Hakkında
İbrahim Kavaz, 15 Ocak 1955'te Erzurum Horasan'da doğdu. Babasının adı Ekrem, annesinin adı Afife'dir. Öğretim Üyesi; Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Yüksek lisans ve doktorasını, Fırat Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı'nda tamamladı. Bir süre öğretmenlik yaptı. Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi'nde öğretim görevlisi olarak çalıştı.
Fırat Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde Öğretim Üyesi olarak ders verdi. 1997'de doçent, 2003'te profesör oldu. Fırat Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanlığı görevini yürüttü. Türk Edebiyatı alanında basılı 6 kitabının yanı sıra bilimsel alanda çok sayıda makalesi yayınlandı. 23. Dönem'de Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Üyesi oldu. İyi düzeyde Fransızca ve Arapça bilen Kavaz, evli ve 3 çocuk babasıdır.
Unvan:
Araştırmacı Yazar
Doğum:
Erzurum, 15 Ocak 1955
Okurlar
1 okur beğendi.
14 okur okudu.
1 okur okuyacak.
Sözler ve Alıntılar
Nitekim sanat; en gerçekçi olanında bile yaşadığımız dünya ile tatmin olmayıp yeni ve farklı bir dünya kurmak, değil midir?
VİSAL
Beni zaman kuşatmış, mekan kelepçelemiş;
Ne sanattır ki, her şey, her şeyi peçelemiş...
Perde perde veralar, ışık başka, nur başka;
Bir anlık visal başka, kesiksiz huzur başka.
Renk, koku, ses ve şekil, ötelerden haberci;
Hayat mı bu sürdüğün, kabuğundan, ezberci? Yoksa göz, görüyorum sanmanın öksesi mi? Fezada dipsiz sükut, duyulmazın sesi mi?
Rabbim, Rabbim, Yüce Rab, alemlerin Rabbi, sen! Sana yönelsin diye icad eden kalbi, sen!
Senden uzaklık ateş, sana yakınlık ateş!
Azap var mı alemde fikir çilesine eş?
Yaşamak zor, ölmek zor, erişmekse zor mu zor? Çilesiz suratlara tüküresim geliyor!
Evet, ben, bir kapalı hududu aşıyorum;
Ölen ölüyor, bense ölümü yaşıyorum!
Sonsuzu nasıl bulsun, pösteki sayan deli? Kendini kaybetmek mi, visalin son bedeli? Mahrem çizgilerine baktıkça örtünen sır;
Belki de benliğinden kaçabilene hazır.
Hatıra küpü, devril, sen de ey hayal, gömül! Sonu gelmez visalin gayrından vazgeç, gönül! O visal, can sendeyken canını etmek feda
Hayatı yaşayarak münakaşa ediyor, bir neticeye varmağa çalışıyordu...
Sayfa 158 - Şule Yayınları < Kayıp Aranıyor'dan >Kitabı okudu
Taş Düşer Yere Gelir, Ne Gelirse Başa Gelir...
Ah, ne sinsi sudur bu!.. Sanki en büyük düşmanı fukara insandır... Adeta seçer de, gelir avara dul kadının evindeki mandayı boğar... Sanki kötü insan dünyada eksikmiş gibi, gider de, on üç yaşındaki masum Kara Recep'in koyunlarından alır; ağanın koyunlarına dokunmaz...
Sayfa 126 - Şule Yayınları < Su Basması >Kitabı okudu
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
Necip Fazıl Kısakürek'in Şiirleri ve Şiirlerindeki Değişmelerİbrahim Kavaz · Kesit Yayınları · 01 okunma
·
Puan vermedi
Necip fazıl günün birinde voleybolcu bir kıza aşık olur ,maçlarını kaçırmaz ve artık ona şiir yazıp eline iliştirir . 
Necip Fazıl Kısakürek
Ne hasta bekler sabahı ,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan bekler günahı ,
Seni beklediğim kadar.
Kadın başka sevdiğinin olduğunu günün birinde ona geleceğini söyler ve tam 22 yıl sonra geri döner. Necip fazıl kadına bakar eline bir şiir iliştirir ve arkasını dönüp gider.
Bırak artık istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni,
Bırak vehmimde gölgeni ,
Gelme artık neye yarar?
Böylece bu şiirin 2. Kıtası tam 22 yıl sonra tamamlanmıştır. Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek'in Şiirleri ve Şiirlerindeki Değişmelerİbrahim Kavaz · Kesit Yayınları · 01 okunma
