İbrahim Yıldırım

İbrahim YıldırımMadam Samatya yazarı
Yazar
Derleyen
Editör
7.9/10
20 Kişi
82
Okunma
8
Beğeni
2.778
Görüntülenme

Hakkında

İbrahim Yıldırım 1950'de İstanbul'da dünyaya geldi. Ortaöğrenimini İstanbul Atatürk Erkek Lisesinde tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesine gitti. Bankacı olarak başladığı kariyerine, reklam sektöründe devam etti. 1978 yılından itibaren şiir, deneme ve öyküleri çeşitli dergilerde yayımlanmıştır. İlk öyküsü Oluşum'da, ilk şiiri Varlık'ta yayımlandı. 1980 yılında Abdi İpekçi Roman Yarışması'na katıldı, yapıtı övgüye değer bulundu. Uzun bir süre (1984-1988) Günümüzde Kitaplar dergisinde "Bir Zamanlar Bir Kitap"; Cumhuriyet Kitap ve Çerçeve'de "Sarı Yapraklı Kitaplar" başlıkları altında denemeler yazdı. Takma adla Gırgır dergisinde mizah öyküleri yayımladı. 1987 yılında "Bir Cinayetin Ekonomisi" adlı öykü kitabı yayımlandı. Hemen ardından önce Cengiz Öndersever, daha sonra da Metin Celal ve Ahmet Önel’le birlikte Yaşasın Edebiyat (1987-92, 4 sayı) öykü seçkisini çıkardı. 1997'de "Eylül'den Sonra" adını verdiği roman üçlemesini yazmaya başlayan Yıldırım, bu dönemin ilk ürünü olan "Kuşevi'nin Efendisi"ni 2000 yılında yayımladı. Bir yıl sonra üçlemenin ikinci romanı "Yaralı Kalmak" okura ulaştı. Üçlemenin üçüncü kitabı "Bıçkın ve Orta Halli" 2003'te yayımlandı. 2002 yılında, "Kaptan Gemide Kaçak Yolcu Var" adlı kitaba "Baudelaire Paradoksu" adlı öyküsüyle katılan İbrahim Yıldırım, çeşitli edebiyat dergilerinde deneme ve öyküler yayınlıyor. 2016 yılında "Dokuzuncu Haşmet" romanıyla Orhan Kemal Roman Armağanı ödülüne layık görüldü. “İbrahim Yıldırım, kullandığı imgesel dili, sözcük ve cümle yapıları, kavramlara yaptığı vurguları ile roman kahramanlarını duygusal iniş çıkışlarına, isyanlarına, öfkelerine, tutku ve sevinçlerine eşlik ettiriyor okuyucusunu. Kahramanlarının patolojik ruh halleri üzerinden zengin bir metafor ve imgelem dünyasına giriyoruz. Doğrusal bir zaman akışı izlemeyen hikâyelerde dönemler arasındaki geçişler, anımsamalar yoluyla geçmişle kurulan bağlar, ileride karşılaşılacak kimi olaylara ilişkin serpiştirilen ipuçları, kişilerin duygusal ve düşünsel değişimlerinin tasviri, kısacası kurgunun tamamı hiç aksamıyor.” (Ömer Türkeş) “İbrahim Yıldırım’ın öykülerinde olayların açıklıkla gözler önüne serilmesi yerine yankılarının anlatılması dikkat çekiyor. Yazar, bir duyguya kaynaklık eden olayı hiç anlatmadan o duyguyu duyumsatabiliyor. Okur, öykülerin herhangi bir anında anlatıcıların neler yapabileceğini kestiremediğinden çıkarımlara girişemiyor; öykülerin başarısı da galiba burada yatıyor. Sürekli kılık değiştirip okurla sohbeti sürdüren anlatıcı, öykülerin yazılış sürecini anlatmaktan da, izi sürülebilecek ipuçları vermekten de kaçınmıyor.” (Gökşen Buğra) Eserleri Bir Cinayetin Ekonomisi (1987) Kuşevi'nin Efendisi (2000) Yaralı Kalmak (2001) Bıçkın ve Orta Halli (2003) Hassas Ruhlar, Şikayetçi Aşklar (2004) Vatan Dersleri: Hal ve Zaman Mektupları (2006) Vatan Dersleri: Ölü Bir Zamana Ağıt (2008) Her Cumartesi Rüya (2011) Nişantaşı Suare (2012) Madam Samatya (2013) Dokuzuncu Haşmet (2015) Dünbatımı Defterleri (2021)
Unvan:
Türk romancı ve öykücü
Doğum:
İstanbul, Türkiye, 23 Şubat 1950

Okurlar

8 okur beğendi.
82 okur okudu.
2 okur okuyor.
93 okur okuyacak.
6 okur yarım bıraktı.

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Yaram var. Ruhum kanıyor. Kan, ruhumda birikiyor.
Sayfa 11 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
"Yaşıyor olmak, hayat size yakışmadıktan sonra ne işe yarar..."
Sayfa 65 - Doğan Kitap YayınlarıKitabı okudu
"O'nun sessizliği, benim sığındığım bir alandı."
Sayfa 105 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Uçmak güzeldi, çünkü ruhum çok büyük ve ihtişamlı bir ışığa doğru uçuyordu...
Sayfa 53 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
nerede değilse, orada iyi olacakmış gibi gelir insana... Baudelaire
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
155 syf.
9/10 puan verdi
Uzun zamandır bu kadar lezzetli bir öykü kitabı okuduğumu hatırlamıyorum. Foto Rüya adlı öyküyü bitirdiğimde içim içimi yedi sonra ne oldu diye, oturdum günlerce düşündüm. “Müşteki Aşklar Kitabı -Ya Da Müsameretnâme’nin Muharriri Emin Nihat Bey Kimdir?-“ adlı öyküyü okuduktan sonra öyküde adı geçen sahafın gerçekten var olup olmadığını araştırdım. Yetmedi, Emin Nihat Bey üstüne bulabildiğim her şeyi bulmaya çalıştım. Kafamı öyle meşgul etti ki bu kitap. Fakat bu meşgul edişi asla sıkıntılı bir meşgul ediş olmadı benim için. Bir kitabı bitirdikten sonra beni böylesine düşündürmesi, meşgul etmesi uzun zamandır hasret kaldığım bir histi. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı aynı zamanda. Bitirir bitirmez yenilerini sipariş verdim. Bazı kitaplarının baskısı yok. Sahaflardan edinmek gerekiyor. Gerçekten muazzam bir iş çıkarmış İbrahim Yıldırım. Tadı damağımda kaldı.
Hassas Ruhlar Şikayetçi Aşklar
Hassas Ruhlar Şikayetçi Aşklarİbrahim Yıldırım · Can Yayınları · 20046 okunma
452 syf.
6/10 puan verdi
Kitabı sonlarına doğru zorla bitirdim diyebilirim. Gitmedi bir türlü. Roman içinde roman anlatılmaya çalışılmış. Kitap yazmak isteyen ve bu kitabını ölen arkadaşına yazmaya başlayan bir doktor, arkadaşının şüpheli ölümü, aynı isme sahip iki kadın ve onlarla bağlantılı intihar etmiş başka bir kadın... Kitap karışık, bir yerinden yakalanıyor ama tam ilgi çekici hale gelirken, tekrar sıkıcı. Farklı bir kitaptı. Bana hitap etmedi.
Her Cumartesi Rüya
Her Cumartesi Rüyaİbrahim Yıldırım · Doğan Kitap · 20111 okunma
244 syf.
5/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Selam, Hüznengiz bir arabesk alışılmışın biraz dışında düzenlenmiş bir hikaye. Şöyle ki; istanbul Aksaray semtine iki farklı bakıştan bakıyoruz. İlki çocukluğundan beri Dilcû apartmanında yaşayan Refik Çelebizade'nin öfkesi ile başına gelenleri okuyoruz. Yaşı itibari ile işinden zorla emekli edilmiş, kedisi Refakat Hanım ile kira karşılığı Dilcû apartmanında yaşayıp ölümünü bekliyor. Bunama belirtilerinin dışında büyük bir korkusu vardır Refik Çelebizade'nin o da yakın zamanda semtin çok değişmesi, değişik fahişe cinayetlerinin artması, her yanın batakhaneye dönmesi... Yıllanmış Dilcû apartmanında dahi bir çok rezaletin yaşanıyor olması. Biz kitabın birinci kısmını Refik Çelebizade'den dinliyoruz aslında, yani tehlikeli adamların bir gün gelip de evi satın aldıklarını ve defolup gitmesi için mühlet vermelerini bir gece sabaha karşı gelerek kapıyı zorlamalarını ve Refik Çelebizade'yi çok korkutmalarını ve bu duruma karşı aldığı önlemleri okuyoruz. Yer yer gülüyoruz korkmuş bir ihtiyarın durumuna utanarak... İkincisi ise aynı semtte yaşayan ve Refik Çelebizade'nin çok gıcık olduğu Hüseyin isimli hayalperestten okuyoruz olayları. Günümüz dilini kullanarak Çelebizade'nin değindiği konuları bir de ondan dinliyoruz. Bazı yerlerde tekrara düşülmüş hissetsem de Refik Çelebizade'nin o kendince duyduğu kızgınlık ve kedisine duyduğu sevgi hoşunuza gidiyor.
Hüznengiz Bir Arabesk
Hüznengiz Bir Arabeskİbrahim Yıldırım · Doğan Kitap · 20174 okunma
Resim