Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hüseyin Hansu

Hüseyin HansuBabanzade Ahmet Naim yazarı
Yazar
7.8/10
8 Kişi
52
Okunma
3
Beğeni
2.950
Görüntülenme

Hakkında

Bingöl'de doğdu (1967). Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitirdi (1989). Bir süre Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda öğretmenlik yaptı. Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne Araştırma Görevlisi olarak atandı (1994). Aynı Üniversiteye bağlı Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri (Hadis) Anabilim dalında Babanzade Ahmet Naim'in Hayatı ve Hadisçiliği adlı teziyle Yüksek Lisansını tamamladı (1996). Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri (Hadis) Anabilim Dalında Mu'tezile'nin Hadis Anlayışı adlı teziyle doktorasını tamamladı (2002). Prof. Dr. Hüseyin Hansu, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde Temel İslam Bilimleri Bölümü, Hadis Ana Bilim Dalı Başkanı olarak görevini sürdürmektedir.
Tam adı:
Prof. Dr. Hüseyin Hansu
Unvan:
Türk Akademisyen, Yazar
Doğum:
Bingöl, 1967

Okurlar

3 okur beğendi.
52 okur okudu.
1 okur okuyor.
16 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Sahte hakîkat boşlukta doğmaz. Hakîkat yoksa sahteside olmaz , sahtesi varsa gerçeğide var demektir.. öte yandan asıl hakîkat , her nekadar varlığını sahtesine borçlu değilse de değerinin anlaşılması için ona muhtaçtır."
Sayfa 14 - Hikav yayınlarıKitabı okudu
"Gazzâli nin dediği gibi gece olmasaydı gündüzün, hastalık olmasa sıhhatin, cehennem olmasa cennetin , hayvanlar olmasa insanların, belki de küfür ehli olmasa iman ehlinin kıymeti bilinmezdi."
Sayfa 14 - Hikav yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Maarif Nezareti’nde kurulan İmla Derneği’nde onunla beraber çalışmış, ayrıca ailece de tanışan Muallim Mithat Cevdet, Naim Beyi şöyle anlatmaktadır: “Ahmet Naim altmış yaşlarında, orta boylu, kısa ve az sakallı, çenelerine doğru sakalı kıtça, tatlı bakışlı, bazen durgunca, çok kere yumuşak edalı idi. İstihza etmez fakat bir küstahlığın zarif sözlerle intikamını almasını bilirdi. Hikaye söylemek ve dinlemekten hoşlanır, merhum Hüseyin Kazım Kadri43’nin cana can katan fıkralarına meftun olduğunu söylerdi. Gülmesi tatlı idi, hele söz arasında bazen “nicedir ol hikayat” deyişi ömürdü. Sağlığından şikayeti yoktu. Ama Buharî tercümesi yaparken gözleri ağrıdı. Koluna inme gibi bir şey geldi. Gerçi şiddetli ağrıları yoktu. Bununla beraber gene kalp hastalığından göçmesi daha çok acındırdı.” Kaba taassubtan kurtulmuş, temiz bir Müslüman örneği idi. Edebiyat ve musiki dostu idi. Arap ve Fransız dillerini iyi bilen bir felsefe alimi idi. İmanında sabit idi, neye inanmışsa sonuna kadar sadık kaldı. Onda riya veya kuru sofuluk gibi şeyler yoktu. Siyasi bir fırkaya mensup değildi. Doğunun dinî feyzini Batının fikirleriyle kaynaştırmıştı. Batı ilminin aşığı fakat pozitivizmin düşma- nı idi. Onda “ Muhammedî” bir yürek vardı.
Mebusluğu sırasında, mebuslardan katiplik eden Abdülaziz Mecdi Efendi yoklama için isimleri okurken, İsmail Hakkı Bey’in sırası gelince onun adını sehven ve belki de biraz latife ve tariz için “yabanzâde” diye okuması üzerine İsmail Hakkı Bey’in “Babandır o!” itirazı ile düzeltmesi o zaman meşhur olmuştur.
Rektörlük ve İstifa
Ahmet Naim, 18 Şubat 1335/1919 yılında Darülfünun Umum Müdürlüğü’ne (rektörlük) atanmıştır. Buradaki görevi sırasındaki bir hatırasını meslektaşlarından birinin kaleminden aktarmak onu daha yakından tanıma fırsatı verecektir. Mütareke’nin ilk yılına denk gelen bu sıralarda (1919) gazete ve dergilerde, üniversitelerde kız ve erkek öğrenci lerin
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
216 syf.
9/10 puan verdi
·
40 günde okudu
Vahyin ilk muhatabı ve tebliğcisi olan HZ Peygamber in hadis olarak bilinen söz ve uygulamalarının kur an ın doğru anlaşılmasında kilit rol oynadığı konusunda müslümanlar daima hemfikir olmuşlardır . ancak klasik dönemde Ehl i hadis olarak bilinen bazı hadis alimleri kur an ın yorumunu sadece hadislerle sınırlandırmak istemişler. asar yeter deyip kur an ın akılla yorumlanmasına karşı çıkmışlar o dönemde fazla yaygınlık kazanmayan bu görüş 19yy sömürge hindistanında yeniden ortaya çıkar . gruplar içinde yaşanan fikri çekişme kur ancılık denilen daha aşırı bir grubun ortaya çıkmasıyla sonuçlandı. Kur ancılar ümmetin tecrübesine ilave olarak hadisi kendiside reddetti sadece kur an bize yeter düşüncesini savundu . Birbirlerinin aksülamali olan her iki grup hadis temelinde açıklama yapmaktaydı. Bu çalışma "asar yeter" söyleminde "kur an yeter" söylemine evrilen bu tartışmanın Kur ancılık boyutunun yy aşkın hikayesi incelenmiştir.
Hüseyin Hansu
Hüseyin Hansu
Hadisçilik ve Kur’ancılık Kıskacında Kur’an ve Hadis
Hadisçilik ve Kur’ancılık Kıskacında Kur’an ve HadisHüseyin Hansu · HİKAV YAYINLARI · 020 okunma
352 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Mutezile ile Hadis'in ilişkisi irdelenen eser, bu alanda rastladığım en güzel eserlerden biridir. Aslında Ehli Hadis ile Mutezile'nin hadis'e bakışları, ele akışları ve değerlendirme metot ve anlayışları ele alınmıştır. Son dönemlerde neşredilen Muzetezili eserlerin verdiği imkanla yazar, Muzetezileyi kendi eserlerinden anlatmaya
Mutezile ve Hadis
Mutezile ve HadisHüseyin Hansu · Otto Yayınları · 201812 okunma