İsmail Köse Sözleri ve Alıntıları
İsmail Köse sözleri ve alıntılarını, İsmail Köse kitap alıntılarını, İsmail Köse en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tarihi süreç bilinip, tarihi olgu ve olaylardan ders alındığın da aynı hatalar tekrarlanmaz.
Sayfa 221 - Kronik KitapKitabı okudu
Şerif Hüseyin, kendisine karşı duyulan fakat açıkça dile getirilemeyen hoşnutsuzluk ve nefretin farkındaydı. Mekke'ye gelir gelmez ilk iş olarak, cinayet dahil adi suçlar hariç bütün mahkumları serbest bıraktırdı. Şerif, 10 Haziran 1916 tarihinde isyanla başlayan sekiz yıllık idaresinde kabile üstünlüğüne dayalı bir kast, bir tür soyluluk sistemi oluşturmuştu. Bu sistemi gevşeterek kabile mensubu olsun olmasın bütün Arapların Hicaz'a gelmesine izin verdi. İbni Suud'a Hicaz'dan mal akışını engelleyebilmek için konulan mal satış yasağını kaldırdı.
Sayfa 167 - Kronik KitapKitabı okudu
Eski günlere dönmek için artık çok geçti.
Sayfa 100 - Kronik KitapKitabı okudu
Mektuplaşmalar yaşanırken, Şerif Hüseyin' in oğlu Abdullah komutasındaki güçler 25 Mayıs'ta, Vahhabi Suudları kafirlikle suçlayarak Suud bölgesi Turaba'ya saldırdı. Enteresan şekilde Şerifin saldırı güçleri arasında 4.000 Türk askeri bulunduğu şeklinde bir kayıt göze çarpar. İngiliz arşiv vesikaları bu kaydı abartılı olduğunu bildirmekle birlikte, Şerif'in saldırıda Türk askerlerini kullandığı bilgisi reddedilmemektedir.
Sayfa 111 - Kronik KitapKitabı okudu
"Türkler intihar etti. Halifelik gibi büyük bir siyasi güce sahiptiler fakat onu kullanamadılar. Cumhuriyet, gölge bir halifenin ileride tehdit olabileceğinden korktu. Türkler Araplara büyük bir hizmette bulundular. Mustafa Kemal'e bir teşekkür mesajı göndermeyi düşünüyorum. Halifelik bir Arap kurumudur. Peygamber Arap idi, Kur'an Arapçadır, Kutsal Yerler Arabistan'dadır. Halife Kureyş Kabilesi'nden bir Arap olmalıdır. Biz Türk Sultanı'nı hiçbir zaman Halife kabul etmedik. O bizim için sadece sultandı. Şimdi Halifelik Araplara geri gelmiştir."
Sayfa 163 - Kronik KitapKitabı okudu
Şerif Hüseyin'in hırslarının önündeki en büyük tehdit güvenilmez kişiliğini çok iyi tahlil etmiş olan II.Abdülhamid idi. Şerif, İTC'nin 1908 yılında kısmen, 1909 yılında ise fiilen iktidarı ele geçirmesiyle Abdülhamid engelinden kurtulmuştur.
Sayfa 33 - Kronik KitapKitabı okudu
İngiliz istihbarat raporları, Şerif Hüseyin'in sehir halkı içerisinde toplam nüfusun 4%'ünden daha az kişi tarafından desteklediğini gösteriyordu. Hz.Muhammed'in amcası Abdülmuttalip'in soyundan gelenler de Türk taraftarıydı ve bunu açıkça söylüyorlardı.
Sayfa 327
Hz. Muhammed ve ilk Müslümanlar, Ebu Süfyan ile Ebu Cehil liderliğindeki Cahiliye Dönemi Mekke Araplarının zulmünden kaçarak 622 yılında Medine'ye sığınmıştı. Kaderin bir tecellisi olarak on üç asır sonra Hicaz'daki Türk birliklerinin sığınabileceği, yerel halktan destek, sadakat ve sevgi görebileceği tek güvenli yer yine Medine idi.
Sayfa 252
"Şerif Hüseyin İngilizler tarafından dikkatle seçilmiş bir aktördür. Tarihte oynayabileceği rol kendisinin istediği kadar değil, asıl oyun kurucu Majesteleri Hükümeti'nin izin verdiği kadar olacaktır."
Sayfa 71 - Kronik KitapKitabı okudu
Altın karşılığında Şerif Hüseyin ile birlikte Osmanlı Devleti'ne isyan eden Bedeviler, kendilerine daha fazla altın verdiği için 1924 yılında taraf değiştirerek İbni Suud'un yanında yer almışlardı. Böylece Suudlar Mekke kapılarına geldiğinde Şerif Hüseyin'in kendisini savunacak bir ordusu yoktu.
Sayfa 177 - Kronik KitapKitabı okudu
Arap halklar, Şerif Hüseyin'in güvenilmez, ihtiraslı, bencil, iş birlikçi karakterini biraz da İbni Suud'un etkin propaganda çalışmalarıyla öğrenmeye başlamışlardı. Nitekim Şerif Hüseyin savaş sonrasında da kendi iktidarını koruyabilmek için İngilizlerle iş birliği yapmaktan çekinmemiş, İngiliz korumasını elde edebilmek için türlü entrikalar çevirmişti. Cemal Paşa'nın dört yıl önce yapamadığını İbni Suud başarmış, Şerif ve oğullarının gerçek yüzünü ortaya çıkartmıştı. Aslında İbni Suud Şeriften daha sıkı bağlarla İngiliz iş birlikçiliği yapmaktaydı fakat aktif propaganda görevlileri delaletiyle bu realiteyi halktan gizleyebiliyordu.
Sayfa 130 - Kronik KitapKitabı okudu
Albay Dickson, raporunda İbni Suud'un bölgesine yaptığı ziyaretlerde İhvan üyelerinin acımasız iyi donanımlı savaşçılar olduklarını, Suud'un adamlarına ve kendisine karşı çıkanları pazar yerlerin de astırdığını, ellerini kestirdiğini, kazığa vurdurduğunu, daha kötüsü kızgın yağa atarak işkence ettiğinin kendisine söylendiğini kaydetmiştir.
Sayfa 117 - Kronik KitapKitabı okudu
Mısır'da kurulan Hasan el-Benna liderliğindeki İhvan aynı zamanda Orta Doğu'daki dikta idarelere; Baas Partisi etrafında kümelenen Marksist ideolojilere karşı da mücadele etmiştir. Cumhuriyet sonrasında özellikle devrimlere karşı çıkan gruplar arasında Türkiye'de de taraftar toplayabilen İhvan'ın kuruluş dönemiyle daha sonraki politikaları detaylı olarak araştırılmaya ihtiyaç duymaktadır. Mısır merkezli İhvan hareketi de bu çalışmanın kapsamını aşacak niteliktedir. Suud İhvan'ın Vahhabi Suudların iktidarı ele geçiriş sürecindeki katkısı açıktır. İbni Suud, bütün "Gerçek Müslümanların Kardeşliği" propagandası eşliğinde İhvan hareketiyle Vahhabiliği bütün Arap Yarımadası'ndaki Bedeviler arasında yaymıştır.
Sayfa 113 - Kronik KitapKitabı okudu
Küfüretmeyecem bu sefer ya
Gaddar, acımasız bir kişiliği olan Şerif Hüseyin'in isyan esnasında kendisine tutsak düşen Türk subayları boğazlarından birbirine zincirletip, kızgın güneş altında taş taşıtmak suretiyle işkence yaptığı, subayların dövüldüğü bilinmektedir. Öyle ki, Şerif Hüseyin Taif'in işgali sonrası tutsak edilen Binbaşı Süleyman Bey ile dört subay [?] arkadaşını boyundurukla zincire vurdurup, ağır taşlar taşıtmak suretiyle işkence etmişti.
Sayfa 93 - Kronik KitapKitabı okudu
Şerif Hüseyin tarafından pimi çekilen isyan ateşi önce bölgedeki Türk askerlerini sonra da kontrolden çıkarak Şerif Hüseyin başta gelmek üzere Yarımadayı bir baştan diğer başa yakıp yıkacaktır. Babıali tarafından kendisine gönderilen talep ve talimatı uzun, ağdalı mektuplarla geçiştiren Şerif Hüseyin savaş başladığında İmam Yahya'yı kuzeyden tehdit ederek, Aden'deki İngiliz varlığına karşı direnişi engellemiş; Emirliğin verdiği sembolik güçle Somali'de İngiliz karşıtı olası hareketleri durdurmuş; Cihat ilanına destek vermeyerek, Müslümanların bölünmesini sağlamış; Hicaz'da İngilizler aleyhine broşür dağıtılmasını ve asker toplanmasını engellemiş, Arap Yarımadası'nın Osmanlı Devleti'nden kopuşuna vesile olmuştur.
Sayfa 71 - Kronik KitapKitabı okudu