Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İbnü`l-Cevzi

Hatırlı Satırlar yazarı
Yazar
8.7/10
550 Kişi
2.684
Okunma
327
Beğeni
23,9bin
Görüntülenme

İbnü`l-Cevzi Sözleri ve Alıntıları

İbnü`l-Cevzi sözleri ve alıntılarını, İbnü`l-Cevzi kitap alıntılarını, İbnü`l-Cevzi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yoksa isyan eden yazılan çirkin işlerini unuttu mu? Yediklerinden, içtiklerinden hesap sorulacağını, kendisine yöneldiği şeylerde adımlarının ve hareketlerinin sayıldığını... Keyfi çakır iken hatırlamaz mı zor anlarını? Aslandan kaçmaz mı gelmeden av zamanı? Takvaya sığınmaz mi esmeden şer rüzgârı? Bereketli zamanlarında birikim yapmaz mı gelmeden kuraklık zamanı? Sevdiklerinden ayrılacağını hiç düşünmez mi? Düşünmez mi naaşını gelmeden gidiş zamanı? Savaş düzenindeyken nasıl gafil kalır? Nice doğuşlar vardır, ne zaman batacağı bilinmez. Daha nereye kadar gider geçici olana hırsı ve ısrarı? Yusuf, Yakub'a ne zaman döndürür kalbini? Zaman nasihat etti bu yolculuğun biteceğini. Çeşit çeşit talihsizliklerle haber verdi zorla alınacağını.
Kaç kere dedim nefsime ve abarttım, Kızdım ona defalarca ve arttırdım. Ey nefsim! Sana yetecek olanı yapmadın, Uyanık ol! Bak, yaklaştı zamanın. Ciddi ol belki kaçanı yakalarsın, Geçip gitti insanlar da ben kaldım. Kaç zaman diyen bendim "yarın, Günahıma tövbe edeceğim" ama yapmadım. Başıma gelmezdi, azıcık olsa aklım, Hayatım boyunca nefsimi kınadım. Hesap günü, ah benim hüsranim, Huzurda duracağım günüm ve hapsim. Ve ah korkum dedikleri zaman "kaçırdın, Geçti vakit" ve kınandığım... Bana ait olan, var bir kitabım, Konuşan, ne varsa dünyada yaptığım. Yöneliyor bana dünya, bütün arzusuyla, Hazzın bedbahtlığı olmasa varmazdım Şaştım kaldım ve yoktur özrüm, Dersem şayet, yolumu şaşırdım
Reklam
Tazecik gençler yaşlılıktan başkasını mı bekliyor? Sıhhat nimetini elinde bulunduranlar hastalıktan başkasını... Peki ya uzunca yaşamak isteyenler, ani yok oluştan, fırsatı kaçırmaktan ve ölümün gelmesinden başkasını mı bekliyor? Yol alma vakti geldi. Ölümün intikam alma vakti, iniltilerin başlama vakti, alın terlerinin boşalma vakti, burnun genişleme, endişenin büyüme ve son nefesin tükenme vakti geldi
Ey bütün amelleri ümit vadederken düşüveren, nice amelleri varken, ihlâs kaybolunca, boşa çıkan! Ey zihni dünya için parıldayan, dine gelince çorba olan; matematiğe kafa patlatan ama namaz kılınca karıştiran! Ey doğru söze susan, konuştuğu zaman çığıran! Ey günahlar içinde tek düze giderken eceli yaklaşan! Ey kiri kabuklaşmış, yıkanmayan, temizlenmeyen! Ey çürümüş kemikleri vaaz etmeyen!
Ey özrünün kabahatinden büyük olduğunu ve iddiasının neden geçersiz olduğunu bilen zat! Ey hızlıca acı çekeceği şeylere koşan! Ey kendisine nasihat edeni terk eden! Keşke yaptığın pis işler yapılan nasihatler kadar seni kızdırsaydı. Her şeyin sahibi senden malının bir kısmını borç istedi ancak sen yerinde oturdun. Ölüm oku yayından çıkmadan seni gerçekten uyardı. Ucundaki demirin keskinli- ğini arttırdı ve makas ile onu biledi.
Sıratı Müstakim budur da yolcular nerede? Yusuf'un gömleği budur da Yakup nerede? Bu, Tur-i Sina, peki Musa nerede? Her at yarış atı değildir. Her kuş mektup götüremez. İnsanlardan ba- zıları vardır ki; toplumun çoğunun dünyanın peşinden gitmesi onları da kandırdı. Onlardan bir kısmını ise; ne cennetteki saray- lar ne de cennet nehirleri sevgililerini düşünmekten alıkoyamadı.
Reklam
Ey kardan daha soğuk, kurtuluştan kaçarken ise çitadan daha hızlı kişi! İnci gibi değerli nefeslerini zayi ettin gittin! Sen şer konusunda yarış atından daha hızlı; hayır konusunda sakat birinden daha yavaştın! Dünya işlerinde satrançtaki kale gibi hızlıyken ahiret işlerinde vezir gibi yavaştın. Dünya kelamında gönlün okyanustan daha engin; ibadet vaktinde ise iki parmak arasındaki mesafeden daha dardı. Günahların güneşten daha net iken, tövben sönmüş yıldızlardan daha karanlıktı. Yanlış iş sunulduğunda kaplan gibi sıçrardın; itaat içerikli işle karşılaştığında, tilki gibi sinsice zikzak çizip uzaklaşırdın!
Âlim de, cahil de, zalim de mazlum da, uyuyan da, uyanık olan da, O'nun ihsan ettiği nimetlerden faydalanır. Ey kalplere ruh veren! Nerede seni arzulayanlar? Ey yer ve göğün nuru! Nerede senin sevdiklerin? Ey her şeyin Rabbi! Nerede senin kulların? Ey sebeplerin müsebbibi! Nerede gayesi sen olanlar? Sadakatle çalıştığı halde kazanmayan kimdir? Sana üzüntüleriyle gelip de ferahlamayan kimdir? Hangi kalp senin kapını çaldı da inşirah bulmadı? Hangi kul sana sığındı ve iştiyak duydu da sıkıntıları giderilmedi? Ey O'ndan yüz çeviren kişi? O'nu bırakıp da kime yöneliyorsun? Ey O'nun dışındaki şeylerle meşgul olan kişi! O'nun yerine kimi koyuyorsun?
Ey kardeşim! Dünya zarar vericidir, sen bu dünyadan ihtiyacın kadarını al! Dünya kadın mesabesindedir, temas edersen abdestin bozulur! Yakîn ehlinin yolu göç etmekten geçer. Azimetlerin senin bineğindir. Mülkiyeti ıslah eden kalbin, Allah (c.c) dışındaki her şeyden müstağni olması lazım gelir. Kalp han gibidir. Yolcunun biri gelir, biri gider. Zeyd b. Mervan şöyle anlatır: Bir gün ibadet eden bir kadının yanına uğradım. O kadın aşk ateşinden yanıp tutuşmuş bir vazi- yette şu şiiri okuyordu: İştiyakımdan uyku firar edip gitti gözlerimden , Ne zaman sana kavuşacağım ey ölüleri dirilten
Önden gitmiş olanların haberlerini hiç duymadın sanki! Geride kalanlara zamanın ettiklerini hiç görmedin sanki! Muhalif bir yel esti de savurdu her bir şeyi harman gibi, Görsene artık o tarumar evleri, önündeki kabirleri!
Sayfa 26 - Sufi KitapKitabı yarım bıraktı
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.