İmam Tahavi

İmam Tahaviİslam Akaid Metinleri yazarı
Yazar
9.5/10
6 Kişi
23
Okunma
20
Beğeni
1.486
Görüntülenme

Hakkında

Künyesi “Ebu Cafer” dir. Yine kendisine “Ebu Cafer el-Verrak Tahavi” ismi de verilir. Nesep alimleri bir şahsı önce kabilesine, sonra o kabilenin hangi kolundan olduğuna, sonra memleketine, sonra da doğduğu köye nisbet ederler. Önce umumi olandan başlanır, hususi olana doğru gidilir. Bu bakımdan Tahavi’ye Ezdi, Hicri, Mısri, Tahavi denir. Ezd kabilesinden olduğu için Ezdi denmiştir. Ezd kabilesinin Hicr kolundan olduğu için Hacerî denmiştir. Mısır’da doğup, öldüğü için Mısri denmiştir. Mısır’ ın Tahâ denilen bölgesinde doğduğu için O’na Tahavi denmiştir. O, değerli, sika (güvenilir) ve fakih bir imamdı. H.229’da bir rivayete göre de H.239’da doğdu. H.321’de vefat etti. İmam Tahavi, Selef alimlerindendi. Alimler yetiştiren köklü bir aileye mensup olan Tahavi’nin dayısı, İmam Şafîi‘nin talebelerinden büyük alim Mûzeni’dir. İmam Suyûtî, annesinin İmam Şafîi’nin ilim meclisine, kadınlar için ayrılan özel yerlerde devam ettiğini bildirmektedir. Babasını ve büyük âlim dayısı Mûzeni’yi H.264 yılında kaybeden Tahâvî’nin, kardeşleri olup olmadığı bilinmemektedir. Tahâvî, Seyyide bir hanımefendiyle evlenmiş ve bu evlilikten “Ali” isminde bir oğulları olmuştur. Bu konuda bilgi veren kaynaklar, Tahâvî’nin oğlundan; “Ali bin Ahmet bin Muhammed Tahâvî, Mısır âlimlerindendir” diye bahsetmektedirler. Babasının mezhebi üzerinedir. Tahâvî, ilmi hüviyeti bulunan bir aileye mensuptur. Bütün bunların, Tahâvî’nin ilmi ve şahsi karakterini kazanmasında büyük tesiri olmuştur. Ekseri kanaate göre, Tahâvî ilk derslerini aile ocağında aldı. İmam “el-Mûzeni”den fıkıh öğrendi. Daha sonra mezhebini değiştirerek Hanefi mezhebine tâbî oldu. Daha sonra Hanefi âlimlerinden “Ebu Cafer Ahmet b. Ebi İmran Musa b. İsa’dan da fıkıh öğrendi. H. 270’te Şam’a gitti. Şam’da “Ebi Cezim Abdulhamîd b. Cafer’ den fıkıh öğrendi. (Bu âlim, Hanefi mezhebine tâbî olup Basralı’dır. Basra’da, Şam’da ve başka yerlerde kadılık yapmıştır. H.292’de vefât etmiştir.) Tahâvî, zühd (dünyaya düşkün olmamak), takvâ (haramlardan sakınmak) sahibi, güzel huyları kendisinde toplayan faziletli bir zattır. İmam Tahâvî birçok ilimde söz sahibi idi. Lugat, nahiv, şiir, mantık, tefsir, hadis, fıkıh, kelâm, tarih, nesep ilminde eserler vermiştir. İmam Tahâvî’nin en önemli eserlerinden biri Ehli Sünnet itikâdını anlattığı risalesidir. Bu risalesinin, dört mezhebe mensup Ehli Sünnet Vel Cemaat itikâdında olanlar arasında seçkin bir yeri vardır. Tacûddin Subkî der ki: “Elhamdulillêh, dört mezhep itikâd hususunda birdir. Mücessimeye ve Mutezileye kaymış olan bazılarının dışında, cumhur (ekseriyet) hak üzeredir. Önce ve sonra gelenler, Tahâvî’nin akideye dair yazdığı bu eseri kabul etmektedirler.”
Tam adı:
Ebu Cafer et-Tahavî
Unvan:
Hanefi fıkıh ve akaid bilgini.
Doğum:
Mısır/Eş-mûnine, 19 Ağustos 853
Ölüm:
Kahire, Ekim 933

Okurlar

20 okur beğendi.
23 okur okudu.
5 okur okuyor.
38 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
57 - Kıble ehlinden hiç kimseyi, işlediği günahtan dolayı, o günahı helal görmediği sürece tekfir etmeyiz.
Sayfa 32
Şâfiîlere göre faiz (RIBA)
Şâfiîlere göre ise faizin illeti "cins birliği ile birlikte para olma veya yiyecek maddesi olma" özelliğidir. Buna göre aynı cinsten iki para birbiriyle eşit ve peşin değişilmeli, aynı cinsten iki yiyecek maddesi eşit ve peşin değişilmelidir. Şâfillere göre yiyecek maddesi ve para olmayan şeylerde faiz söz konusu değildir. Buna göre, mesela bir kilo demir ile iki kilo demir karşılıklı değiştirildiğinde faiz söz konusu olmaz.
Sayfa 166 - MALÎ MUAMELATKitabı okuyor
Reklam
Mudârabe, bir taraftan sermaye, diğer taraftan emek ve çalışma olmak üzere kurulan şirkettir. Mudârabe akdinde sermaye sahibine "rabbu'l-mâl," parayı çalıştıran işletmeciye ise "mudârib" denir.
Sayfa 253 - MALİ MUAMELAT. FOOTNOTE.Kitabı okuyor
Zina İftirası Suçunu İşleyen Kişinin şahitliği
1911. Bir kimseye zina isnadı sebebiyle ceza olarak sopa vurulduktan sonra o kişi günahından tevbe etmiş olsun ya da olmasın bir daha o kişinin şahitliği hiçbir zaman kabul edilmez. Onun tevbesi Allah ile kendi arasındadır, bunun dışında [hukukî açıdan] etkisi yoktur. *Şafilere göre, tevbe etmesi halinde kişinin şahitliği kabul edilir.
Sayfa 501 - ZİNA İFTİRASI SUÇU VE CEZASI.Kitabı okuyor
ŞEYH TANTÂVI DİYOR Kİ: "70 YILDIR KİTAP OKURUM. İBNÜ'L-CEVZÎ'NİN ŞU SÖZÜNDEN DAHA HİKMETLİ BİR SÖZ GÖRMEDİM: İBADETLERİN MEŞAKKATİ GİDER, SEVABI KALIR. GÜNAHLARIN LEZZETİ GİDER, AZABI KALIR."
İmam Tahavi
İmam Tahavi
Reklam
Bu din, ifratla tefritin ortası, teşbihle ta'tilin ortası, cebr ile kaderciliğin ortası, ümitsizlikle aşırı güvenin ortası, korku ile ümidin ortası bir yoldur. İşte dinimiz, zâhiren ve bâtınen budur. Tefrika görüşlerden, merdûd mezheplerden, Müşebbihe, Mûtezile, Cehmiyye, Cebriyye, Kaderiyye v.s. gibi Ehl-i sünnet ve'l cemaat'e muhalefet eden, dalâlete sapan mezheplerin görüşleri Ehl-i sünnet âlimlerince incelenmiş ve delillere dayanan ikna edici cevaplar verilmiştir (Tahâvi, Şerhû akiteti't- Tahaviyye, 586-588).
İmam Tahavi
İmam Tahavi

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
1674 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
el-Kâsım b. Avf dedi ki: Abdullah b. Ömer’in şöyle dediğini işit­ tim: “Biz, insanlara Kur’ân’dan önce imanın lütfedildiği dönemleri yaşadık. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'e, bir sûre indirildiğinde, sizin bugün Kur’ân’ı öğrendiğiniz gibi biz de hemen onun helalini, haramını, emirlerini, yasaklarını ve üzerinde durulması gereken noktalarını öğrenmeye koyulur­ duk. Fakat bugün öyle insanlar görüyorum ki, imandan önce Kur’ân’ı elde etmiş; Fatiha’sı ile hâtimesi arasını (baştan sona) okumuş olmasına rağmen kendisine ne emredildiğinin, nelerin yasaklandığının ve hangi hususlar üzerinde durması gerektiğinin farkına varmaksızın salınan hurma dallarından etrafa dökülen çürük hurmalar gibi Kuranı saçıp savurmaktadır
Ahkam'ul-Kur'an Hadislerle Ahkam Tefsiri
Ahkam'ul-Kur'an Hadislerle Ahkam Tefsiriİmam Tahavi · Beka Yayınları · 20124 okunma