İmam Humeyni

İmam HumeyniNefis Tezkiyesi yazarı
Yazar
9.1/10
91 Kişi
263
Okunma
63
Beğeni
5,5bin
Görüntülenme

Hakkında

Ruhullah Musavi Humeyni, İran İslam Devrimi'nin siyasi, hukuki ve ruhani önderidir. İran'da Muhammed Rıza Pehlevi rejimine son verip İslam Cumhuriyetini kuran ve devrimden sonraki tüm dini yetkileri elinde tutan Şii önderdir. Devrimden sonraki on yıl boyunca İslam Devriminin rehberliğini de yapmıştır. Varlıklı bir ailenin çocuğu olarak 1902 yılında İran'ın Humeyn şehrinde dünyaya geldi. Doğumundan kısa bir süre sonra babası öldürülen Humeyni, annesini de 15 yaşındayken kaybetti. Humeyni'nin ailesi uzun yıllar dini ulema geleneğine sahip bir ailedir. Ehlibeytin yedinci imamı olan İmam Musa el-Kâzım'ın torunları olan ataları, 18. yüzyılın sonlarında, asıl vatanları olan Nişabur'dan Kuzey Hindistan'ın Lucknow bölgesine göç etmişlerdi. Kintur isimli küçük bir kasabaya yerleşerek kendilerini bölgenin Şii nüfüsuna yönelik dini eğitim ve öğretim çalışmalarına adadılar. Ailenin en meşhur üyelerinden birisi Mir Hamid Hüseyin'dir. (Abakat el-Envar fi İmameti'l Eimmet'il-Ethar isimli kapsamlı çalışmanın yazarıdır.) Humeyni'nin Mir Hamidle aynı dönemde yaşamış olan dedesi Seyyid Ahmed, Ali'nin Necef'teki türbesine hac ziyaretinde bulunmak maksadıyla 19. yüzyılın ortalarında Lucknow'dan (ya da Keşmir) ayrıldı. Necef'te Yusuf Han diye biriyle tanıştı ve onun daveti ile Humeyn'e yerleşmeye karar verdi. Kısa bir süre sonra Yusuf Han'ın kızlarından biriyle evlendi. Evliliklerinden Sahibe isimli bir kız ve Seyyid Mustafa Hindî isimli bir erkek çocukları dünyayaya gelmiştir. Humeyni'nin babası olan Seyyid Mustafa dini eğitimine İsfahan'daki Mir Muhammed Taki Müderrisi ile başlamış, daha sonra Mirza Hasan Şirazi (Dönemin Şii otoritelerinden birisidir.) rehberliğinde Necef ve Samara'da devam etmiştir. 5 aylıkken babası yerel bir toprak ağasının buyruğuyla öldürüldü. 15 yaşındayken o güne kadar kendisini büyüten annesi ve halası ölünce kimsesiz kaldı. 1920'de İslami ilimler üzerine eğitim almak için gittiği Arak kentinde Şeyh Abdülkerim Hairi'nin öğrencisi oldu. 1922'de Kum kentine yerleşti. 1930'da, doğduğu kentin anısına Humeyni soyadını aldı. Felsefe, mantık, kelâm, fıkıh, irfan ve öteki İslam ilimleriyle ilgili çok sayıda yapıt kaleme aldı. 1929'da Betül Sakafi Humeyni ile evlendi. Evlendiğinde kendisi 27, Betül Sakafi Humeyni 15 yaşındaydı. Yedi çocukları oldu, bunlardan ikisi hayatını kaybetti. İmam Humeyni, İslam bilimleriyle ilgili eserlerinden çok, Muhammed Rıza Şah Pehlevi'ye karşı açıkça tutum alması, Batı nüfuzuna karşı çıkması ve devlet yönetiminde İslami kuralların geçerliliğini uzlaşmaz biçimde savunmasıyla tanındı. 1950'lerde ayetullah, 1960'ların başlarında da büyük ayetullah unvanını alarak Şiî molla hiyerarşinin en üst katına yükseldi. İmam Humeyni, 1962-63'te şahın toprak reformu programı çerçevesinde bazı dinsel vakıfların mülklerine el konulmasına muhalefet ettiği için tutuklandı. Bunun üzerine hükümet karşıtı hareketler patlak verdi. İmam Humeyni bir yıl tutuklu kaldıktan sonra 4 Kasım 1964'te Türkiye'ye sürgün edildi 4 Kasım 1964 tarihinde Ankara'ya getirilen Humeyni orada kısa süre kaldıktan sonra, Bursa'ya götürüldü. Bursa'da Humeyni'yi Farsça bilen askeri istihbarat uzmanı Albay Ali Çetiner karşıladı. Bir dönemi Ali Çetiner'in evinde misafir olarak geçirdi. Tartışmalı eseri Tahrir el-Vesile'yi bu dönemde yazmaya başladı.[10] Türkiye'de kaldıktan sonra, Şahın adamlarının tavsiyesi üzerine Irak'a sürgün edildi ve Şiilerce kutsal sayılan Irak'ın Necef kentine yerleşti; Şahın devrilmesi ve İran'da bir İslam cumhuriyeti kurulması yönündeki çağrılarını oradan sürdürdü. Şah rejiminin halkta uyandırdığı hoşnutsuzluğun tırmanmasıyla 1970'lerin ortalarında İmam Humeyni'nin İran içindeki etkisi gitgide artmaya başladı. 6 Ekim 1978'de Şahın baskısıyla, Irak lideri Saddam Hüseyin Irak'ı terk etmesini isteyince, Fransa'ya gitti ve Paris'in bir banliyösü olan Neauphle-le-Chateau'ya yerleşti. Oradan şah yönetiminin yıkılması ve bir İslam cumhuriyetinin kurulması yolunda yoğun bir propagandaya girişti. Mesajlarını ilettiği teyp bantları İran'da gitgide genişleyen bir kitleye ulaştı. 1978 sonlarında kitle gösterilerinin, grevlerin ve halk arasındaki hoşnutsuzluğun bütün ülkeye yayılması karşısında Şah Muhammed Rıza Pehlevi 16 Ocak 1979'da İran'ı terk etmek zorunda kaldı 1 Şubat 1979'da İran'a döndü ve görkemli bir şekilde karşılandı. Devrimin siyasi, hukuki, ruhani lideri olan İmam Humeyni, dört gün sonra bir hükümet atadı ve 1 Mart'ta yine Kum'a yerleşti. Aralık ayında yapılan anayasa referandumuyla İran İslam Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra ömür boyu siyasi ve dinsel önder seçildi. İmam Humeyni, Şah karşısında elde ettikleri zaferle yeni bir canlılık kazanan İslami hareketleri eyleme dönüştürdü. Kendisi de İran'ı bir İslam devletine dönüştürmeye kesinlikle kararlı olduğunu ortaya koydu. Ülkede hükümet politikasının belirlenmesini büyük ölçüde içtihat yetkisine sahip ulema üstlendi, İmam Humeyni ise değişik gruplar arasında hakemlik etmekle ve kişisel ağırlığını kullanmasını gerektiren önemli konularda son kararı vermekle yetindi. Hukuk düzeni olarak İslami hukuk uygulanmasına geçildi. İmam Humeyni birçok örgütün iç yüzünü ortaya koyup çökmesini sağladı.[kaynak belirtilmeli] Kadınların başlarını kapamaları zorunlu kılındı, Batı müziği ve alkol yasaklandı ve şeriat yasalarında belirtilen cezalar uygulamaya kondu. İmam Humeyni'nin dış politikasının başlıca ilkesi Batı yanlısı çizginin bütünüyle terk edilmesi ve hem ABD'ye, hem de Sovyetler Birliği'ne karşı uzlaşmaz bir tutum alınmasıydı. Humeyni bir konuşmasında, Türkçülüğü İslami öğretiye aykırı bir fikir olarak değerlendirdi. Humeyni'nin kabri (Tahran'ın güneyi) Bir grup üniversiteli gencin 4 Kasım 1979'da Tahran'daki ABD Büyükelçiliği'ni ele geçirerek büyükelçilikte ve dışişleri örgütünde görevli 66 ABD vatandaşını rehin almasından sonra ABD ile ilişkiler çatışma noktasına geldi. İmam Humeyni'nin onayıyla yapılan bu eylem, rehinelerin serbest bırakıldığı 29 Ocak 1981'e değin sürdü. İran, Saddam Hüseyin'in saldırması sonucu 1980-1988 arasında 8 yıl boyunca Irak'la savaştı. İmam Humeyni savaşı çıkartan Saddam Hüseyin'i cezalandırmak için İran-Irak Savaşı'na barışçı bir çözüm aramayı uzun süre reddetti ama ABD'nin İran'ın bir sivil uçağını düşürmesi, (279 sivil İranlı öldü) bir savaş filosunu Basra Körfezi'ne göndermesi ve bu filonun İran petrol rafineleri ve tankerlerine saldırması gibi açık müdahalelerin sonunda 1988'de ateşkese razı oldu. Ülkenin karşılaştığı ekonomik sıkıntılara ve Irak karşısındaki savaşı zaferle sonuçlandırma çabasının boşa çıkmasına karşın, halk üzerindeki karizmatik nüfuzunu ölene değin korudu. 1988'de, İngiltere'de Şeytan Ayetleri (Satanic Verses) adlı kitabın yazarı ve yayımcısı Salman Rüşdi hakkında ölüm fetvası çıkardıktan kısa süre sonra 3 Haziran 1989 tarihinde öldü. Milyonlarca (10 ile 13 milyon arası tahmin ediliyor) kişinin akın ettiği cenaze namazı tarihe geçti. Cenazesi Behişt-i Zehra'da defnedildi.
Tam adı:
Ruhullah Musavi Humeyni
Unvan:
İranlı Din Alimi, Yazar
Doğum:
Humeyn, İran, 22 Eylül 1902
Ölüm:
Tahran, İran, 3 Haziran 1989

Okurlar

63 okur beğendi.
263 okur okudu.
15 okur okuyor.
168 okur okuyacak.
6 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
medrese öğrencilerine tavsiye
Bugün bu dini ilmiye medreselerinde tahsil eden ve yarın toplumun liderlik ve hidayetini üstlenmek isteyen Sizler; yegane görevinizin bir avuç terim ve kelime öğrenmek olduğunu zannetmeyin sizin başka vazifelerinizde var bu ilmiye medreselerinde kendinizi öyle eğitip yetiştirmelisiniz ki, bir şehir veya köye din adamı olarak gittiğinizde oranın ahalisini Hidayet edip düzeltebilesiniz, halkı düzeltip İslam'ı ahlak Emir ve adabı çerçevesinde onları yetiştire bilmeniz için fıkıh merkezinden giden sizlerin ahlaken düzelmiş ve gereğince yetişmiş olması beklenir. Ama Allah korusun ilim merkezinde olduğunuz halde kendinizi düzeltip ıslah etmez ve maneviyat sahibi olamazsanız gittiğiniz yerde Allah korusun insanları saptırır, onların İslam'a ve İslam din adamlarına karşı kötümser olmalarına sebebiyet vermiş olursunuz.
Qəlb fitri olaraq nəyə meyl göstərir, məhəbbət bəsləyirsə, həmin sevilən şey onun diqqət obyekti olur. Əgər hər hansı bir iş məşuqun və sevilən camalın barəsində düşünməyə maneə olursa, qəlb həmin işdən ayrılan kimi və ya mövcud maneə aradan qalxdıqda yenidən öz məşuquna tərəf uçur və ona qovuşur. Mərifət əhli qüvvətli qəlbə, cazibə və məhəbbətə malik olsalar, hər aynada məşuqun camalını, hər bir varlıqda arzuladıqları kamalı müşahidə edər və deyərlər; "Hər nə gördümsə, Allahı da onda və onunla birlikdə gördüm." (Əmirəlmömindən (ə) nəql edilmişdir)
Reklam
Hz. Ali b. Hüseyin'in (s.a.a) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Ben dünyayı yaratıcısından bile istemeye haya ederken, nasıl olur da kendim gibi bir yaratılmıştan isterim."
Sayfa 247 - İhsanKitabı okuyor
Dünyaya duyulan alaka ve bağlılık, insanı kendine yabancılaştıran bir uyuşturucu gibidir.
Sayfa 203 - İhsanKitabı okuyor
Hüzün
ŞİİRSEL AFORİZMALAR
سِر في بِقاع الارض وانظر وتفكّر كم من قبر تُرى فيه ملوك وكبراءُ كم كان في الناس ظالمون متأَلّهون يملُط اليوم بتراب رؤوسهم الفقراءُ Yeryüzünü gez, gör ve tefekkür et, Kabirlerde nice krallar ve büyükler görülecektir. İnsanlar arasından ne çok zalimler ve ilahlık iddia edenler çıkmıştır. Bugün ise yoksullar/güçsüzler, onların kafataslarının tozu ile sıva yaparlar
Seyyid Kutub
Seyyid Kutub
Ali Şeriati
Ali Şeriati
Aliya İzzetbegoviç
Aliya İzzetbegoviç
Hasan el-Benna
Hasan el-Benna
Ebu'l A'lâ el-Mevdudi
Ebu'l A'lâ el-Mevdudi
Ebu’l Hasan Nedvi
Ebu’l Hasan Nedvi
Muhammed Kutub
Muhammed Kutub
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
Cahit Zarifoğlu
Cahit Zarifoğlu
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
Erdem Bayazıt
Erdem Bayazıt
Rasim Özdenören
Rasim Özdenören
Salih Suruç
Salih Suruç
Dücane Cündioğlu
Dücane Cündioğlu
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
Hafız-ı Şirazi
Hafız-ı Şirazi
https://1000kitap.com/yazar/i38013
Fuzuli
Fuzuli
Mustafa Kutlu
Mustafa Kutlu
Seyyid Hüseyin Nasr
Seyyid Hüseyin Nasr
Roger Garaudy
Roger Garaudy
İmam Gazali
İmam Gazali
Zeynep Gazali
Zeynep Gazali
İbn-i Haldun
İbn-i Haldun
İbn Rüşd
İbn Rüşd
Nuri Pakdil
Nuri Pakdil
Malik Bin Nebi
Malik Bin Nebi
Atasoy Müftüoğlu
Atasoy Müftüoğlu
Şeyh Sadi Şirazi
Şeyh Sadi Şirazi
İskender Pala
İskender Pala
Halil Cibran
Halil Cibran
Melayê Cizîrî
Melayê Cizîrî
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Khaled Hosseini
Khaled Hosseini
Franz Kafka
Franz Kafka
Stefan Zweig
Stefan Zweig
Victor Hugo
Victor Hugo
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Yunus Emre
Yunus Emre
Şeyh Galip
Şeyh Galip
Sema Maraşlı
Sema Maraşlı
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
Oscar Wilde
Oscar Wilde
Karl Marx
Karl Marx
Nizamülmülk
Nizamülmülk
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
Mehmet Akif Ersoy
Mehmet Akif Ersoy
Nurettin Topçu
Nurettin Topçu
İmam Humeyni
İmam Humeyni
İmam Gazali
İmam Gazali
Aristoteles
Aristoteles
Ehmedê Xanî
Ehmedê Xanî
Roger Garaudy
Roger Garaudy
Fazlur Rahman
Fazlur Rahman
Salih Suruç
Salih Suruç
Salih Mirzabeyoğlu
Salih Mirzabeyoğlu
Tahsin Özmen
Tahsin Özmen
Montaigne
Montaigne
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
Tahsin Özmen
Tahsin Özmen
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
Abdullah Galib Bergusi
Abdullah Galib Bergusi
Muhammed Emin Yıldırım
Muhammed Emin Yıldırım
Muhammed Hamidullah
Muhammed Hamidullah
Tarık Tufan
Tarık Tufan
İbrahim Tenekeci
İbrahim Tenekeci
İsmet Özel
İsmet Özel
İskender Pala
İskender Pala
Ebu Mansur El Matüridi
Ebu Mansur El Matüridi
Ömer Nesefi
Ömer Nesefi
Mark Twain
Mark Twain
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
366 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Fatiha suresinin tefsirine farklı bir bakış açısı yakalayabileceğiniz nadir eserlerden. Tasavvufi, edebi ve felsefi yönü okuyucuyu tatmin edici nitelikte. Yalnız okuyacakların Şii’lere olan önyargılarını bırakarak okumalarını tavsiye ederim.
Cemal Aynası
Cemal Aynasıİmam Humeyni · El Mustafa Yayınları · 201414 okunma
64 syf.
9/10 puan verdi
Hz. Peygamber'e isnat edilen meşhur bir rivayette " “Küçük cihaddan (savaş) büyük cihada (nefisle mücâhede) döndük” sözü ile savaştan dönen insanın asıl mücadelesinin nefsni ıslah etmesi olduğu belirtilir. Bazı âlimlere göre bu rivayet zayıf kabul edilse de İslâm geleneğinde kabul görmüş, özellikle sufi ekol tarafından itibar edilerek felsefî
Cihad-ı Ekber
Cihad-ı Ekberİmam Humeyni · İhsan Yayınları · 201135 okunma
636 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
315 günde okudu
Kitabı bitirmək 12 ayımı aldı. Hər sətri, hər cümləsi eşq qoxurdu. Bu kitab haqqında çox şey yaza bilərəm, lakin fikrimi qısa şəkildə belə şərh edəcəm. Kitaba başlamağım çox qəribə şəkildə olmuşdu. Müəllifi yuxuda görmüşdüm, əlində şəkil göstərib ağlayırdı, lakin nə dediyini anlamırdım. Kitabı bitirməyim də çox qəribə və mənəvi şəkildə oldu. Axır cümlələri səsləndirdim. Cümlələrin ağırlığının ruhuma verdiyi xəcalət və hüzün ilə tövbə etdiyim an sübh azanı verildi, bütün otağı azan sədaları bürüdü.. Sonda kitabın son sətirlərini buraxıram bura, ruhumu lərzəyə gətirən o sözləri.. "Ey Rəbbim! Mənə bu qürur diyarını tərk etməyi, xoşbəxtlik diyarını əldə etməyi və ölüm yetişmədən ölməyi nəsib et!" Amin.. Əvvəldə də və sonda da tərif Allaha məxsusdur.
Kırk Hadis Şerhi
Kırk Hadis Şerhiİmam Humeyni · İhsan Yayınları · 026 okunma