Başka türlüsünün mümkün olduğunu fark etmemiz halinde duyacağımız pişmanlıktan öyle korkuyorduk ki seçimlerimizin gönüllü tutsakları olmayı tercih ediyorduk. Bazı yolların dönüşü yoktu. Biliyorduk. Hayatın bize biçtiği rolleri, gerçekliğimizi döve döve ve gerçekliğimize söve söve yaşıyorduk.