Türk tv'si insanını öyle yüzeyselleştiriyor öyle düşünmeden uzaklaştırıyorki, ciddi programlar onu sıkıyor. Ciddi bir tiyatro, ciddi bir bale, bir konser, ciddi bir filim bile onu sıkıyor.
Öyle diyor Camus, Nobel Armağanını aldığı zaman yaptığı konuşmada:
"Birinci Dünya Savaşı'nın başlangıcında doğanlar, Hitlerin iktidara gelişi ve ilk devrimci mahkemelerin kuruluşu sırasında yirmi yaşında olanlar, eğitimlerini bitirirken İspanya Savaşı'nı, İkinci Dünya Savaşı'nı, toplama kamplarını, zindancıların ve işkencecilerin yönettiği bir Avrupa'yı görenler şimdi artık büyümüşler, çoluk çocuk sahibi olmuşlar ve tüm silahlarının tehdit ettiği bir dünyada yapıtlarını ortaya koymuşlardır. Elbette ki kimse onlardan(Camus da dahil) iyimserlik bekleyemez. "
Sabah namazı aynı zamanda çalışmaya kaldırmaktadır. Bizim Müslümanlar namazdan sonra da uyurlar. Çoğu da uyumayı tercih eder. Kimse çalışmaya gitmez. Kimse bilim yapmaz. Hep uyuduk. Aya çıktıklarında, körfez savaşındaki gelişmiş silahları görünce uyandık. Uyandık mı?
Küçük bir eleştiri.
Kapaktaki 'İslamda Çağdaşlaşma' ismini doğru bulmadım. Çünkü İslam zaten seküler ve evrensel bir inanç/din. İslamın çağdaşlaşması girişimi, islam akidesinde bir reform anlamına gelir. Akidemizi bozupta Protestan olmaya niyetli değiliz.
İsminin 'Müslümanlıkta Çağdaşlaşma' olması gerekirdi. Çünkü sıkıntı islamı arap-acem kültürü olarak yaşayan bizlerde. İslamda değil.
İçerik olarak ise beğendim diyebilirim. Müslümanlar nerede yanlış yaptı?
İslam-arap örfü ayrımınına dair kısa bir deneme olmuş.
İlk başta dikkatimi çeken kitabın adı oldu. Büyük beklenti içindeydim. Daha sonra bu yazar kimdir nedir diye araştırırken ilahiyat kökenli felsefe akademisyeniymiş. Sonra adı geçen youtube'da bir videoya denk geldim. Tabi yorum yaptıktan sonra videoyu kaldırmış üzerine yorum yapmayı da kapatmış. Bilmiyorum belki sadece bende kapalıdır. Sözde