Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İsmail Aydıngün

İsmail AydıngünKırım Tatarlarının Vatana Dönüşü yazarı
Yazar
Editör
10.0/10
1 Kişi
5
Okunma
0
Beğeni
378
Görüntülenme

Hakkında

Prof. Dr. İsmail Aydıngün, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden 1990 yılında mezun oldu. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalında yüksek lisans, yine Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalında doktora derecelerini aldı. 1993-1996 yılları arasında Uludağ Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde araştırma görevlisi ve öğretim görevlisi olarak çalışan Prof. Aydıngün, 1998’den bu yana Başkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde çalışmaktadır. Akademik araştırma konuları arasında; Orta Asya ve Kafkasya, Sovyet sonrası milliyetçilikler, etnik/millî kimlik oluşumu, etnik göç, sürgün halkları (Ahıska Türkleri, Kırım Tatarları), etnisite, milliyetçilik, ulusötesi topluluklar, siyaset sosyolojisi ve Türkiye siyasal düşünce tarihi yer almaktadır.
Unvan:
Prof.Dr.

Okurlar

5 okur okudu.
4 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
“Bence her sürgün ahlak dışıdır, çünkü halklar genel olarak suçlu olamazlar…”
Sayfa 28 - Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yay.Kitabı okudu
Reklam
Ruslaştırma ve asimilasyon politikasının Ukrayna toplumunun özellikle üst sınıfları üzerinde çok etkili olduğu söylenebilir. Rus İmparatorluğu'nun yönetici sınıfının bir parçası hâline gelen Ukrayin siyasi, ekonomik ve kültürel seçkinlerin önemli ölçüde Ruslaştırılması, Ukrayna topraklarında Rus sömürgeciliğinin güçlendirilmesinin doğrudan bir sonucuydu. Büyük şehirler Ruslaştırmanın temel merkezleriydi ve Ukrayna'nın kent nüfusu esas olarak Ruslar, Yahudiler, Polonyalılar ve Ruslaşmış Ukrayinlerden oluşuyordu. Ukrayin kültürel kimliği kırsal alanlarda çok daha iyi korunmuş ve Ukrayin halkının büyük çoğunluğu köylülerden oluşmaya başlamıştı. Bu nedenle, Rus sömürge yönetimi altında kalan Ukrayin toplumunun sosyal yapısı önemli ölçüde bozulmuştu. Bazı istisnalar dışında, Ukrayin halkının pratikte ne kendi ulusal elitleri ne de kendi ulusal burjuvazisi kalmıştı.
Sayfa 324 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ YAYINLARIKitabı okudu
24 Ağustos 1991'de, Ukrayna'nın bağımsızlık ilanı Rusya'dan kopuşunun başlangıcı oldu. Ancak Ukrayna'nın sahip olduğu nükleer silahlar Batı ülkeleri ve Rusya'nın mutabık olduğu bir sorun olarak gündeme geldi. Ukrayna'ya verilen garantiler neticesinde, 1994'ün ocak ayında, Ukrayna, ABD ve Rusya, Ukrayna'daki nükleer başlıkların Rusya'ya gönderilmesine ilişkin üçlü bir anlaşma yaptılar. Aynı yılın aralık ayında ise ABD, Birleşik Krallık, Rusya ve Ukrayna, Budapeşte Memorandumu'nu imzalayarak Ukrayna'ya karşı güç kullanılmaması ve toprak bütünlüğüyle bağımsızlığının korunması karşılığında Ukrayna'nın silahsızlandırılması hususunda anlaştılar.
Sayfa 606 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ YAYINLARIKitabı okudu
Putin, NATO'nun doğuya doğru genişlemesini Rusya için "varoluşsal bir tehdit" olarak tanımlamış ve bu genişlemenin Rusya için bir "ölüm kalım meselesi" olduğunu ifade etmiştir. Ona göre bu genişleme Rusya'nın "varlığını ve egemenliğini tehdit etmektedir.
Sayfa 609 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ YAYINLARIKitabı okudu
Rusya projesi Rusların gözünde bir ayrılıkçılık olarak görünmekteydi. Bolşevikler (Kızıllar) ve Bolşevik karşıtı muhalefet (Beyazlar) birbirlerini acımasızca öldürebilir ve kendi aralarında savaşabilirlerdi ancak Ukrayna konusunda görüş ayrılıkları hiç yoktu. Kırmızı ya da beyaz olsun tüm Ruslar için Ukrayna, Rusya'nın ayrılmaz bir parçasıydı ve Rusya'nın Ukrayna ile eşit siyasi statüsü asla kabul edilemezdi.
Sayfa 346 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ YAYINLARIKitabı okudu
Henüz kayıt yok
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok