Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İlhan Tarus

İlhan TarusVar Olmak yazarı
Yazar
8.3/10
26 Kişi
76
Okunma
10
Beğeni
2.747
Görüntülenme

Hakkında

İlhan Tarus (27 Kasım 1907- 8 Ocak 1967) Türk savcı, yargıç ve hikaye, oyun, roman yazarıdır.Çağdaş Türk edebiyatı yazarı olan Tarus, tiyatro oyunları, öykü ve romanlar yazmıştır. 27 Ocak 1907 tarihinde Tekirdağ'da doğan İlhan Tarsus, ilkokulu Tekirdağ, Biga ve Niğde'de okumuştur. Babasının mesleği (reji görevlisi) nedeniyle sıkça yer değiştiren Tarsus Konya, Çanakkale ve Kütahya'da eğitim almasının ardından orta öğrenimini İstanbul, Kabataş Lisesi’nde, yüksek öğrenimini 1928 yılında Ankara Hukuk Fakültesi’nde tamamlamıştır. 1929-1932 yılları arasında Türkiye'nin çeşitli yerlerinde savcı ve yargıç olarak çalışmıştır. Ancak siyasi bir nedenden dolayı görevine son verilmiştir. 1932-1945 yılları arasında İstanbul’a yerleşerek muhabirlik ve gazetecilik yapmıştır. Daha sonra, hukuki olarak asıl mesleğine dönerek; 1946-1957 yıllarında yine Adalet Bakanlığı’nda çalışmasını sürdürmüştür. 8 Ocak 1967 tarihinde Ankara'da ölen İlhan Tarsus, Cebeci Mezarlığı'nda gömülüdür. İlk eserleri tiyatro türünde olan İlhan Tarus’un, çeşitli gazetelerde öykü ve romanları yayınlanmıştır. İlk eseri 1927'de “Hareket Dergisi”'nde yayınlanmıştır. 1935 yılından itibaren “Haber”, “Servet-i Fünun” ve “Varlık” dergilerinde hikâyeleri basılmıştır. İlk romanı olan "Yeşilkaya Savcısı"'nda, Kurtuluş savaşı sırasında Anadolu'da edindiği izlenimleri dile getirmiştir. Öykülerinde konularını yaşadığı çevreden almıştır.
Unvan:
Türk Savcı, Yazar
Doğum:
27 Kasım 1907
Ölüm:
8 Ocak 1967

Okurlar

10 okur beğendi.
76 okur okudu.
3 okur okuyor.
73 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Hepimizin hataları vardır. Hislerimizden sıyrılmak kolay değildir. Bunu kitap karıştırarak, dünyayı anlamaya çalışarak başarabiliriz. İşin zor tarafının daha bü yük zevki, daha büyük şerefi olduğunu anlamak için yıllara olduğu gibi idrake de lüzum vardır. İnsanları yüzyıllardır tesiri altında tutan gerçeklerden ve zorlardan uzak kalmayı menfaatlerimize daha uygun buluyorsak, hiç değilse eleştirme, yargılama ve inceleme gibi çocukluğa tahammülü olmayan heveslerden korkmalı, uzaklaşmalıyız.
Sayfa 9
Oysaki toplum hayatımızın her safhasında olduğu gibi,edebiyat ve sanat alanımızda da bir çeşit kollayıcılık, karışık ve donuk siyasetçilik, karşılıklı ince hesapçılık ve alışverişçilik revaç durumdadır.
Sayfa 6
Reklam
Ulan kahpe, dedi, otuz papel saymışım bir geceliğine, senin ananı bellerim... «Eğer dedim, kılıma dokanırsan, kendini ölmüş bil.. Kocama seslendi. O da gelip iki kollarımdan tuttu. Sille tokat, yatırdılar beni yere... Sonra kocam kayboldu ortadan.. Evimize bir de varlık çöktü çökmesine.. Her pakette, ekmeğiydi, soğanıydı... Ama üçüncü müşteri kapıdan girer girmez dineldim, kocam gözlerini ağarttı, üstüme yürüdü. Kenarda ekmek bıça duruyormuş. Kaptım, salladım. Gırt-lağına rastlamış, kocaman yarık açılıverdi. Kafa arkaya düştü, deprendi kaldı. Ötekisi çoktan kaçmıştı. Bıçakla peşine düştüm. Karanlık ormanda yarım saat koştum, kurtardı kendini it... «Dizlerimin bağı kopmuş, çalılıkların arasına yığılmışım. Gözümü açar açmaz yekindim. Köye doğru yürüdüm. Bıçak elimdeydi. Üstünde kanlar kurumuştu. Ne düşündüysem, derede iyice yıkadım, eteğimin tersiyle temizledim. Belki inkâra sapmak ümidim vardı. Belki babamdan korkmuştum. Anam yüzümden ürkmüş. Sen bir şey yapmışsın, amanın yetişin komşular, diye seslendi. Babam da çıktı, geldi. Yere diz çöktüm, ayaklarına kapandım, olanı biteni anlattım. Bıçak şalvarımın arasındaydı. Tekmikle itti beni... Yıkıl kahpe dedi, geçende de böyle bir yalan uydurmuştun. Aslını diğnedim. Sen soycak fahişesin. Durmadan yalan uydurur, sonram bildiğini işlersin. Git, hapishanelerde sürün, defol karşımdan, dedi. Dizlerimin üstünde kalkındım. Ne olduğunu bilemedi, karnının ortasına gömüverdim bıça ğı. Çürük ağaç gibi devrildi deyyos.. Buldu orospu kızının elinden cezasını...
"Ne diyorsun Allah aşkına? Ben sana ne anlatıyorum,sen bana ne diyorsun? Açlık kafana vurmuş birader.. Git Allah aşkına,ben de tutmuş.."
Sayfa 29
" Nefes alacak yer bırakmamışsınız"diyorum. "İstemez. İyi süt bulabilirsiniz,nefesin iyisini midesinden tedarik eder. Zaten böyle yerde nefes alması pek doğru kaçmaz."
Sayfa 13
2023~Nisan
"Okuma, zekâyı besler; çalışmaktan yorulan insanı çalışmaktan bütünüyle de uzaklaştırmadan dinlendirir." (Seneca) #166203238 1.
Kadıköyü'nün Romanı
Kadıköyü'nün Romanı
~
Safiye Erol
Safiye Erol
: 1930'ların Kadıköy çevresini anlatan bir eser. Tarihsel bağlamda sevdim. Fakat
Sait Faik Abasıyanık
Sait Faik Abasıyanık
'ın tek olduğu muhakkaktır. Kendi mizacını, tabiatın eserine vermiş bir hikayeci bundan evvel yoktu, bundan sonra da olmayacak."
İlhan Tarus
İlhan Tarus
Reklam
Milli Mücadele Dönemini Anlatan Romanlar
1.Ateşten Gömlek- Halide Edip Adıvar 2.Vurun Kahpeye-Halide Edip Adıvar 3.Yaban-Yakup Kadri Karaosmanoğlu 4. Ankara-Yakup Karaosmanoğlu 5.Sodom ve Gomore-Yakup Kadri Karaosmanoğlu 6.Biz İnsanlar-Peyami Safa 7.Sözde Kızlar-Peyami Safa 8.Sahnenin Dışındakiler-Ahmet Hamdi Tanpınar 9.Küçük Ağa-Tarık Buğra 10.Esir Şehrin İnsanları-Kemal Tahir 11.Esir

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
88 syf.
8/10 puan verdi
Toplumcu gerçekçi yazar
Kitabın içinde On bir hikaye bulunmaktadır. "Merdivende İnsan Var, Bir Makinenin Gözyaşları, Odacı Namzedi, Üst Kat, Kör Nefis, Hesna Hanım, Köle Hanı, Köpek, Otuz Papel, Arzu Ve Sır. " Hikayenin başlıklarından bahsetmek istedim. Hikayenin genel konusu, memleketimizin gerçeklerinden,içimizden birkaçının ortaya attıkları,bize
Köle Hanı
Köle Hanıİlhan Tarus · Yeditepe Yayınları · 19548 okunma
222 syf.
8/10 puan verdi
Yeşilkaya Savcısı (1954) / İlhan Tarus
Romanda İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Anadolu’nun Türk ve Kürtlerden mürekkep bir ilçesine tayin edilen genç bir savcının etrafında gelişen olaylar yine savcının ağzından anlatılır. Olayların vuku bulduğu dönemin 1930’lar olduğu düşünülmektedir. Yapıtın başkahramanı olan savcı; idealist, çalışkan, dürüst, cesur,
Yeşilkaya Savcısı
Yeşilkaya Savcısıİlhan Tarus · Varlık Yayınları · 195510 okunma
208 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Edebiyatımızın toplumcu yazarlarından İlhan Tarus'un kaleminden okuduğum ilk kitap: Kasabanın Ruhu Yaklaşık 200 sayfalık romanda kalabalık bir kişi kadrosu bulunuyor, Sekili kasabasında yaşananlar aktarılıyor. Toplumun hemen her kesiminden olan kişilerin olaylara yaklaşımı ahlak ve namus kavramlarına bakış açıları irdeleniyor. Roman, manifaturacı Güdük Ahmet cinayeti ile başlıyor, akabinde kasabada arka arkaya ortaya çıkan sahipsiz çocuklar ve bunlara yardım elini uzatan, onlara yuva bulmaya çalışan, bunun için Kasabalı ikna etmeye çalışan Doktor Namık, kasabalının aklını başından alan Sarı Kız, Tüccar Kerim, onun kızı Ayşe, Sabri, Hilmi Bey gibi kalabalık bir kişi kadrosu üzerinden Sekili kasabasının yaşantısını aktarıyor. Özellikle küçük yerlerde dedikodunun ne gibi sonuçlara yol açacağını çarpıcı bir şekilde anlatıyor. Dönemin yaşantısı kadar yörenin söyleyiş özelliklerine de romanda rastlıyoruz. Keyifli bir kitaptı, okumanızı öneririm.
Kasabanın Ruhu
Kasabanın Ruhuİlhan Tarus · H2O Kitap Yayınları · 20198 okunma