Hayatın için bir not defteri tutacak ve herkesi oraya yazacaksın.
Sen kimde ne kadar varsın ve kim sende ne kadar var?
Kalbine en yakın yerde saklayacaksın o defteri!
Çünkü öyle bir zaman gelecek ki kiminin altını çizeceksin, kimininse üstünü..
Dünyanın en güzel gözleri aşık olan kadınlara aittir.
Onlar aşık olduğu zaman sevdiği adamın yanında gülerken yaşının kaç olduğunun hiçbir önemi yoktur. Aşık olan her kadın çocuklaşır ve onların çocuklaşması için sevdiği adamın güven dolu kolları yeterlidir. Ve çocuklaşan bir kadın dünyanın en güçlüsü olur o an. Bir kadın yaşadığı ilişkinin güzel bir aşk olduğuna inanmışsa aynanın karşısında değiştirilen kıyafetlerin sayısı da artar. Bu nedenle devamlı güzelleşirler, mutlu olurlar ayakları yerden kesilir. Mutluluktan ayakları yerden kesilen bir kadının gözleri, sevdiği adamdan başka hiçbir şey görmez. Ve sevdiği adamın gözlerini gördüğü an ise dünya ile irtibatı keser. Ve aşık bir kadın tarafından yere göğe sığdırılmamak kadar heyecan verici hiçbir şey yoktur. Aslında en güzeli de aşık olan bir kadının hayallerine sığa bilmektir. O kadının sevdiği adama verebileceği en güzel armağan uzatmaya karar verdiği saçlarına o adamı saklamasıdır. Aşık olan kadın her konuyu sevdiği adama bağlar. Sürekli birilerine anlatmak ister o adamı. Etkisinden çıkamaz çünkü onun gözlerinin. Ve aşık olan kadının kıskançlıktan uyuyamadığı geceleri vardır. Aynı zamanda içinde “Kıskanıyorum. ” geçen her cümlede en az 1 tane “Seni seviyorum. ” kelimesini kullanır. Her sabah aynaya baktığında biraz daha güzel hisseder kendisini.
Uzun lafın kısası...
Çirkin kadın yoktur, aşık olamayan kadın vardır. Her kadın güzeldir. Ama aşık olan kadınlar, olmayanlardan daha güzeldir...
Bugüne kadar hayatından onlarca insan gitti ve her seferinde kendine kalan sen oldun.
Ağladığın zamanlarda, senin yanında hep sen Birilerinin yokluğunu fark etmekten, kendi varlığını göremedin.
Göbek bağın onunla kesilmedi ama göbek bağın kesilirken sen vardın yine senin yanında.
Yani ağlatan, sen ağlarken yoksa yanında, bir daha onun için ağlama.
Ne güzel bir hayalim vardı benim; sağım merhamet, solum şefkat olsun isterdim. Şimdilerde sağım solum; solunda adına kalp dedikleri, koca bir taş taşıyan insanlarla kaynıyor. Hayatı boyunca kimseyi sevmeyi becerememiş insanlar, hergün yeni yeni insanlar bulup, onlara sevdiğini söylüyor. Bazı insanlar çok güzel seviyor. Ve o insanlar; hep sevmeyi bilmeyen insanlara denk geliyor. Mutlu olmayı hakeden kim varsa; bir köşede sessizce sevilmemişliğine ağlıyor. İnanmayın hoşçakallara! Kimse kimseyi hoşça bırakmıyor...
Saygısı olmayanlardan sevgimi aldım.
Umursanmadığımı gördüğüm her yerde önemsemeyi de bıraktım.
Sonra sizi hatırlamamak denilen yere koyup, yanıma kendimi aldım.
Uzak oluşunuz umrumda değil artık, ben kendime çok yakınım...
Güzel bir kitap, emek verilmiş olması bile yeterli. Bazı noktalara güzel temas edilmiş. Kitabın bütününde yazarın vermek istediği mesajlar ; ayağa kalk, silkelen, kendine gel, seni kimsenin üzmesine izin verme... Esasen bir çok kişisel gelişim kitabında olduğu ama kişiyi geliştirecek ne var bunda dediğimiz türden... Ez cümle; Fazlasıyla yalın bir anlatım ve biraz hafif geldi bana açıkçası...
Biz seninle ayrılmadık
İbrahim çoban
İlk başlarda baya bi sıkıldım, kolay kolay bir kitabı yarım bırakmam. Yazara saygısızlık yapmamak için sonuna kadar okudum ama sonunu çok zor getirdiğim kitaplardan bir tanesi oldu..
özür dilerim sevgili yazar :/ 10/4
Alıntı
~Artık beni sana getirmeyecek,seni benden geçirmeyecek yollarda yürüyorum.Her yolun sonu beni sevme ihtimali olan ama asla beni sevmeyecek insanlara çıkıyor.Sen yüzünü gözlerime bir ışık niyetine tutmadıkça,yüzüm kaybolmaya yüz tutuyor.
Merhaba
Doktorsuz reçete,reçetesiz ilaç olur mu¿
Bence olur
Son zamanlarda okuduğum kişisel gelişim kitaplarında bunu çok iyi fark ettim.Ki bi de doktorumuz yani kalem sahibi yazarımız karşınızda gibi sohbet havasında bir şekilde kurduysa cümleleri ohh mis
Bu arada yalnızca aşk üzerine olanlardan bahsetmiyorum.Hayatı kaleme alanlardan bahsediyorum.İlişkiyi yalnızca kadın erkek arasındaki bağa değil İNSANIN İNSANLA arasında kabul eden ve bunun üzerine dile getirilen kitaplardan bahsediyorum.
Bunlardan biri de GÜLÜMSE-YEBİLMEK..
Günümüz insanı somurtkan di'mi¿Bunu yalnızca ben fark etmiş olamam.Kitabı ilk aldığımda da bunu hissederek düşünerek başladım.Ve hayat mücadelesindeki o güçlü kalma gülümseme savaşını okudum satırlarda..
Ve iyi ki okudum.Bazı kitaplar çünkü gerçekten iyileştirme gücüne sahip.Tam olmasa da en azından ilaç misali küçükte olsa etkisi var.
Kişisel gelişim eserlerinde söylenecek çok şey yok.Yazarlar zaten kaleme almış bize düşen o kitaplara ulaşmak Çünkü başkasından dinlemektense kendimizi geliştirmek istiyosak bizzat o sayfaları bizim çevirmemiz gerekli...
Bir çok alıntı paylaştım hayatıma dokunan ve size de elini uzatacağını düşündüğüm profilimden inceleyebilirsiniz.
Keyifli okumalar