Hakkında
1947 yılında Malatya'da doğan İbrahim ATALAY, 1969 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü'nden mezun oldu. Lisans öğrenimi sırasında İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi'ne devam ederek, bu fakülteden "Toprak İlmi ve Ekoloji Sertifikası"nı aldı.
1970-1975 yılları arasında Orman Bakanlığı Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü ve Orman Ağaçları ve Tohumları Islah Enstitüsü Müdürlüğü'nde teknik eleman "jeomorfolog" olarak görev yaptı. Bu sırada birçok akarsu havzasının "havza amenajman raporları"nın hazırlanmasında aktif olarak görev aldı. Bunlar yanında Türkiye'de sarıçam, karaçam, kızılçam, sedir, kayın ve ladin ormanlarının ekolojisini inceleyerek bu ormanların tohum nakli açısından bölgelere göre ayrımını yaptı.
1975 yılında Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü'nde akademik hayatına başlayan Atalay, 1981 yılında Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Coğrafya Bölümü'nün öğretim kadrosunda görev aldı. 1988'de Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalı'na atandı ve halen bu bölümde görev yapmaktadır.
Atalay, 1988-1997 yılları arasında Uluslararası Jeolojik Korelasyon Programı (IGCP)nda görev alarak Kuvaterner'de meydana gelen iklim değişmeleri, paleortam ve karst konularında araştırmalar yaptı. Uluslararası alanda çok sayıda meslekî kongre, sempozyum ve seminere katılarak 50'yi aşkın bildiri sunan Atalay, Orta Afrika, Orta Amerika ve bazı Ortadoğu ülkeleri dışında çok sayıda ülkeyi ziyaret etti.
1973'de bilim doktoru, 1978'de üniversite doçenti, 1987'de profesör olan Atalay'a 16 Haziran 2003'de Bükreş Üniversitesi tarafından uluslararası alanda yaptığı araştırma, yayın ve işbirliğinden dolayı Latin Avrupa'nın en üst düzeydeki akademik unvanı olan "Professoris Honoris Causa" unvanı verildi.
Atalay 40'a yakın araştırma ve ders kitabı ile 40 kadarı yurt dışında olmak üzere 200'e yakın makalesi mevcut olup orijinal araştırmalarına devam etmektedir.
Tam adı:
Prof. Dr. İbrahim Atalay
Unvan:
Türk Akademisyen, Yazar
Doğum:
Malatya, Türkiye, 1947
Okurlar
19 okur beğendi.
90 okur okudu.
6 okur okuyor.
92 okur okuyacak.
Kitaplar
Genel Fiziki Coğrafya
9.2/10
Türkiye Coğrafyası ve Jeopolit...
8.6/10
Türkiye Bölgesel Coğrafyası
9/10
Toprak Oluşumu, Sınıflandırılm...
9.5/10
Türkiye Vejetasyon Coğrafyası
9/10
Türkiye'nin Kültür Atlası
8/10
Dünya Coğrafyası
0/10
Uygulamalı Klimatoloji
0/10
Doğa Bilimleri Sözlüğü
0/10
Dünya Coğrafya Atlası ve Türki...
10/10
Türkiye Coğrafyası 1 (Fiziki)
0/10
Toprak, Bitki ve Çölleşme Atla...
0/10
Türkiye Biyocoğrafyası
0/10
Türkiye İklim Atlası
0/10
Sözler ve Alıntılar
1919'da İsviçre Cenevre'de bir havalimanı inşa edildi. 1960'ta alan kapasitesi yetersiz gelince pist uzatılmak istendi. İsviçre topraklarının yetersiz olduğu anlaşıldı.Fransa ve İsviçre "toprak takası" yaptı.3900 metrelik yeni bir pist ortaya çıktı. Bu havalimanı iki ülkenin ortak havalimanı konumuna geldi. İki devletin bir havalimanını ortak kullanmaları bu nedenle "Cenevre Modeli" olarak anılır.
Sayfa 92Kitabı okudu
Kemaliye' nin ilk adı Eğin. 1926'da Atatürk' ün bir yönergesiyle adı " Kemal Adamların Diyarı" olarak Kemaliye'ye dönüşür. 100 yıl boyunca Divriği yönünde bir köprünün yapılmasını beklemişlerdi. Ayşe Kulin'in Köprü romanına konu olan, "Hasret Köprüsü" nü ya da "Taş Köprü" yü yaptıran Vali Yazıcıoğlu'dur.
Orta Doğu'da stratejik bir konumda bulunan Türkiye'nin gerek Asya gerekse Avrupa için ayrı bir önemi vardır. Bu önem Batılılarca iyi bilinmekte Batı, Türkiye'yi kendisi ile Orta Doğu arasında tampon bir ülke olarak görmekte ve sadece çıkarı açısından değerlendirmektedir. Bunun için Batı ne zayıf ne de güçlü bir Türkiye istemektedir. Türkiye'nin Batı karşısındaki durumunu bir ağaca benzeten bir Japon bilim adamının şu ifadeleri son derece anlamlıdır: "Ağaç kurumaya başladığında su verilmekte, büyüdüğünde ise dalı budağı kesilmeye çalışılmaktadır." Gerçekten Türkiye'nin güçlenmesi Batı ülkelerinin Orta Doğu'daki etkinliğini azaltabilecek, zayıflaması ise Orta Doğu'daki dengeyi sarsabilecek ve Batının çıkarlarını tehlikeye düşürebilecektir.
Geleneksel Laz mutfağı mısır, karalahana ve hamsiden oluşur. Oyunları horondur. Müzik aletleri tulum ve kemençedir.
Sayfa 81Kitabı okudu
Milli Mücadele sonrası İnebolu Balıkçı Loncası'na TBMM kararıyla İstiklâl Madalyası verildi. Bu madalya, halen bir meslek grubuna verilen tek İstiklâl Madalyası olma özelliğini koruyor ve İnebolu Türk Ocağı'nda sergileniyor.
Sayfa 44Kitabı okudu
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
