Akış
Ara
Mesajlar
Bildirimler
1
Kaydedilenler
Ne Okusam?
Profil
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.17
Hüseyin Sezer
Hüseyin Sezer / Zihnimdekiler
Toplumsal sorunlara değinen, sevgi açlığını ve adalet arayışını vurgulayan, kadın cinayetlerine dikkat çeken ve psikolojik yönü ağır basan bir roman #Zihnimdekiler . İstanbul’dan Mersin’e uzanan hikayenin; hayatların birbirine geçtiği, heyecanın ve gizemin dinmediği ve okuyucuyunun sürekli sorgulama yaptığı bir kurgusu var. Yazarımızın iki hikayesini birleştirerek yazdığı kitabında; aşkın farklı hallerini, sevgisizliğin verdiği acıyı, kaybetme korkusunu ve bunlar gibi birçok duyguyu yoğun bir şekilde hissedeceksiniz. Sizi empati kurmaya itecek karakterleriyle keyifli bir okuma deneyimi yaşatacak.
Cinayet haberi için gazeteden Mersin’e gönderilen Emel, bu şehirde tanıştığı Deniz ile birlikte bir ses kaydının peşine düşecek ve olası bir cinayeti çözüp haber yapacaktı. Bir yandan ses kaydındaki kişinin hayatına mercek tutarken paralel olarak Emel’in yaşadıklarını da okuyoruz.
Sevgi eksikliğinin insanları sürüklediği durumlar için üzüleceksiniz. Kendilerini etkilemediği durumlarda her şeye kör ve sağır olanlar tanıdık gelecek ve sorgulamaya başlayacaksınız. Arada anlatılan tarihi hikaye ve rivayetler de kurguya ayrı bir tat katmış.
Keyifli okumalar…
Sinem 18 yaşına geldiğinde babaannesi ona bir defter verir ve artık bunu okuma zamanı geldiğini söyler defteri okumaya başlar.
Hep merak ettiği babaennesi ve dedesinin tanışma hikayesi onu bekletmekte o defter de...
"Emel genç bir gazetecidir ve pstronu ona bir haber için Mersin'e gitmesi gerektiğini ve orada onu Deniz'in beklediğini söyler
Emel Deniz'le buluştuktan sonra bir ses kaydının peşine düşerler ve Emre'nin evine giderler.
Emre'nin evinde dinlemeye başladıkları Ses kaydında iki tane cinayet vardır ve bütün sorular bu ses kaydında çözüme ulaşacaktır
Serman arkadaşı Emre'yi bıraktığı Ses kaydında neler anlatmış
Emel ve Deniz bu ses kaydından yola çıkarak nereye ulaşacaklardır?
Tabii Emel ve deniz arasında filizlenen küçük aşk mutlu sona ulaşacak mı?
Kitabı okumaya başladığım andan itibaren beni merak heyecan ve gizemin yer aldığı bir okuma beklediğini anladım
O ses kaydını dinlerken sadece Serman'ın hayatını okumadım aynı zaman da birçok Öykü birçok insanın hayatına da değinmiş Ve bunu yaparken toplumsal olaylara parmak basmış
Ayrıca mizahi bir dil kullanması ve okuyucuyu da kitaba dahil etmesi benim için çok güzeldi
Yazarın emek verdiği çok belli
Çünkü birçok yazardan düşünürlerden alıntılar örnekler vermiş üstünkörü yazılmamış
ZİHNİMDEKİLER
YAZAR : HÜSEYİN SEZER
YAYINEVİ : CERES YAYINLARI
SAYFA SAYISI : 248
PUANIM : 10/8
Merhabalar..
Bugün #zihnimdekiler ile geldim.
Asla zorlamayan bir dilde yazılmış. Elimden bırakamadan bitirdim resmen. Yer yer kopukluklar yaşadım ama yine de aşırı sürükleyici bir kitaptı.
Mersin'de yaşayan birisi olarak,
Herkese merhaba.. @huseyinsezerofficial’ ın kalemiyle tanışmama vesile olan Zihnimdekiler kitabı ile geldim.
Yazar kitabında kadın cinayetinden bahsetmiş, toplumsal sorunları açık açık anlatmış. Akıcı bir dil kullanmış, kitap arasında verdiği detaylar beni hiç sıkmadı aksine ilgimi çekti.
Kitabın konusu ise, Sinem, dedesi vefat ettikten sonra babaannesinin her sene aynı gün tek başına gittiği bir yeri merak eder. Aradan yıllar geçer babaannesi Sinem’e bir defter verir ve Sinem tüm gerçekleri öğrenir. Neler neler var o defterde.. Hayretler içerisinde okudum. Sonunu ise tahmin etmiyordum açıkçası.
Her türden kitap severin, seveceğini düşündüğüm bu kitap tavsiyemdir.
ZİHNİNDEKİLER / HÜSEYİN SEZER
“Şehirlere bakarak gelişmişlik anlaşılmaz, gelişmişlik şehirlerde yaşayan insanlara bakarak anlaşılır. O yüzden şehirleri boş ver insanlara bak. Elde hala kitap yok. Herkesin elinde son model telefon var. Kitapçılar, kütüphaneler hala bomboş...” 77
️Sinem, babaannesinin masallarıyla büyüyen mutlu bir çocuktur. Babaannesinin ve dedesinin nasıl tanıştıkları onun için hep merak konusu olmuştur. Çünkü bu soruyu ne zaman sorsa, cevabı alamamıştır. Aklına takılan bir başka şeyde babaannesinin, her sene aynı tarihte, elinde bir defterle bir yere gitmesidir. Siz bu soruları Sinem’le birlikte merak ederken, ben başka bir kişiden bahsedeyim.
️Emel bir İstanbul ‘da yaşayan bir gazeteci, çalıştığı kurumdaki müdürü Mecmettin Bey Emel’i ani gelişen bir olay üzerine arar ve ona Mersin’e gitmesini ister. Bu arada müdürün adını doğru yazdım. Hikâyesi kitapta var. Neyse asıl olaya geleyim. Mersin’de esrarengiz bir eposta alan müdür, bir cinayet işlendiğini ve bunun detaylarının ses kayıtlarında olduğunu söyler. Bunun içinde bir gazetenin gelip dinlemesi şartıyla açıklanacağını ekler.
️Bunun üzerine el mahkum yola düşen Emel, kendini karmaşık bir olayın ortasında bulur. O ses kayıtlarını dinlerken inan ben de en az Emel kadar sabırsızlandım. Neler olacak, bu anlatılanların sonu nereye varacak diye, merakla çevirdim sayfaları. Ortada bir cinayet var bu kesin ama kim katil, kim maktul onu öğrenene kadar akla karayı seçiyoruz resmen...
️Kitabın bir diğer güzel yanı, toplumsal olaylara ve kadın cinayetlerine , insan psikolojisine değiniyor olması. Soluksuz okunacak bir kurgu, kesinlikle tavsiye ederim.
Sinem, babaannesinin her sene aynı gün yaptığı esrarengiz yolculuğu çok merak eder. Ta ki 18 yaşına gelene kadar... Okuyucu da bir mezar başında Sinem’in defteri okumaya başlamasıyla geçmişin kapılarını aralıyor. Bu aslında 3 çiftin birbirine geçmiş hayat hikayeleri…
İstanbul’dan Mersin’e gelen gazeteci Emel, burada kendisine rehberlik edecek olan Deniz ile birlikte, kayıplara karışmadan önce bıraktığı ses kayıtlarından bir adamın izini sürerler. Aslında bulunmak isteyen Serman, en yakın arkadaşı Emre'ye hikayesini anlatırken, arkasında bir sürü ipucu bırakıyor. Yazar, bu ses kayıtlarında araya serpiştirdiği konularla okuyucunun hafızasını tazeleyerek ve bilinmeyen konuları öğrenmeye teşvik ederek, öğretici bir rol üstleniyor. Kadın cinayetleri, Antep’te aç olduğu için hırsızlık yapan çocuğun hapis cezası, İran Şah’ı ve Prenses Süreyya’nın hikayesi vb. Heybeme psikolojik detaylarla güzel şeyler ekledim. Okuyucuyu birçok konuda sorgulamaya yönlendirecek bu eser, geride bana 'Gerçek bir bedel ödemeden pişman olmak yeterli mi?' sorusunu bıraktı.
Her roman kendi zamanının türküsüdür, derler. İnşa edilen zaman kurgusunda vaka ve anlatım zamanında yaşadığım kopukluklara rağmen, yine de yazarın zihin bahçelerinde yaptığı oyunlarıyla soluksuz bir okuma deneyimi yaşadım.
On sekiz yaşına giren Tansu’nun, Emel babaannesinin defterini okumasıyla başlayıp İstanbul’dan Mersin’e ve Mersin’in köklü geçmişini de kurguya katıp bize bilgiler sunan HÜSEYİN SEZER’İN yeni kitabı Zihnimdekiler…
Bir cinayet haberi için Mersin’e gönderilen Emel, bu şehirde Deniz ile tanışacak, kendisini esrarengiz bir ses kaydının içinde, cinayetin orta yerinde bulacak.
Karakterlerin içinde bulunduğu o buhran durumu çok güzel yansıtılmış özellikle ses kaydı sahibinin Zihnindekiler…
Kadın cinayetleri, toplumsal çürümüşlük,farklı kültürler,farklı kimlikler,adalet kavramı…Kitabı sevdim vermek istediği mesajı , o duyguyu aldım benim için tek eksik zaman kavramıydı sadace o benim kafamda oturmadı ,cevabınıda alamasamda tabi ki bu okumaya engel bir durum değil.
Onu öldürdüler, bana rüyasını bıraktılar.
#okudumbitti
Merhaba kitap sever dostlarım bugün sizlere @huseyinsezerofficial 'in kaleminden çıkmış ''beni en çok zorlayan, en güçlü eserim' dediği #zihnimdekiler kitabı ile geldim.
#kitabınkonusu
Kahramanımız Sinem'in babaannesi Emel Hanım, her yıl aynı tarihte hazırlanır, sır
Okuyucu eğer yazar ile arasında bağ kurabilirse, romanın otobiyografik ögeler barındırdığını fark edebiliyor. Salih’in hikayesini arkadaşından okuyoruz, yer yer Salih sözü alıyor. Bundan dolayıdır ki, romanda bilinç akış tekniğini gözlemliyoruz. Toplumsal gerçekçi ögeler barındıran romanlar her zaman ilgimi çekmiştir. Bir okuyucu olarak kendi
#okudumbitti
#Zihnimdekiler
@huseyinsezerofficial @ceresyayinlari
Merhaba güzel insan...
Ben öyle uzun uzun yorum yapanlardan değilim. Kısa öz yorum yapan biriyim. Bana ne kattığına dikkat ederim. Onları not alırım. Evet gelelim yoruma o vakit..
Toplumsal sorunlara değinen, sevgi açlığını ve adalet arayışını vurgulayan, kadın cinayetlerine dikkat çeken ve psikolojik yönü ağır basan bir roman #Zihnimdekiler.. Nasıl demeliyim bilmiyorum.. Eski büyüklerden gelme bir durum mu çözemedim. Duygu eksikliği olan yerler bana eski büyüklerimizin gösteremediği yada sanki ayıpmış gibi gösteremedikleri duyguları anımsattı. Bizlere en çok yer ettikleri kaybetme korkusu fazlasıyla hissettim. Bir araştırma insanı veya her cümleden birşey çıkararak okumayın derim. Bu kitabı benimseyerek empati yaparak okuduğunuz zaman kendi özünüzde de eksik hissettiğiniz veya yaşadığınız şeyler gözlerinizin önüne geleceğine eminim. Akıcı ve biraz duygusal bir kitap.. Sakin sessiz bir ortamda okunması daha akıcı ve etkileyici olacaktır. Yazarımızı tebrik eder, okurunun bol olmasını dilerim.
Bundan daha iyi nasıl olur?
Birlikte başka hangi sonsuz olasılıklar mevcut?
#Zihnimdekiler #ceresyayınları #okumakiyileştirir #yazar #Kavinincigeçkil #incigeçkil #hüseyinsezer
Hani bazı kitaplar vardır ya dönüp dolaşıp yeniden okumak isterseniz. Bu kitap benim için öyle oldu. İlerleyen zamanlardan kesinlikle yeniden okuyup aynı etkiyi verip vermediğine bakacağım mutlaka. Kitaba bayıldımmmm. Okuyan herkesin kendinden bir şeyler bulacağı, baştan sona gizemini koruyan harika bir kitapla geldim. Kitapta toplumsal konuları mizahı yüksek bir dille kaleme alınmış. Ayrıca farklı yazarlardan ve düşünürlerden alıntılar içermesi de oldukça özenli ve hoş olmuş. Kadın cinayetleri, adalet vb. Konularda ki mesajların okura ulaşma tarzını da çok beğendim. Yazarın bu kitabı ne kadar sürede yazdığı ile ilgili bir fikrim yok ama baştan sona özenli bir emek verildiği aşikar.. Emeğine sağlık. @huseyinsezerofficial
Okuyun, okutturun kitapla kalın..
Ayın son kitabı derinden etkileyecek çok bizden olan bir kitaptı.
Kendinize, herkese her şeye bakış açınızı bir kez daha gözden geçireceğiniz, peşin hükümler vermekten kaçıncağınız bir eser.
Okurken kendinizden fazlasıyla bir şeyler bulacaksınız. Bazen bir sevgi ihtiyacı, bazen öfke, bazense pişmanlık..
Ben bütün duyguların bir arada olduğu,
Sinem’in babaannesi her yıl aynı tarihte elinde bir defterle evden çıkar. Sinem merak ettiğinden sorar fakat babaanne onsekiz yaşına geldiğinde öğreneceksin der her seferinde ve nihayetinde o yaş gelmiştir artık. Evden çıkıp babasının köyüne mezarlığa giderler, babaanne defteri uzatır artık okumalısın sorduğun soruların cevabı bu defterde der, bizler de geçmişe dönüyoruz.
Gazeteci olan Emel’e bir cinayet haberi yapması için Mersin’e gitmesi gerektiği ve orada onu Deniz’in karşılayacağı bildirilir. Haberi gazeteye ileten Emre’yi bulurlar ve Serman’ın bıraktığı ses kaydını dinlemeye başlamalarıyla birlikte durum içinden çıkılmaz bir hal alır.
Serman neler anlatmıştı?
Derin, etkileyici, sürükleyici, psikolojik yanı ağırlıklı olan kitap, toplumsal çöküşün, çürümüşlüğün, sevgisizliğin ve çöken psikolojiyi okurken sorgulayıp empatiye gireceksiniz ve sonunda ben ne okudum böyle, diyeceksiniz.
Aklın ve duyguların karanlık dehlizlerine girilen #zihnimdekiler yazarken “beni en çok zorlayan, en güçlü eserim” diyen yazarımızın harika kalemiyle bu eseriyle tanışıp
iyi ki okudum dediklerimden oldu.
Kitap ve sevgiyle kalın...
Selam kitap dostları inanılmaz severek okuduğum bir kitap önerisiyle karşınızdayım.
Öncelikle söylemeliyim ki kitap, birçok konu başlığını içinde yaşatıyor. Polisiye öğeler var ama polisiye değil, psikolojik öğeler var ama psikolojik bir roman değil, toplumsal tüm sorunlar aktarılıyor ancak bir deneme değil, edebi akıcı bir dil var ancak türü edebiyat değil yani her başlığı içinde barındıran, üzerinde aşırı fazla çalışılmış, yazarın iki roman ve bir öyküsünün senteziyle oluşturulmuş mükemmel bir eser yazarın kitaba eklediği kendi yaşamı ve çevresindeki detaylar ise tamamen kendi hayatımdan aşina olduğum detaylardı. Mesela benim de küçükken ağzı sigaralı goril oyuncağım vardı, geçen türküler bizim evde de çalardı diğer söylemem gereken şey ise kitap tamamen yaşayan bir kitap. Tüm ülke ve yaşanılanlar özellikle kadınlar konusunda, güzelce eleştirilmiş ve aktarılmış. Coğrafya ve kültürümüz oldukça estetik bir şekilde kurgu içine serpiştirilmiş. Yani okuyunca geziyor, öğreniyor, düşünüyor… sunuz.
Kurgu ise şöyle; Emel gazetecilik yaptığı dönemde Mersin de bir cinayetin sırrını çözüyor ve hayatı bu görevde oldukça farklı şekilleniyor. Bu nedenle sahip olduğu güzel hayatına neden olan bu hikayeyi yazıyor ve torunu Sineme aktarıyor. Sinem in ise 18. Yaş günü hediyesi oluyor bu aktarım…
Yazarın kalemi daim olsun
Keyifle okuyun kitapla kalın