"Müslümanların bir çoğu arasına sirâyet edip, yaygın bir hal almış bulunan bu münkere karşı çıkmak, müslümanların kendisi ile saptırılmaları söz konusu olmayan Yahudi ve Hıristiyanların dinine karşı çıkmaktan daha önceliklidir. Özellikle bunların görüşleri Yahudilerin ve Hıristiyanların görüşlerinden daha şerlidir. Bunların söylediklerinin anlamını bilen ya da inanan bir kimse Yüce Allah'ın şu buyruğuyla kendilerine karşı cihad edilmesini emir buyurduğu münafıklardan olur: "Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et ve onlara karşı sert ve haşin ol." (Tahrim, 66/9) Münafıklık ileri dereceye ulaştığı takdirde münafık kişi kitap ehli kâfirlerinden daha şerli olur ve cehennem ateşinin en alt mertebesinde yerini alır."
"İman, itaatle artar; masiyetle (günahla) azalır."
deliller: > "İman edenlerin imanlarına iman katsınlar diye..." (Fetih, 4)
> "Onların imanlarını artırır ve kalpleri huzura kavuşur." (Tevbe, 124)
Selef âlimlerin görüşü:
İmam Şâfiî: "İman, söz, amel ve niyettir; artar ve eksilir."
İmam Ahmed b. Hanbel: "İman, artar ve eksilir. Taate artar, masiyete eksilir."
İman artar: Bir Mü’min, Allah’a itaati (namaz, oruç, zikir, sadaka gibi salih ameller) artırdıkça, kalbi nurlanır ve imanı kuvvetlenir.
İman azalır: Günah işlemek, kalbi karartır ve kişinin Allah’a olan yakınlığını zayıflatır. Bu da imanın zayıflamasına,·Kitabı okudu
Alimler bedeni amellerin ölüye ulaşması hakkında tartıştilar. Oruç, namaz ve kuran okumak gibi.
Doğru olan ise bunların hepsinin ÖLÜYE ULAŞIYOR olmasıdır.
Bu da ahmedin mezhebinin ve ebu hanifenin mezhebi ve malikin ashabından bir taifenin mezhebi ve şafiinin mezhebidir.
Nasıl ki beden kendini geliştiren, düzelten şeylerle gıdalanıyorsa, aynı şekilde kalb de kendini arıtan, geliştiren ve güçlendirip destekleyen Kur'ân ve iman gıdalarıyla gıdalanıp beslenir. Kalbin tezkiyesi, arınıp gelişmesi bedenin gelişmesi gibidir.