“İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesi ile ifade edemem; o ben değil bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri
şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!”
"Siz, genç arkadaşlar; yorulmadan beni izlemeye söz vermişsiniz. İşte ben bilhassa bu sözden çok duygulandım.
Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar, yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman dahi durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni izlemektir. Yorgunluk her insan, her mahluk için tabii bir hâldir. Fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevi bir kuvvet vardır ki işte bu kuvvet, yorulanları dinlendirmeden yürütür. Sizler, yeni Türkiye'nin genç evlatları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir."
"Ben manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım, ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü müşkülat önünde, belki gayelere tamamen eremediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. Zaman süratle dönüyor; milletlerin, cemiyetlerin, fertlerin saadet ve bedbahtlık telakkileri bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur. Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra, beni benimsemek isteyenler bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevi mirasçım olurlar."
"Hatt-ı müdaafa yoktur, sath-ı müdaafa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz."
Polatlı, 1921.
iki üç gündür biraz hastayım. bu süreçte kitap okuyamadım. uzun süre kitabın başında duramadığım için kitap okuyamadığım bu sürede aklıma geçenlerde
Fotoğraflarla Atatürk kitabını okuduğum/fotoğraflarına baktığım geldi.
ben genelde Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğraflarına bakarken o zaman gerçekleşen
Efendiler!
Bursa’nın kurtuluşuna rastlayan bugünlerde, burada, aranızda bulunarak sevinçlerinize katıldığımdan çok mutluyum ve huzurluyum. Memleket adına yapılan konuşmadaki, esirgenme yeri duyulan gerçek duygulara, sevgiye, güvene bütün kalbimle teşekkür ederim. Fakat izninizle hemen açıklamalıyım ki, gösterilen bütün övgüler benim kişiliğimden
Genelkurmay tarafından yayınlanan Atatürk hakkında yapılmış olan en iyi fotoğraf albümü diyebilirim. Atatürk hakkında daha önce hiç görmediğiniz fotoğraflardan oluşan albumdur. Genel olarak çok beğendim. Farkli ve hoş olmuş. Hazırlayanları tebrik ederim.
Öncelikle şunu söyleyeyim, kitap Atatürk'ün hayatını anlatmıyor. Albüm niteliğinde bir kitap olmuş. İçerisinde 1899 ve 1935 yılları arasında çekilmiş olduğu fotoğraflar ve kendine ait sözleri mevcut. Sözlerin çoğuna okullardan, tarih kitaplarından aşinayız ama benim daha önce okumadığım bir kaç yazısına rastladım. Fotoğrafların da bir kısmını görmemiştim. Güzel bir çalışma olmuş. Beğendim.