İbrahim Aslaner Reviews
You can find İbrahim Aslaner reviews, İbrahim Aslaner book reviews, İbrahim Aslaner ratings on 1000Kitap.This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
There was a huge difference between the first 50 pages and the remaining 150 pages. I think the introduction was written very inexperiencedly, so I was very afraid if the book would always go like this. However, after 50 pages, I was very excited by the improvement in the language and the fluency in which we suddenly found ourselves in the story. The book reminded me of Nuri Bilge Ceyla's movies, it was a good book. I think it deserves 9 points out of 10. I deducted one point because I didn't like the introduction and the first 50 pages simply felt like they were written in a rush. I think it's a must-read book.
İbrahim Aslaner'in ilk romanı. Geçenlerde attığı tweette -yanlış hatırlamıyorsam eğer- ikinci romanına hazırlandığını yazmış. İlk romanı, ikincisini heyecanla bekletmeye yetecek kadar güzel. Ben gibi tiyatro/oyun bilmeyenler ilk başta anlamakta güçlük çekecektir. Ki, yazar şizofrenik bir hava katmak istemiş de olabilir. Kitabın ilk bölümünden ziyade ikinci kısımdaki bölümü benim daha çok ilgimi çekti açıkçası. Hikaye ikinci kısımda yerine oturuyor, anlatıcı ne anlatmak istediğini biliyor, amacı belli. İlkinde aşık ve umutsuz anlatıcı okuru kasvetlendiriyor.
Finaline diyecek yok; harika sondu!
Benim kitapla ilgili anımsa şöyle; Kasım 2018'de yayımlanan kitabı sosyal medyada birkaç kez gördüm. İlgimi çekti. Ardından bir gece rüyama -düşüme- girdi. Bunu tweet attım. Yazarla tanışmıyor olsak da kendisi bunu görmüş, kitabı hediye edebileceğini söyledi. Böyle de nazik bir yazar, kötü yazsa bile okunur bence :)
düş düşe uğultular …
Kendisi ile karla karışık kitabını beraber değerlendirme fırsatı bulduğumuz yazarımız, her ne kadar bu kitabı acemilik eseri olarak görse de benim adıma okuması keyifli ,naif bir aşk hikayesi oldu.Kitabın baş kahramanı Fikret. Bir oyun esasında ,ilk başta oyunun perdeleri ve diyalogları karşılıyor.Sonrasında Fikret’in namı diğer Reis’in iç dünyası , aşkı ve gelgitleri ile devam ediyor hikaye.Oyunu izleyenler bu ne biçim oyun diye de eleştiriyor uzun uzun Fikret’in aşkını dinlerken, okur ile arasında bağ oluşturuyor bu eylem, bu böyle bir eser der gibi aslında yazar.Farklı bir tarzı var ,oyun sahnesiyle başlayıp rüyalara uzanan.Anlatım dili güzel sıkmadan ilerliyor , merak uyandırıyor.Bu kitabın en sevdiğim kısmı Fikret’in Şeyda’yı sevme biçimiydi , tamamıyla gerçek duygularıyla.Sevdiği için vazgeçtikleri, yıllar sonra oğlu ile karşılaşması ve oğlunun onu bu sevgi için baştan affetmesi güzel ayrıntılardı.Aslında bu bir oyundu ama sonlara doğru oyun olduğunu unuttum hikaye gelişti bambaşka bir yöne evrildi.Kitabın sonunda da okuru güzel bir sürpriz bekliyor.Yazarı tebrik ediyor, bizleri çok güzel eserlerle buluşturacağına canı gönülden inanıyorum.
Roman olarak tasarlamış bir oyun, oyun olarak tasarlanmış bir roman: Düş Düşe Uğultular
İki bölümden oluşan romanda ilk bölümü tiyatro oyunu olarak ‘Uğultular’ oluşturuyor. Burada Fikret Temizöz’ün roman yazma eylemini, Şeyda’ya olan sevgisini okuruz. Tiyatroda sahneye koyulan oyun aslında okumakta olduğunuz romanın ta kendisi. Buna üstkurmaca
Yazar-Eser: İbrahim Aslaner- Karla Karışık
İnceleyen: Fatih Kaplan
İbrahim Aslaner’in elimizde bulundurduğumuz eseri Tokat’ın farklı noktalarında geçen olayların derlemesinden oluşan ve şehrin muhtelif bölgelerini anlatan bir eserdir diyerek sözümüze başlayalım.
Eserin ilk sayfalarında yazarın kendi cephesinden başlayan anlatım zamanla olay
kitap üzerinde yazıldığı gibi, bir roman. Anlatılması ve anlaşılması biraz zor bir eser aslında. Romana çok farklı yeni bir bakış açısı getirilmiş bu eserle. kitabın başta bir tiyatro olduğunu düşünüyorsunuz, kapağı kapatıp tekrar roman olduğunu teyit ediyorsunuz. İlerleyen sayfalarda da bir roman olduğundan emin oluyorsunuz.
kitapta ilk