Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Irmak Koruculu

0.0/10
0 Kişi
4
Okunma
0
Beğeni
365
Görüntülenme

Irmak Koruculu Sözleri ve Alıntıları

Irmak Koruculu sözleri ve alıntılarını, Irmak Koruculu kitap alıntılarını, Irmak Koruculu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Öncelikle cadı olduğu iddia edilen kişi yargılama süresince zindana kapatılırdı.Vücudunun tamamında şeytana ait olduğu düşünülen izler aranırdı.İlk olarak hakim tarafından sözlü sorgulamaya başlanır bu kısımda kadınların şeytan ile olan işbirliğinin detaylarını anlatması istenirdi.Bu sorguda eğer suç itiraf edilmezse kişi işkence aletleri
Kadın seri katiller ile erkek seri katiller arasında onları cinayete iten nedenler ve öldürme yöntemleri hususlarında birtakım farklılıklar bulunmaktadır.Buna göre;kadın seri katilleri cinayete iten sebepler;yaşamlarındaki hayal kırıklıkları,yaşadıkları cinsel istismar,şiddet gibi olumsuzluklardır.Ancak erkek seri katilleri cinayete iten sebepler daha çok cinsel sebeplerdir.Kadınlar erkeklerden farklı olarak kurbanlarının izini sürmezler,tanımadıkları kişileri maddi fayda sağlamak amacıyla zehirleme ya da ilaç yoluyla öldürmeyi tercih ederler. Kadın seri katillerin yaşam hikayeleri incelendiğinde;genelde kötü bir çocukluk dönemi geçirdikleri,sağlıksız bir aile yaşantılarının olduğu ve bu olumsuz çocukluk dönemi sonrası hayatlarına giren kimselerle kurdukları ilişkilerin de başarızlıklarla dolu olduğu dikkat çekmektedir.
Reklam
Salem cadı avlarında cadılığına hükmedilerek öldürülen kadınların büyük çoğunluğu erkek varisi bulunmayan mülk sahibi kadınlar olmuştur.Çünkü mirasın erkek soyu ğzerinden geçtiğine inanıllmaktadır.Bu nedenle de bu kadınlar tehdit olarak görülmüştür.Aynı şekilde Avrupa'da cadılıkla suçlanan kadınların malvarlıklarının 2/3'ünün feodal hükümdar,1/3'ünün ise ihbar eden kişi,yargılamayı yapan yargıç ve idamı gerçekleştiren cellat arasında paylaştırılmasının malvarlığı bulunan sahiipsiz kadınların cadılık ile suçlanarak idam edilmesinde etkili olduğu açıkça ortadadır.
Kadınlar tarafından işlenen öldürme suçu üzerinde yapılacak incelemelerin önemine odaklanan araştırmacılar;kadınların yakın ilişki içerisinde oldukları partnerlerini daha çok kendilerini savunmak amacıyla öldürdüklerini buna karşılık erkeklerin partneri olan kadını onun üzerinde kontrol kurmak ve onu yönetmek için öldürdüklerini iddia etmişlerdir.
Cadılıkla itham edilen kadınların başında ebeler ve şifacılar yer almaktadır.Ebelerin doğum yaptırmaları ve bu şekilde büyücülükte kullanıldığı düşünülen plasentayı elde edebilmeleri,şifacıların bitkilerin gizemlerini çözerek bunlardan ilaç hazırlayabilmeleri cadı olarak kabul edilmelerinde yeterli görülmüştür.Ebeler,kadınların ve erkeklerin üreme yeteneklerini ellerinden almak,kürtaj yapmak ve yeni doğan çocukları zehirleyerek ölümlerine sebep olmakla suçlanmışlardır.Şifacıların da hastalıkları iyi edebilecekleri kabul edilmiş,ancak kadın gibi zayıf bir varlığın iyileştirme gücünü ancak şeytan ile işbirliği yaparak elde edebileceğine inanılmıştır.Katolik kilisesi eğitim görmemiş kadınların şifa dağıtmaya çalışması durumunda cadı olarak kabul edilerek öldürüleceğini ilan etmiştir.Bu şekilde kadınların şifa vermesinin tamamen önüne geçilmiştir.Çünkü o dönemde tıp eğitimi,kiliseye bağlı üniversitelerde verilmekteydi ve kadınların bu üniversitelere girmeleri yasaklanmıştı.Bu şekilde kadın ebe/şifacılar ile kiliseye bağlı erkek doktorlar arasındaki rekabet de ortadan kaldırılmıştır.Öncelikle ebeler ve şifacılar cadı olarak kabul edilmelerine rağmen zamanla cadılık tanımlamasında yelpaze genişlemiş,soylu kadınlar hatta rahibeler dahi cadılık ile suçlanabilir duruma gelmişlerdir.Her kadın her an cadılık suçlaması ile karşılaşacağından korkarak yaşamıştır.
Çağlar boyunca kadınlar erkek egemen zihniyetin boyunduruğu altında ezilmeye çalışılmışlardır.Ancak bu egemenliğin en acımasız görünüş şekli kuşkusuz cadı yargılamalarıdır.Güzel kadınlar erkekleri büyüledikleri,çirkin kadınlar şeytanla ilişkileri nedeniyle çirkinleştikleri için,kendi ayakları üzerinde durabiklen güçlü kadınlar toplumdan aykırı
Reklam
Kadın ve erkeğe biçilen toplumsal rol modelleri incelendiğinde;kadınların pasif ve ikincil erkeklerin ise daha baskın ve ayrıcalıklı bir yerde olduğu görülmektedir.Bu bakış açısında;kadının ev işlerinş yapması ve çocuklara bakması gerekirken,erkeğin çalışarak ailenin geçimini sağlaması gerekmektedir.Toplumun bu beklentileri aile içinde kadın-erkek ilişkilerine de yansımakta ve erkek kadına göre daha güçlü bir konum kazanmaktadır.Erkeğin dış dünyada elde ettiği güç ise;aile içerisinde kadın ve çocuklar üzerinde kontrol mekanizması oluşturmasına olanak vermektedir.Cinsiyetler arasındaki güç dağılımı erkek ve kız çocuklar üzerinde kurulan baskı açısından da nispetsizliğe neden olmaktadır.Erkek çocuklar daha serbest bırakılırken kız çocuklar üzerinde daha yoğun bir baskı kurularak tüm hareketleri kontrol edilmektedir.Bu durum erkeklerin suçla daha kolay tanışmalarına neden olurken kızların suça yönelmesine engel teşkil etmektedir.
Kadın suçluluğunun erkek suçluluğundan daha az olmasının pek çok sosyolojik sebebi bulunmaktadır.Bu sebeplerin başında kadına biçilen toplumsal cinsiyet rolleri sebebiyle kadının çocukluktan itibaren daha sıkı bir disiplin içerisinde yetiştirilmesi ve dış dünyayla ilişkilerini daha temkinli atmak zorunda kalması gelmektedir.Kadınların toplumsal yapı ve iş hayatı içerisinde daha az yer aldıkları toplumlarda kadın suçluluğu oranları da daha düşük olmaktadır. Kadınların daha az faal oldukları alanlarda suç işleme ihtimalleri de azalmaktadır.Örneğin;kadınların trafik suçlarını erkeklerden daha az işlemelerinin altında yatan sebep,kadınların erkeklerden daha az trafiğe çıkmaları olabilir.
Kadın çetelerinin erkek çeteleri ile benzer şekilde evlilik,saygınlık,statü gibi geleneksel hedeflerinde hayal kırıklığına uğramış üyelerden oluştuğu gözlemlenmiştir.Bu kadınlar için uyuşturucu kullanımı ve fuhuş kaçınılmazdır.Ancak Cohen ve Short’un bu çalışmasının tüm kadın suçluları kapsamadığını,siyahi kadın suçlular için geçerli olduğunu da
Öğrenilmiş Çaresizlik”psikolog Martin Seligman’ın köpekler üzerinde gerçekleştirmiş olduğu bir dizi psikolojik deney sonucu kuramsallaştırdığı bir kavramdır.Buna göre;her ne kadar olumsuz bir durumdan kaçınma imkanı olsa da daha önceden yaşanmış olan deneyimler nedeniyle bu olumsuz durumdan kurtulmak için atılacak adımların sonuçsuz kalacağı ve bu
Reklam
Kapitalist sistem de fahişelerin ekonomik ve cinsel sömürüsünü desteklemiştir.Çünkü bu sistemde kadın ve erkek rolleri erkek egemen zihniyete göre biçimlenmiştir.Kadın ikinci sınıf olarak değerlendirildiğinden kadın cinselliği de alınıp satılabilir bir objeye dönüştürülmüştür.Kapitalist sistemin kadın emeğini değersizleştiren,onu yoksullaştıran uygulamaları fahişeliğe de yansımıştır.Bunun sonucunda da uluslararası fuhuş sektörü ortaya çıkmıştır.Kadın cinselliği bu şekilde uluslararası kar aracı,ticari bir meta haline dönüştürülmüştür.Fahişelik hem erkekler talep ettiği için var olmuştur ve varlığını korumaya da devam etmektedir hem de erkek egemen düzende bu kadınlar ahlaksızlıkla damgalanamakta ve aşağılanmaktadırlar.
İlkokul mezunu olan kadınların daha çok hırsızlık ile uyuşturucu kullanma,imal etme ve satma suçlarına,ortaokul mezunu kadınların hırsızlık,sahtecilik,uyuşturucu kullanma,imal etme ve satma suçlarına,lise ve üniversite mezunu olan kadınların ise daha çok sahtecilik suçuna yöneldikleri görülmüştür.
Radikal Feminizm: Radikal feminist kuram 1960’ların sonunda ortaya çıkmıştır.Radikal feminizm 1960’larda savaş karşıtı oluşumlarda yer alan kadınların,üzerlerindeki baskının kaynağının kendi yoldaşları olan erkek radikallerin olduğunu fark etmeleri sonucu ortaya çıkmış ve yeni sol kuramdaki erkeklerin kadınlara karşı tavırları,tarzları ve onları sürekli ikinci sınıf konumda tutulmalarına karşı bir başkaldırı olacak şekillenmiştir.Dönemin feministleri yeni solun toplumsal adalet ve barış mücadeleleri ile kadınların öznellik sorunlarının da aynı önemde olması gerektiği kanaatine varmışlar,toplumdaki baskının temelinde de erkeklerin kadınlar üzerindeki baskısı ve egemenlik çabası olduğundan devrimin feminist düşünce ile gerçekleşeceği sonucuna ulaşmışlardır. Kadınlar üzerindeki baskının kaynağının kapitalizmden ziyade erkek egemen zihniyet olduğu,bu noktada kadınların erkekler tarafından baskılanan bir sınıf niteliğini taşıdığı bu nedenle de kadınların bir araya gelerek üzerlerindeki ataerkil baskıdan kurtulmak için mücadele etmeleri gerektiği savunulmaktadır. Radikal feministlerin kadınların kendilerine biçilen kadınlık rollerinden kurtularak özgürleşebileceklerine dair pek çok önerileri bulunmaktadır.Bu önerilerden birisi,tüm cinsiyet rollerinden arınıp cinsiyetsiz bir toplum düzenine geçilmesidir. Kadınların bu şekilde baskılanmasının altında yatan neden “kültür”adı altında erkek egemenliğine göre şekillenen toplumsal rolüdür.Bu nedenle de kadının özgürleşmesinin anahtarı toplumsal cinsiyet ayrımlarının ortadan kaldırılarak cinsiyetsiz bir toplumun oluşturulmasıdır.
Bireyler daha dünyaya gelmeden evvel toplumsal rol kalıplarının belirlediği beklentiler ortaya çıkmaktadır.Örneğin;anne karnındaki bebeğin cinsiyeti öğrenilir öğrenilmez kız bebek için pembe,erkek bebek için mavi rengin tercih edildiği eşyalar alınır.Erkek çocuklara oyuncak olarak arabalar ve silahlar alınırken kızlara bebekler ve evcilik
Kadınlar çoğu kez doğaları sebebiyle bunun yanında da pek çok akıl dışı sebeple cadı olarak suçlanmışlardır.Öncelikle kadınların doğurganlığı,regl dönemlerinin olması ve regl kanının zehirli olduğu inancı,ayrıca doğum olayının başlı başına karmaşık bir yapıya sahip olması,kadınları erkekler açısından korkutucu kılmıştır.Bunun yanında mantık dışı pek çok emare de kadınları cadı ilan etmek için yeterli kabul edilmiştir.Örneğin;kilisedeki ayinde çok içten dua eden kadın,çok günahı olduğundan dolayı Tanrıdan af dilediği,gündüzleri uyuklayan kadın,geceleyin şeytanla elbirliği ile kötülükler yaptığından uyuyamadığı gerekçeleri ile cadı olarak kabul edilebilmiştir.Bir kadının çok çirkin olması cadılık alameti olarak görülürken aynı şekilde çok güzel olması da erkekleri güzelliği ile büyüleyebileceği düşüncesi ile cadılık alameti olarak sayılmıştır.İngiltere'de ekmek ve para dilenen kadınlar yemek bulmak için şeytanla işbirliği içerisinde oldukları şeklinde yorumlanmışlar,kendilerine yardım etmeyenleri lanetlemeleri neden gösterilerek cadı oldukları gerekçesiyle öldürülmüşlerdir.Amerika'da çok tanrılı dinlere inanan kadınlar cadılık ile itham edilmiş Avrupa'dakiler gibi onlar da öldürülmüşlerdir.
69 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.