Her insanda bir kötü kalp ve bir iyi kalp vardır. Bir insan ne kadar iyi görünürse görünsün, bu içinde kötü bir yan olmasını engelleyemez. Ve bir insan ne kadar kötü görünürse görünsün, onda iyi bir taraf vardır. Hiçbir insan mükemmel değildir.
Yetim çocuk arkadaşının evine çağrılmış, kendisine güzel elbiseler ve ayakkabılar verilmiş. Kızılderili çocukları bir çocuğu kendisine dost seçtiğinde ailesi de onu evladı olarak kabul edermiş.
Masal tadında, daha çok ortaokul seviyesi gibi görünen kısa kısa bir çok hikaye var. Okumaya başladığınızda bir anda hikayeyi yaşar gibi oluyorsunuz. Ama o da ne bir de bakıyorsunuz hikaye bitmiş. Ilgi çekici hikayeler mevcut. Sıkıntı yazarın çok araştırmadan sadece kulaktan dolma bilgilerle Yüzeysel anlatımı. Biraz araştırma ve ince eleyip sık dokunsa muhteşem bir eser ortaya çıkabilirdi. Bu hikayelerin yaşanmış olanları da vardır eminim. Bir ya da iki tane de beyaz adamın kıtayı işgaliyle, Aradaki olaylara dair belgeyi yazışma var. Kızılderililere ait güzel bilgiler de yok dersem haksızlık etmiş olurum. Bakmayın kalın olduğuna, normal yazım durumunda yarıya düşer. Okumak isteyene Faydası olur.
Kızılderililer hakkında okuduğum ikinci kitap oldu. Birkaç film de izlersem Kızılderililer hakkında daha net fikir sahibi olacağım.
Kızılderililer kahramanlıklarını, efsanelerini, dini ögelerini çok iyi öykülemiş. Çevirmen hatalarının çok olması, yazıların orantılı olmaması kitaptan biraz soğuttu. Kahramanın dayısını amcası olarak göstermiş mesela. :-)
Canımı sıkan şeylerden biri de sürekli "derisini yüzdü, kesti, parçaladı" gibi kelimelerin sıkça kullanılmasıydı. Son olarak inlemeyi bitirip şu sözü eklemek istiyorum.
"Su gibi olmalıyız. Her şeyden aşağıda ama kayadan bile kuvvetli"
(Siyu Kabilesi)