Inazo Nitobe, Sapporo Ziraat Koleji, Tokyo Üniversitesi, Johns Hopkins ve Halle Üniversitesi'nde (Almanya) eğitim gördü. Hayatının erken dönemlerinde "Pasifik üzerinde bir köprü" olma arzusunu dile getirdi ve hayatının büyük bir bölümünü Amerika Birleşik Devletleri ile Japonya arasında güven ve anlayışı geliştirmeye adadı.
Unvan:
Japon Tarım Ekonomisti, Yazar, Eğitimci, Diplomat, Politikacı
Doğum:
Morioka, Iwate, Japonya, 1 Eylül 1862
Ölüm:
Victoria, Britanya Kolumbiyası, Kanada, 15 Ekim 1933
Budizm kadere olan sakin bir teslimiyet, tehlike ve felaket karşısında metanetli bir soğukkanlılık, hayatın küçümsenmesi ve ölümle kurulan bir dostluktur.
Orwell "Hiçbir yararı olmayacağını bile bile insan kalmanın çok önemli olduğunu düşünüyorsan, onları yendin demektir." demişti. Son zamanlarda okuduğum bir kitaptan, Bushido 'dan(Savaşçının Yolu anlamına gelir) bir alıntıyla bu söze bir ekleme yapmak isterim. "Aslen nezaket başkalarının duygularına karşı cana yakın bir saygı göstergesi olmalıdır".
Puanım 4/5 (%78/100)
Buşido nedir az çok bilgim vardı fakat bu kitap ve yazar benim için yeniydi. Nedense kitabın 15 16. yüzyılda yazıldığını düşünmüşüm ama 19. yüzyılın sonunda Amerika'da yazılmış. Sonradan öğrendim ki yazar Quaker bir Hristiyan olmuş, Amerikalı birisiyle evlenmiş ve bu kültürü tanıtmak için kitabı yazmış. O yüzden daha kitabın en başındayken ilgimi çok çekti.
Inazo'nun anlatışına bayıldım. Normalde bu tarz felsefi kitaplar ya çok karışık oluyor ya da yeterli bilgi olmuyor. Inazo anlattığı her konuda (ana konu Buşido fakat alt başlıklar şeklinde inceliyor) birçok kaynağa, yazara, düşünüre, kitaba vs. atıflarda bulunuyor. Bu atıflar özellikle (başlarda) Konfüçyüs, Batı düşünürleri ve yazarları, ünlü klasik yazarları, Amerikalı yazarlar ve Doğu'nun düşünürleri gibi birçok kişiyi içeriyor. Anlattığı felsefi şeyleri güncel konularla ve kişilerle bağdaştırınca bahsettiği şeyleri anlaması da kolay olmuş.
Benim özellikle hoşuma giden birkaç bölüm oldu. İntihardan bahsettiği 12. bölümde Seppuku ve bunun rasyonel bir intihar yöntemi olarak görülebileceği gibi çok ilginç fikirler vardı. Onun dışında Kadının pozisyonundan bahsettiği ve Antik Yunan kahramanlarına da göndermelerde bulunduğu 14.bölüm de çok güzeldi. Genel olarak beklediğimden güzel çıktı kitap ve bol bol altını çizdim.
Japon kültürüne ilgi duyanlar için iyi bir başlangıç noktası, 1900lü yılların başında yazıldığı için Japonya yı dünyaya tanıtma amacı ve bunun altında yazan fazla idealize etme durumu da olabilir. O yıllar için hala geçerli olan Samuray ruhunu iyi anlattığını söyleyebiliriz, bu kitabı okuyunca izlediğim animelerdeki faydalı olma arzusundaki abartılı karakterleri ve Japon kültürünün bu karakterleri neden bu kadar sahiplendiğini daha iyi anladım.
Buşido yani savaşçının yolu, Japon külturünün önemli şuurlarından biridir. Bu zihniyeti kazanmaları, Japon İmparatorluğu'nun kuruluşuyla olmamış, memleketlerine sonradan giren felsefi ve inanç doktrinlerinin varlığıyla meydana gelmiştir.
Belki "Zen" denilen meditasyonla ilişkili Japon inancını duymuşsunuzdur. Zen'de amaç, kişinin derin bir meditasyon haline girmesiyle mutlak olanı bulması, soğukkanlı bir bireye dönüşmesidir. Bu biraz Buddhist meditasyonunu andırabilir, çünkü Buddhizm Japonya'da oldukça yaygın bir hale gelmişti.
Ancak Buşido'yu yalnızca Zen beslemiyordu; Japonların milli dinleri Şinto (Tanrıların Yolu) da Buşido'ya kaynak olmaktaydı.
Peki Japon savaşçısına ne denir? Batı'da buna Knight yani şövalye diyebiliriz. Japonlarda ise bu sınıf Samurayları yani savaşçı Buşileri oluşturur.
Bir samuray nasıl olmalıdır?
İlk olarak oldukça soğukkanlı ve mantıklı davranmayı bilmeli ve bir görev duygusuna sahip olmalıdır. Kılıçlarını katiyen gereksiz yere çekmemeli ve efendisine her daim sadaketle bağlı olup, onuru için yaşamalıdır. Aynı zamanda da kendini Buşido'ya adayarak duygulardan arınmalı ve olası bir durumda Seppuku (Harakiri) yapmayı dahi göze almalıdır. Bu intihar yöntemiyse kendi utanç ve başarısızlıklarının onurluca telafi edilebilmesi içindir.
Samurayları sevenler okusun :D
Kitapta hoş bilgiler var.