Türk eğitim tarihine büyük önemi olan bir düşünür ve bilim adamıdır. “Eğitim Reformu Akımı”’nın Türkiye’deki en büyük temsilcisidir. Bir pedagog, oyun yazarı ve uygulamacı olarak cumhuriyet dönemi tiyatro tarihinin de önemli kişilerinden birisidir.
1923 yılında Darülfünun emini seçilerek cumhuriyetin ilk üniversite rektörü oldu. Haftalık düşün ve sanat gazetesi Yeni Adam’ı 1934’ten itibaren 46 yıl boyunca yayımladı. VII. ve VIII. yasama dönemlerinde TBMM’de milletvekili olarak görev yaptı. Sosyoloji, psikoloji, sanat, eğitim ve felsefe alanlarında 100′e yakın eser ve inceleme; deneme ve fıkra türünde yazılar yayınladı. Aynı zamanda hikâye, oyun, roman, piyes yazıp, oyun sahneledi. Hat sanatında bir buluş yaparak “alev yazısı”nı buldu. Türk Dil Kurumu’na Terim Kolu Başkanı olarak hizmet verdi (1942-1957).
"İnsan, evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar."
Yaşar Kemal
Günaydın 1000Kitap... Mutlu ve hayırlı pazarlar. Büyük kalemin ölüm yıldönümü bugün.
Bugün itibariyle doğan edebiyatçılar;
http://1000kitap.com/yazar/Michel-De-Montaigne ( Denemeler yazarı )
Kitapta ne yazık ki hâlâ devam eden eğitim sorunlarından bahsediliyor. İsmail Hakkı Baltacıoğlu bu kitapta, kendisinin de belirttiği gibi, yıktıklarını yıkmak için değil, yerine daha güzellerini koymak için yıkmış. Ulusça kalkınmanın büyük sırrının insanı tanımak ve insana değer vermek olduğunun üzerinde durmuş. Öğretmeni kimi zaman insan yetiştiren bir sanatçı, kimi zaman ağaçlara meyve vermeleri için uygun koşulları sağlayan bir bahçıvana benzetmiş ve hayatından örnekler vererek nasıl öğretmen olunacağını bize anlatmış.
Genelde bunun gibi yalnızca bilgi aktaran kitapları okumakta zorlanan biri olarak, bu kitabı okurken zorlanmadım. Gayet sade bir üslup ile yazılmış. Cümleler ilk okuyuşta anlaşılıyor. Ayrıca her bir insanın apayrı yaratılışa ve zekâya sahip olduğunu, hepsini aynı kalıba sokmanın yanlışlığını ömrünü eğitime adamış birinden okumak, kitabı daha da akıcı hale getiriyor.
İyi okumalar.
Okurken geçmişten geldiğini düşündüğüm bu kitabın bu gün hala ülkemizin sorunlarıyla alakali olduğunu görmek oldukça üzücüydü. Üzerinden seneler geçmesine rağmen bu kitaptan sonra bile ülkecek gelişememiş ve yerimizde saymışız. Bu kitaptan ufak bir sınav olma fırsatı buldum ve gördüm ki genel olarak "ezberciliğin" kötülüğünü anlatan bu kitabın sınavına benimle girenler kitabi dahi ezberlemeye çalıştı. Belki de gitgide daha kötüye gidiyoruzdur.
Türk eğitim sisteminin yıllardır süre gelen klişe, ezbere dayalı öğretim biçimlerini eleştiren okulun öğrencinin hayatında sadece bir kurum değil öğrenciyi hayata hazırlayan bir merkez olduğunu iddia eden eğitimin sadece formel, pozitif bilimlerle değil aynı zamanda ahlak gelişimi ile olması gerektiğini savunan kilometre taşı bir kitap. Her öğretmenim öğretmen adaylarının okuması gerektiğini düşünüyorum.