İsmail Çetin kitaplarını, İsmail Çetin sözleri ve alıntılarını, İsmail Çetin yazarlarını, İsmail Çetin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanın hakîkati ruhtur; madde âleminden hariç veya dahil olmayan nûrânî bir cisimdir; maddî cisim değildir; bedene bitişik veya ayrı da değildir. Ancak tasarruf ve tedbiriyle bedeni idare ederse, insan bu idare sayesinde diridir; irtibatını keserse ölüdür. Binaenaleyh ruh kendisi güneş, beden yer küresi, nefs aralarına girmiş kesâfetli bir bulut gibidir. Kesâfetin zeval bulmasıyla ruh güneşten daha parlak görünür. Bu tarif daha meşhurdur. Nitekim İmam Gazâlî başta olmak üzere birçok ehli tasavvuf, felsefeciler, Kerrâmiyyeden birçoğu, ehli mukâşefe ve İmam Râğıb İsfehânî’nin kabul ettikleri tarif de budur.
İnsanın hakîkatini ulemâ şöylece tarif etmişlerdir:
İnsan haraketli, diri, ulvî ve nûrânî bir cisimden ibarettir. Görülen bu bedenin heykelinden muhaliftir. Su gülde, yağ zeytinde, ateş tuğlada nüfuz ettiği gibi, ruh da bu cesedde sereyan ve cevlan eder. Kendisi değişmeye tefessüh etmeye salahiyetli değildir. Mutlak sûrette cismânî heykelde tasarruf eder. Alet ve edevatlarının tefessüh etmesi halinde bedenden ayırılır. İşte bu ayrılış ölümdür. Demek ölüm insan için aslî ve ebedî hayatının başlangıcıdır. İmam Râzî ve İbnu Kayyim bu tarifi tercih etmişlerdir. Binaenaleyh ruh o nûrânî cevherdir.