi; münazarada ise, her iki tarafın da bir şeyi karşılıklı olarak kuramsal bir incelemeden geçirmesi söz konusudur. Bu nedenle, münazarada karşılıklı olarak tartışan insanların mutlaka bir amaçları vardır ve bunun için bir araya gelmişlerdir. Hatta bu insanlar, gerçeğin ortaya çıkarılmasında birbirlerine yardımcı da olurlar.
Sayfa 41 - Rağbet Yayınları, 1. Baskı, 2015, İstanbul.
Cedelî bir tartışmada taraflar, kimi zaman herhangi bir toplulukta beğenilen, saygı gösterilen ve görüşlerine güvenilen kişi ya da kişilerin görüş ve düşüncelerine başvurmak suretiyle kendi görüş ve düşüncelerini karşısındakilere daha kolay ve rahat kabul ettirebilirler.
Sayfa 163 - Rağbet Yayınları, 1. Baskı, 2015, İstanbul.
İleri sürülen sava karşı koyan soru soran kişi, iddiasının karşıtını olumlayarak ona karşı koyabilir ya da iddia ile tam girişimlilik açısından ilişkisi bulunan başka bir iddiayı olumlayarak cevap veren kişinin iddiasını olumsuz kılabilir. Sözgelimi, "alem bir var ediciye muhtaç değildir; bir var ediciye muhtaç olmayan her şey öncesizdir; o halde, alem öncesizdir" iddiasında bulunan birisine karşı tarafın, "alem değişkendir; hiçbir değişken öncesiz değildir; o halde, alem öncesiz değildir" biçiminde bir karşı çıkışta bulunması, buna bir örnektir.
Sayfa 95 - Rağbet Yayınları, 1. Baskı, 2015, İstanbul.
Siyasal durum ne olursa olsun, Halife el-Me'mun'un, İslam dışındaki farklı din ve kültürlere olan yakın ilgisi, imparatorluk bilincini oluşturma veya yayma girişimleri, ticaretin ve sosyal yaşamın sağlamış olduğu dünyasal bazı olanaklar, bu noktada imparatorluğun pratik gereksinimleriyle birleşerek geçmiş bilimsel kazanımların Arapça'ya aktarılmasına bir ölçüde ön ayak olmuştur.
Sayfa 39 - Rağbet Yayınları, 1. Baskı, 2015, İstanbul.
Her ilmin, her disiplinin ortaya koyduğu kurallar, o alanda uğraşan kişilerin benimseyip kabul ettikleri müsellemattandır. Bu tür hükümler, bunları kabul eden disiplin veya mesleklerce, değer verilmelerinden ve bağlayıcı olduklarından dolayı bir anlam taşırlar.
Sayfa 67 - Rağbet Yayınları, 1. Baskı, 2015, İstanbul.
50 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.