Güçleriyle ortalığı tozu dumana katan bir rüzgâr olsa da kasırgayla karşılaşacağını bilmelidir. Demir dağların tepelerinde rüzgâr onları asla tökezletmez. Ancak Haşhâşîlerin otu şiddetli rüzgarlarda nasıl incinmez.
Ateşin saraylarını nasıl yaktığını, ölülerin ahiret ateşinden önce bu dünyada nasıl yandığını görmeliydin. Sarayların tanınmaz haldedir. Lakin sen şöyle demelisin: "Keşke toprak olsaydım."
Ne mutlu zamanın değişimlerinden kendini koruyup, günleri bayram günlerinden daha parlak, asil atların alınlarını süsleyen o beyaz alevlerden daha hoş, güzelliğin boynu süsleyen kolyelerden daha ihtişamlı olarak geçirenlere.
İmâmeddin Zengi'nin 1128'de Haleb'i alarak Suriye'deki olaylara müdahil olması Müslümanlar tarafında Haçlılarla mücadele anlayışında yaşanacak değişimin de habercisidir.
Biz zulme ve haksızlığa katlanamayız. Bir kimse bizden bir araziyi aldığında buna karşılık onun yüksekteki kalesini alırız. Bizden çiftçiler esir edildiğinde teçhizatlı savaşcılardan 1000 kişiyi esir ederiz. Duvarları yıkarlarsa surları yıkarız.
Belki de atların toynaklarının seslerinin denizin ötesindeki Frenkleri ve Mugan'daki Tâtarları sağır ettiği bu askerden habersiz olabilir? Eğer bütün bu askerlerin evlerinizin kapısına dayandığını bilmiyorsanız siz neyi bilirsiniz?