Kaynaklarda İbn Melek (İbn Firişte, Firişteoğlu) lakabını niçin aldığı konusunda bilgi yoktur. Ancak İbn Battûta’nın 732’de (1332) Anadolu’ya yaptığı seyahat sırasında Birgi’de karşılaştığı Kadı İzzeddin Firişte’nin dindar ve fazilet sahibi olduğu için “Firişte” lakabıyla tanındığına dair verdiği mâlûmattan (Tuḥfetü’n-nüẓẓâr, I, 328) İbn Melek’in bu lakabı babasına nisbetle aldığı anlaşılmaktadır. Nitekim bazı eserlerinde babasının adı Abdülaziz, bazılarında ise Firişte olarak geçmektedir. İlmiyeye mensup bir aileden geldiği ve babasından ders aldığı bilinen (Mebâriḳu’l-ezhâr, I, 25) İbn Melek, Aydınoğulları’nın en güçlü zamanında Ege bölgesinin Birgi’den sonra ikinci ilim ve kültür merkezi olan Tire’de yaşadı ve yöneticilerden büyük saygı gördü. Seyyid Bey, İbn Melek’in aslen Türkistanlı ve kendisinin büyük dedelerinden olduğunu, babasının Aydınoğulları’nın daveti üzerine Anadolu’ya geldiğini kaydeder (Usûl-i Fıkıh, s. 55). Evliya Çelebi de onun Manisa’da Saruhan Medresesi’nde öğrenim gördüğünü ve orada halkın ziyaret ettiği bir hücresinin bulunduğunu söyler (Seyahatnâme, IX, 74).
İbn Melek, Aydınoğlu Mehmed Bey’in Tire’de yaptırdığı medresede uzun yıllar ders verdi ve bu sebeple medrese onun adıyla meşhur oldu. Ayrıca Mehmed Bey’in oğulları Îsâ Çelebi, Selim Çelebi ve Hızır Şah’a hocalık yaptı. Bazı kaynaklar, bizzat Aydınoğlu Mehmed Bey’e hocalık ettiğini kaydediyorsa da (Taşköprizâde, s. 45; Sicill-i Osmânî, III, 454) Mehmed Bey’in 734’te (1334) vefat ettiği göz önüne alınırsa bunun mümkün olmadığı anlaşılır.
İbn Melek’in vefat tarihi ihtilâflıdır. Bursalı Mehmed Tâhir, medresesinin bahçesinde kabrini ziyaret ettiğini ve mezar taşında ölüm tarihini 797 (1394) olarak gördüğünü kaydederse de bu kabir Seyyid Nizâmeddin adlı bir âlime aittir (Muhtar, İki Kur’an Sözlüğü, s. 16). Ancak burada bulunan ve Tire Belediyesi’nce üstüne türbe yaptırılan diğer kabirlerden birinin ona ait olması kuvvetle muhtemeldir. Bağdatlı İsmâil Paşa ölüm tarihini 801 (1399), Mehmed Süreyyâ ise 820 (1417) olarak vermektedir. Tire’de Necip Paşa Kütüphanesi’ndeki (nr. 200) müellif hattı Şerḥu Menâri’l-envâr 821 (1418) yılında yazıldığına göre İbn Melek’in bu tarihten sonra vefat etmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Özellikle fıkıh, usûl-i fıkıh ve hadis ilimlerinde zamanının önde gelen isimlerinden biri olan İbn Melek, Timur’un Tire’ye gelişi sırasında yanında bulunan meşhur âlim Seyyid Şerîf el-Cürcânî ile görüşmüş, geniş bilgi ve kültürüyle büyük takdir ve hayranlık uyandırmıştır. İbn Melek Tire’de bir bedesten yaptırmış, çeşitli vakıflar kurmuştur. Onun Hurûfîliğe dair eserleriyle tanınan bir kardeşiyle (bk. FİRİŞTEOĞLU, Abdülmecid) yine İbn Melek lakabıyla anılan ve muhtelif eserleri bulunan Muhammed adında bir oğlu olduğu bilinmektedir.