Mücadelenin bir gecesini, İngiliz Komodoru Roger Keyes şöyle anlatacaktı: "Karanlık basınca Boğaza girdik. Az sonra Boğazın her iki kıyısından beş Türk ışıldağı aniden ışıklarını yaktılar, ortalık gündüz gibi aydınlanmıştı. Aynı zamanda topçular da ateşe başlamıştı. Her yandan üzerimize ateş ediliyordu. Mayın tarlalarını koruyan 15'lik bataryaların alevlerini tepelerin arasında görüyorduk. Ardından mermilerin vınlamaları, şarapnellerin patlamaları, ağır mermilerin havaya fışkırttıkları su sütunları... Türk ateşi çok şiddetliydi. Koruyucu savaş gemisi Canopos'u bu ateş pek etkilemiyordu. Ama mayın tarama gemileri?.. Düşman ışıldaklarına karşı yaptığımız atışlar, sanki gökteki aya ateş etmemize benziyordu.

Sayfa 66 - 2017 Basım (Dördüncü Baskı)Kitabı yarım bıraktı

1915 Çanakkale Savaşı İbrahim Artuç

Reklam

Ay . . .

@turkbeen·

4mo

Savaşın bazen böyle garip, garip olduğu kadar da kritik anları vardır. Çalar saat pandülüne benzeyen tarih ibresinin, zafer ve yenilgi arasında gidip geldiği belirsiz anlar... İşte o kritik fakat belirsiz anlarda cesur bir hareket, örneğin bir tabur komutanının Conkabayırı'na doğru duraksamaksızın ileri atılması umulmaz ölçüde büyük bir zafer kazandırır ve koca bir savaşın kaderini etkileyebilir; veya bir daha ele geçirilmeyecek büyük bir fırsat, şimdi olduğu gibi tereddütler ve pısırıklıklar yüzünden heba olur gider.

Sayfa 271Kitabı okudu

1915 Çanakkale Savaşı İbrahim Artuç

Ay . . .

@turkbeen·

4mo

Türklerin kalbi o uzak cephelerde değil, Boğazlarda atıyordu. Churchill'in dediği gibi: "Boğazlar, Türk insanının boğazı gibiydi; onu sıkılması o canlının ölümü demekti."

Sayfa 252Kitabı okudu

1915 Çanakkale Savaşı İbrahim Artuç