You can find Featured İbrahim Sarıçam books, featured İbrahim Sarıçam quotes and quotes, featured İbrahim Sarıçam authors, featured İbrahim Sarıçam reviews and reviews on 1000Kitap.
Hz. Peygamber, iman ile güvenilir kimse olmak arasında sıkı bir bağ bulunduğunu bildirmiştir. Bu hususla ilgili sözlerinden birkaçı şöyledir: "Kişinin kalbinde iman ve küfür bir arada bulunmaz. Güvenilirlik ve hâinlik de bir arada olmaz. "Mü'min insanların kendisine güvendiği kimsedir. Müslüman dilinden ve elinden Müslümanların sâlim olduğu kişidir. Nefsim kudret elinde bulunan Allah'a andolsun ki, kötülüklerinden komşusunun emin olmadığı kimse cennete giremez."
Toplum sevgiyle kaynaşır, adaletle ayakta durur. Herkesi kucaklayan bir adalet uygulaması, fertlerin birbiriyle kaynaşmasına vesile olur. Haksızlık ve adaletsizlik ise huzursuzluğa yol açar. Çünkü hiç kimse bir başkası tarafından hakkının çiğnenmesinden hoşlanmaz. Kurân-ı Kerim'de adalet üzerinde çok durulmuştur. Adaletten yoksun olan kişi ile adaletli kimse bir misalle mukayese edilmiştir. Buna göre adaletten yoksun olan kişi dilsiz, bir şey beceremeyen ve hiçbir şeye yaramayan bir köleye benzetilmiş; böyle bir kişinin, doğru yolda yürüyerek adalet vasfını kazanmış bir kişiyle bir tutulamayacağı bildirilmiştir.
Hz. Peygamber bireyden doğru olmasını isterken, diğer insanlara da doğruluğun telkinini emretmiştir. Bu konudaki bir sözü şöyledir: "Doğru olunuz; doğruluğa yöneltiniz." “Yâ Resûlallah! İslâm hakkında bana öyle bir söz söyle ki, onu senden sonra hiç kimseye sormayayım" diyen bir kişiye
"Allah'a inandım de, sonra da dosdoğru ol" demiştir. Bu sözünde dosdoğru olmayı, Allah'a imandan hemen sonra dile getirmesi ve doğrulukla Allah'a iman arasında bağlantı kurması dikkat çekicidir. "
Hz. Peygamber'in mesajının içerdiği değerler sistemi evrensel niteliğe sahiptir. Bir başka deyişle mesaj, evrensel değerlerin mesajıdır. Vahiy sürecinde bireysel ve toplumsal düzeyde uygulama alanına konulan adalet, hoşgörü...gibi değerler, bütün insanları kuşatan, çağdan çağa, ülkeden ülkeye değişmeyen, her coğrafyada, her toplumda ve her zaman geçerli olabilen, her ortamda davranış ve uygulamalara yansıtılabilen niteliktedir.
Onun mesajının evrensel oluşu, bizzat Kur'an-ı Kerim'de ifade edilmiştir. Aynı zamanda Hz. Peygamber'in İslâm'ı yayma ve genişletme faaliyetleri bir bütün olarak dikkate alındığında, mesajı evrensel kabul ettiği ve uygulamayı da bu yönde gerçekleştirdiği görülmektedir. Onun getirdiği mesaj, kaynağı ve niteliği bakımından evrenseldir. Her şeyden önce mesajın kaynağı, birleştirici, kuşatıcı bir kaynak olan ve evreni yaratan Yüce Allah'tır.
İnsanların kardeşliği vurgulanmıştır. Çekişme ve sürtüşme yasaklanmış; birlik ve barış teşvik edilmiştir. İslâm'ın birleştirici ve beraberliği sağlayıcı rolü dile getirilmiş, iyiliği emredip kötülüğü yasaklama sık sık tekrarlanmıştır. Kin ve düşmanlığa sevkeden sebeplerden toplumun arındırılması istenmiştir. Sözgelişi olayların doğruluğunun araştırılması öngörülmüştür. Eğitim faaliyetleri daha düzenli hale getirilmiştir. Körükörüne eskiye bağlanıp yeni düşüncelere kulak vermemek kötülenmiş, akılcı hareket edilmesi istenmiştir.
Sağlıklı aile olmadan sağlıklı gençlik olamayacağı bellidir. Aile büyükleri, gençlerin ileriki hayatında örnek alabilecekleri örnek bir hayat tarzı sergilemelidir. Aile bireyleri arasındaki olumsuz ilişkiler çocuklara ve gençlere yansıtılmamalıdır.
Hz. Peygamber ihtiyarlıktan önce gençliğin kıymetinin bilinmesini istemiştir. Çünkü gençlik çağı değerlendirilmezse faturası ağırdır. Bu, gencin iyi bir eğitim alması ve hayata hazırlanması için önemli olduğu kadar, Allah'a karşı görev ve sorumluluğu açısından da önemlidir. Halk arasında çok sık olarak “gençliğini yaşamak" tabiri kullanılır. Ancak gençliğini yaşamak demek, birtakım arzuların peşinde koşmak anlamına gelmemelidir. Çünkü ibadetin yaşı ve sınırı yoktur. Büluğ çağından itibaren herkes mükelleftir. Üstelik ölümün ne zaman geleceği de belli değildir.
Gençlerin eğitiminde yetişkinlere de görevler düşmektedir. Yetişkinlerin kuracağı sıcak ve mutlu bir aile yuvasında Hz. Peygamber'in aile fertlerine karşı tutumu gençlere hem teorik açıdan öğretilmeli ve hem de genç bizzat kendisi, bunun uygulamasına aile içinde tanık olmalıdır.